Mutlak "Büyük Kıyamet" Yoktur, olmayacaktır

Tanrı iken kullar arasında yaşamayı becerebilirsen, İNSÂN olursun.. Ve ne kadar samimiysen, o kadar sevilirsin..

 

Mutlak, BÜYÜK KIYAMET yoktur, olmayacaktır. Yâni, tüm kâinât, tüm dünya parçalanacak, paramparça olacak.. HAYIR..

 

İnsanın kendi ölümü = Büyük Kıyamet. Farklı anlatımlar betimlemelerdir, mecazi anlatımlardır.

 

Yaşamakta olduğumuz dünya, evren sonsuza dek var olacaktır.

 

Küçük kıyamet ise, yaşanılan afetler, kaoslar vs. dir.

Kâinât dünyamızı, dünya gezegeni de insanı besler. Yani, dünyanın her tarafında nükleer bombalar da patlasa, dünya gezegeni yok olmaz. Evren, dünyanın tamamlayıcısıdır, istetmesidir, yedek parçalarıdır. Aynı zamanda şu anlama gelmektedir; Dünya gezegeninde hava, su, toprak, et, süt, ot, meyve, sebze vs. olanaklar asla YOK OLMAYACAKLARDIR. Artıp eksilme söz konusudur. Bereketlenme, bereketinin kaçmasıdır, olup biten. Doğru kullanımıdır esas olan, değerlendirmektir.

Hem Dinsel hem de Bilimsel gerçekliklerdir. Var olan yok olmaz. Kafa yoran herkes bu hakikatleri kavrar.

 

Tüm Zamanlar Aynı AN'da Yaşanmaktadır, Yaşanıyor, Yaşanacaktır.

Dahasını söyleyeyim; her birey, âdem oldu, havva oldu. Muhammed oldu. Ebu cehil oldu, firavun oldu, Musa oldu. Kılopatra oldu vs. Ve şimdi kendi kıyafeti içerisinde yaşamaktadır. Bu döngü, sürekli ve her an tekrar tekrar gerçekleşmektedir. Yâni âdem, havva, ebu cehil, Musa, İsâ, Muhammed ve halihazırda yaşamakta olan ben, sen şimdi, şuan yeniden yeniden doğmaktayız. Ne vakte kadar? Ebediyyen. Çok daha öncesi, Big Ben her an tekrarlanmaktadır. Dolayısıyla evrenin oluşumu yine her an, an be an yinelenmektedir. Hava, su, toprak, elementler, atomlar, elektronlar, nötronlar, protonlar, bitki, elma, armut, hayvan, insan vs..

 

Ben Ölüyorum ve tekrar Doğuyorum. FARKLI bir BEDENDE, BEDENLERDE tekrar doğmaktayım. Sonra tekrar sonra tekrar. Eskiyen, yıpranan KIYAFETİM = BEDENİM yeni doğumlarla yenilenmektedir.. Bu hakikat her bir birey için geçerlidir.

 

Ölümü Kabullenmek, Sağlıklı Yaşamın Kaynağıdır.

 

Hızır a.s. ölümsüz değil midir? HAYIR. Hızır da ölür Hazır da.. Hızır olmak bir makamdır, manevi ruhsal bir makamdır. Ölmeyen hiç kimse kalmayacaktır.

 

Ölümsüzlük, aynı bedende SÜREKLİ yaşamak DEĞİLDİR. Ölmeyen, RUH tur. Bedenler, ruhun Kıyafetleridirler, ruhun elbiseleridirler, ruhun giysileridirler. İnsan ölür, bedeni toprak olur ve yeniden yeni bir beden içinde dünyaya gelir. Ölüm, dönüşümdür. Yenilenmedir. Gece gündüz olayı gb. Güneş doğar ve batar. Sonra tekrar doğar ve batar. Sonra tekrar ve tekrar.. Esasta güneş doğmaz ve de batmaz. Evrandeki yörüngesinde akışını devam ettirir. Sonsuza akış..

 

YET => BİLİM

 

 "Kâinât Âyet Üzeredir". Kesinlikle. Çünkü, YET => KİMYÂ

İnsan doğarken aynı anda evrende big ben ile kendi gök cismi, cisimleri var olurlar. Ve bu gök cisimleri, big ben ile birlikte evrene elementler olarak yayılırlar. Evrene saçılan elementlerin son durağı, hedefi, uğrak noktası ise DÜNYA gezegenidir. Ve o kişiye özel bigben elementleri doğan bireyin özgün yaşam elementleri yani, Kimyâsıdır. 

 

"Her insân rızkıyla doğar". Kesinlikle. Bu Dinsel Yet, aynı zamanda Bilimsel bir Bulgudur. Çünkü, Din = Dünya ve Yet = Bulgu

YET'İ: Meleke. Beceri. Nitelik. Vasıf. Özellik. Unvan. Nâm. Ad. Done. Data. Veri. Bilgi. İlim. Duyu. Duygu. Donanım. Gen. Kod. Şifre. Eylem. Nesne. Yet > Yeti > Yetenek > Yeterlik > Yetki >Yaşam => â.Y.et

 

YENİDEN YENİDEN 

Güneş de batar ancak batmaz aslında.. 

Ölen kişidir sanırsın, çamur kavuşur aslına..

Yok oluş değildir ölüm, her görüntüye aldanma.. 

Doğar âdem, yeniden yeniden... (K.A.)