Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Musluğun fendi tuzluğu yendi!

Musluğun fendi tuzluğu yendi!
 

Geçtiğimiz günlerde çok ilginç bir şey geldi başıma. Hani her sabah elimizi yüzümüzü yıkadığımız aslında hayatımızda çok yer kaplayan ama ciddi anlamda öneminin belki de farkında olmadığımız o cansız metal yığını, ağzı olup ama bir türlü dile gelemeyen varlık! Müthiş bir hayat dersi verdi bana.

Şöyle ki; efendim söylemesi ayıp, evdeki ufak tefek tamirat işlerinden az çok anlarım, arada küçük çaplı zayiatlar olsa da genelde başarılı sayılırım bu konuda. Bugüne kadar elektrik kontağından yangın çıkarmışlığım ya da evi su bastırmışlığım yoktur çok şükür. Bu konularda sicilim temizdir yani.

Kaç zamandır mutfakdaki bataryanın ağzındaki süzgeç bozuktu ve her kullanmaya kalktığımızda küçük çaplı duş almak zorunda kalıyorduk. Kadıköydeki hırdavatçılardan gerekli malzemeyi ve de malumatı aldıktan sonra işe koyuldum.

Elimdeki ayarlı pense ve boru anahtarı ile çıktım tezgahın üzerine Kırkpınar'a çıkan başaltılar gibi. Rahatım ama işi biliyorum ya! Tüm vidalı aletlerin açıldığı yöne yani sola doğru bastırıyorum ayarlı pense ile.

- Biraz fazla mı sıkılmış? Zorlayacak sanırım beni.

- Hah olacak galiba bir iki milim kımıldadı. Paslanmış mı ne ? Ne kadar çok sıkmışlar bunu canım.

- Galiba pensenin ayarı bozuk. Boru anahtarı ile deneyeyim bir de.

- Cık cık olmuyor adamlar yenisini satmak için tamir imkanı tanımamışlar herhalde. Böyle mi sıkılır kardeşim bir aparat. Sıkmamışlar japonla yapıştırmışlar sanki.

- Dur bakayım. Bir de ingiliz anahtarı ile deneyeyim, hiç sanmıyorum ama...


Bu şekilde söylene, küfür ede yaklaşık onbeş dakikada maymun oldum mutfak tezgahının üzerinde. Ama aparatı açmak ne mümkün. Açılmadı bir türlü.

Derken hayatımızda belki yapmayı çok az düşündüğümüz ya da hiç yapamdığımız en azından benim fazla kullanmadığım bir şeyi denedim. Bilinenin, genel kabul görenin aksine davranmak! Sabit fikrimden arınmak! Arındım da.

- ya yanlış yöne çeviriyorsam diye sordum kendime.

Aslına bakılırsa mücadelenin henüz beşinci dakikasında aklıma geldi bu düşünce. Lakin bildiğim gördüğüm vidalar, civatalar hep sağa doğru sıkılır, sola doğru açılırdı. Ama onbeşinci dakikada pes ettim artık. Denemekten ne çıkardı bir de ters yöne deneyecektim şansımı.

Denedim.

Açıldı.

Hem de çok kolay.

Evet böyle işte.... Musluk efendiden aldigim bu dersi Einsten'in söylediği rivayet edilen bir sözle tamamlamak günün mana ve önemine uygun düşecek sanırım.

İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor.

Esen kalın efendim.

TzLk

 
Toplam blog
: 39
: 765
Kayıt tarihi
: 21.10.06
 
 

Özel biri değilim. Sıradan bir yaşam süren sıradan bir adamım. Çok geçmeden adım unutulur. Tuzluk...