Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Müzikalde oynamak ister misiniz?

Müzikalde oynamak ister misiniz?
 

Yağmur yağmıyor gibi gözüküyor hava ama yağmur yağıyor. Kimseler görmeden, sinsi sinsi yağıyor belli ki. Soğuk fırsat bulduğu her yerden insanın içine işliyor. Kapkara, sıkıcı mı sıkıcı bir hava. Arabaların kırmızı ışıkları sel gibi akıyor. Rüzgar havalandırıyor bulduğu her şeyi. Duraklarda, sokaklarda, yollarda üşümüş insanlar... Herkesin kafasında sıcak hayaller olduğu kesin gibi.

Elimde içi dolu kova ile durdum. İçinde tavuk ve yemek artıkları ile dolu kova elimde yürüdüm. Üstümde lacivert paltom, lacivert takımım ve elimdeki kova ile komik görünüyor olmalıyım. Ama bana bakan yaşlı köpek daha komik görünüyor. Yağmurda ıslanmış, ıslanmaktan dermanı kalmamış, çöpün yanında bir şey olmadığı için çöpe öylece bakan yaşlı köpek, şimdi bana bakıyor. Kapkara bir İstanbul akşamı. Bizi bizden başka kimse görmüyor.

Arabalar hızla söylenen yere gidiyor. Kimisi son sevgilisinin sıcak dudaklarına , kimisi ilk ayrılışın keskin acısına, bazısı son açılan suşi lokantasına, arzu dolu bir akşama, içilip sızılacak bir geceye, karanlığın içine kazınacak bir ihanete, casusların buluşmasına, hainlerin sırıtmasına ; bir otelin en üst katında kendinle hesaplaşmaya kadar , hızla koşturuyordu insanlar... Yaşlı köpek ise orada öylece düşünüyordu, ne düşündüğünü bile hatırlamadan. Belki niye köpek olduğunu düşünüyordu? Varoluşçu bir köpektir belki kimbilir?

O an sanki bir müzikaldeydik. Işıklar yanacaktı, sahne gözükecekti. Herkes sahnede olanı biteni ve hikayemizi seyredecekti. Belediye başkanı bir direğin üstünden kayıp gelecek ve ilk şarkısını söyleyecekti’’ Şehirde aç köpekler varken, uyku tutmaz beni; karınlarını doyurur öyle uyurum, hem çocukların hem hayvanların.’’ Nefis bir müzik dolduracaktı herkesin genzini, oyunu seyretmeye doyum olmayacaktı. Köpek nefis bir oyun çıkaracaktı, insanlar onu ayakta alkışlayacaklardı. Ertesi gün insanlar artık yemekleri sımsıkı bir poşetin içine değil, yanından geçtikleri bir çöpün yanına koyacaklardı. Birbirlerine gülümseyeceklerdi, sevgi kendiliğinden karşılıksız çoğalacaktı.

Işıklar yanmadı, gece ışıldamadı. Ben köpeğin yemeğini verip, diğer hayvanların yiyeceğini bırakıp trafiğe daldım. Aklıma mutlu, mesut vakitler düştü. Radyoyu açtım nefis bir Münir Nurettin şarkısı." Hayat acaba bir yanılsama mıydı? O köpek gerçek miydi ? Olanların anlamını bilen var mıydı? " derken eve vardım. Vicdanını yastık yapıp yatanlara iyi geceler diledim. Gururlu ve kibirli komşularımla selamlaştım. Üstümde belki yemek kokusu vardı ama hiç oralı olmadım. Müzikalde olur canım o kadar, değil mi?.

 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..