Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Silahsız Kuvvetler ne iş yapar?

Silahsız Kuvvetler ne iş yapar?
 

Kendimize güzel evler yaptık. Site içinde, yüksek duvarlarla çevrili, kapılarda acı suratlı güvenlikler. Daha çok parası olan villalar aldı, hiç sevmedikleri köpekler koydular bahçelerine mecburiyetten, kendilerini korusun diye. Yüksek arabalar edindik, apartman gibi jeep’ler aldık. Herkese yukardan bakıp, kendimizi güvende hissettik. Trafikte bize çarpan belasını buldu .

Cahil ve yoksul insanları görmeyeceğimizi zannettik. Doğu’da garip şartlarda yaşayan, dilimizi bilmeyen, televizyonu bile görmemiş insanların şehrimize geleceğini ummadık. Gecekondu’lar da salkım saçak birbirinin üstünde yaşayan insanların sokaklara çıkıp, Bağdat caddesine geleceğini tahmin etmedik. Temel eğitim olmadığı için eğitim alamayanların birgün başımıza bela olacağını hesap edemedik. Ama hala Mesut Yılmaz'ı isteyenler var. Tuhaf bir kavim olduğumuz kesinleşti artık.

Gazetelerin üçüncü sayfasında ve haberlerin bilmem neresinde var zannettik kötü haberleri sadece. Kapkaç, hırsızlık, adam öldürme, tecavüz, sapıklık bizim muhitimize uğramazdı. Arka sokakların, pis insanların, ‘’kaybetmiş’’ insanların işiydi onlar. Tinerciler, sokak çocukları , yankesiciler birer masal kahramanıydı. Çocuklarımızı koleje yollayınca dünyanın en iyi eğitimini alacağını, en iyi öğretmenlerin orada olduğunu zannettik. Nişantaşı’nı, Bağdat caddesini, Ak merkez’i kendi gettomuz yapacaktık olmadı. Bir sürü kara suratlı, kıllı, yabani kılıklı adam gelip içimize oturuverdi. Kendi mahallelerine gelen otobüsleri yaktıkları, devlete silah sıktıkları yetmiyormuş gibi; kadınları yollarda, çocukları parklarda, hayvanları her yerde taciz etmeye, soymaya, saldırmaya kalktılar.

Hukuk’ un olmadığı ülkemizde on binlerce hukukçu var. 18 yaşından küçüklerin salıverildiği, ülkeyi soyanların bir gün hapis yatmadığı, kanı bozuk şerefsizlere ‘’Sayın’’ diyenlerin televizyona çıktığı, polisi askeri yetkisiz bırakıp , sapıkları, manyakları salan yasaları bizim insanımız yaptı. En son 23 kediyi öldüren bir manyağı salıverdiler. O manyak oğlu manyak gidip başka hayvanları öldürecek. Sonra çocukları, belki insanları. Ama savcısı polisi eli bağlı oturuyor ‘’yasa böyle!’’ 100 çocuğa tecavüz eden şerefsiz sapık daha yeni yakalandı. Amerika’da ise televizyoncular program’da sapıkları yakalatıp polise teslim ediyor. Amerika bir imparatorluk. Başka ülke insanları için vicdanı olmasa da kendi vatandaşları için çelik gibi yasalar yapıyor.

İyi yasalar iyi insanlar , kötü yasalar kötü insanlar içindir’’ lafı doğrudur. Onun için bu haldeyiz. Umarsızlığımız, duyarsızlığımız, bana neciliğimiz, egomuzun şişkinliği dillere destan. Çocukların kuyulara düştüğü, yollara çıkan yaratıkların denize adam attığı, el değmemiş katillerin ‘’bilmem ne affı’’ ile serbest bırakıldığı bir ülkede; mis gibi kokular içinde, huzur içinde yaşayamazsınız. Cezaevleri ağzına kadar dolu, kütüphaneler ardına kadar boş olan ülkemizde toplumsal barış bir tatlı dilek sadece. Elin papazı, rahibesi gelip ülkemizde kilise kurup, radyo kurup yağmurda karda kendi dinini satmaya çalışırken. Bizim hocalar, mocalar parti kurup, programlara çıkıyor. Allah'ım! sen aklımızı koru.

İki tane işsiz adama derin devlet denilen ülkemizde. Okulların yakacak odun, kömür bulamadığı ülkemizde. Kızların en medeni yerlerden biri olan Milas’ta bile töre yüzünden intihar ettiği ülkemizde.Trafik'te cebinde kalın borularla dolaşan psikopatların bol olduğu ülkemizde. Barolar, Ticaret odaları, düşünce kuruluşları, üniversiteler, Kamu kurum ve kuruluşları ne arasanız var. Sanırım devlet adamı yok. Kurumsallık yok, kendini hiçe sayıp gerçekler için çarpışacak aydınlarımız yok. İki satır yazı yazacak gazeteci kaldı mı? Uğur Mumcu’dan sonra. Yok! Bulamazsınız.

Hiç olmazsa vatandaşlık görevimizi yapalım. AKP’ye faks çekip Cumhurbaşkanı adayımızı belirtelim. Ben ne mi diyeceğim?’’ Tayyip Erdoğan dışında bir kişi. Türkan Saylan olsa ne güzel olur mesela’’

 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..