Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '11

 
Kategori
Siyaset
 

Namık Kemal Zeybek, cami ve meyhane

Namık Kemal Zeybek, cami ve meyhane
 

Zeybek


Aylar önce bu sayfalarda Tansu Çiller'e yaptığımız bir çağrı vardı: Beyaz Kurdele çağrısı. O çağrıda, merkez sağın Cuma namaza gidip Cumartesi meyhaneden çıkan Anadolu insanını temsil ettiğini dile getirmiştik. Çok değil 1 hafta kadar önce Posta Gazetesi yazarı Rauf Tamer de benzer bir hususa değindi. Şöyle diyor Tamer: 

"Çünkü sabaha karşı camiden çıkan mütedeyyin insanlarla aynı saatte meyhaneden çıkan sarhoşların beraberce yaşayabileceği yegâne çatı hâlâ DP'dir." 

Mütedeyyinle sarhoşun ittifakı! Kulaklara hoş geliyor bence. Gerçi bazıları bu iki sözcüğü bir araya getirmemek ve bölüp parçalamak için var güçleriyle savaşacaklardır. İnsanların birlikteliğinden değil de ayrışmasından nemalanan grupları her devir görüyoruz. Tamer'in de dile getirdiği bu ittifakın yeri hala DP mi, bilmiyoruz. Bunu zaman gösterecek. Ancak DP'nin yeni genel başkanı Namık Kemal Zeybek, önce Kürtçe ile ilgili ilginç çıkışı, hemen akabinde Avrupa Birliği ile ilgili birliği doğrudan reddetmeyen ancak kendine has bir üslupla gelen söylemleri ve son olarak da Rauf Tamer'in bu ifadesine verdiği destek ile aslında merkez sağın sihirli formulünü edinmişe benziyor. 

Alkol kullanmayan, Yeşilaycı birisi olarak alkol kullananların hakları yanında yer alması doğru bir tutumdur. Bir suçlunun bile temel hak ve hürriyetlerinin gaspedilmemesi gerektiği bir dünyada yaşıyoruz. Alkol kullanmak suç değildir, aksine bir yaşam tarzıdır, kültürüdür. Alkolün yarattığı istihdam, işletmelere edindirdiği tecrübeler vardır, alıcısı vardır, satıcısı vardır. Dinlerin bakışı vardır, bilimin, tıbbın bakışı vardır. Herşeyin çoğunun vereceği zarar gibi alkolün çoğundan da olumsuz etkilenen de vardır. Alkol faydasıyla zararıyla, bir dünya gerçekliğidir. Bunu kabul etmek zorundayız. Bununla bu çağda savaşın galibi olmaz. Sigaraya yaptığınızı yaparsınız en fazla, daha fazlası işte böyle ters teper. 

Şimdi Zeybek'in yapması gereken topluma umut olacak bir ekip ile mücadeleye devam etmektir. Ve partisini demokrasi yolundan, Avrupa Birliği projesi hedefinden çıkarmamaktır. AKP'ye bu şekilde alternatif olabileceğini görebilmektir önemli olan. Şunun altını önemle çizeyim: Avrupa Birliği projesi koşulsuz şartsız Avrupa ne derse onu yapmak değil, onun çıtasını yükselttiği demokrasinin standartlarını Anadolu insanıyla tanıştırmaktır. Hala tam anlamıyla demokrasi yok ülkemizde, varsa da yamalı bohça gibi. Bir şeyler yapıldı, ama her şey yapılamadı. Bakalım yapabilen gelecek mi? 

 
Toplam blog
: 78
: 1198
Kayıt tarihi
: 12.10.10
 
 

Alice'in harikalar diyarındaki cennet bahçesinden sesleniyorum sizlere. Burada önyargı, olur olma..