Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '07

 
Kategori
Tarih
 

Napolyon Bonaparte

Napolyon Bonaparte
 

Değerli dostlar,

‘Tarihi Karakterler’ isimli bu grupta zaman zaman tarihte iz bırakmış şahsiyetleri sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Tarihe damgasını vurmuş karakterlerden biri olan Napolyon’la başlamak istedim. Bu yazımda Napolyon’u iyi ve kötü yönleriyle birlikte değerlendirdim. Sizleri Napolyon’un ilginç hayatıyla baş başa bırakıyorum…

...



Gelmiş geçmiş en yetenekli askeri dehalardan biri olarak kabul edilen Napolyon Bonapart (1769 – 1821), Fransa’nın yetiştirdiği en büyük devlet adamı olarak tarihe adını yazdırmıştır.

Avrupa’yı strateji oyunu oynar gibi bir çırpıda fethetmiş, altmış kadar savaşta yer almış, bunlardan sadece üçünde savaş meydanından yenilgiyle ayrılmıştır. Aynı zamanda Avrupa’yı birleştirmeyi düşünen idealist bir devrimcidir.

Aslen Korsikalı’dır. Topçu olarak askerliğe başlamış, orduda yeteneği keşfedilmiş, askerlik hayatında hızla yükselmiştir. Genç yaşta Fransa ordusunun başında İtalya seferine çıkarak büyük başarılara imza atmıştır.

1799 yılına gelindiğinde Napolyon birden bire kendini devletin başında bulur. Ülkede darbe olmuş, yönetim değişmiş, hükümetin başına da Napolyon getirilmiştir. Kolları sıvar; Avrupa içlerinde hızla ilerlemeye başlar. İtalyan, İngiliz ve Avusturyalılar’a karşı zaferler elde eder. Çok kısa bir sürede Avrupa haritasını değiştirir.

Devlet işlerinde de çok başarılıdır; reformlar yaparak ülkesinin yapısını değiştirir ve kısa sürede Fransa halkının sevgilisi haline gelir. Papa Pius VII'nin eliyle taç giyerek ‘imparator’ olur. Daha doğrusu Papa’dan üstün olduğunu düşündüğünden, imparatorluk tacını Papa’dan alıp, kendi elleriyle giyer.

Moskova ve Waterloo yenilgileri ile de çöküşe geçer. Neden Moskova’yı işgale kalkıştığı hala anlaşılamamıştır. Üç yüz bin askerle gittiği Rusya’dan iki bin askerle dönebilmiştir. Ama bu girişim ne Enver Paşa’ya ne de Hitler’e ders olmuştur. Yirminci yüzyılda, onlar da Rus ordusundan çok, ağır kış şartlarıyla mücadele etmek zorunda kaldıkları Moskova yollarında perişan olmuşlardır.

Dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan 1815 Waterloo Savaşı ise Napolyon’un sonunu hazırlamıştır. Bugünkü Belçika topraklarında Birleşik Avrupa güçlerine karşı yaptığı savaşta ağır bir yenilgi almıştır. Waterloo Savaşı ile ilgili günümüze kadar çok şey söylenegelmiştir. Bunlardan hangilerinin doğru olduğunu bilemiyoruz, ama tarihçiler hala bu konular üzerinde kafa yoruyorlar. Kimilerine göre Napolyon’un ağrılı basuru onun dikkatini dağıtmıştı. Kimilerine göre yüksek sesle horlamasından dolayı uykusuzluk çekmiş, konsantrasyonu dağılmıştı. Kimilerine göre de kendine çok güvenmiş, düşmanı hafife almıştı. Sebep ne olursa olsun sonuç, Napolyon’un yenilerek Amerika’ya kaçmak istemesi, fakat bunu da başaramayıp İngilizler’e teslim olmasıdır.

Bundan sonrası ise Napolyon için daha acıklıdır. Tarihin en büyük devlet adamların-dan biri olan Napolyon İngilizler tarafından gönderildiği Atlantik’in ortasında yer alan St. Helena adasında bir obez olarak ölür (1821). Mezarı ise ancak 1840’ta Paris’e getirilebilmiştir. Mezarı açıldığında cesedinin neredeyse hiç bozulmadığı görülür. Kimilerine göre arsenikle yavaş yavaş zehirlenerek öldürülmüştür. Cesedinin bozulmamasının sebebi ise vücuttaki arseniktir.

Büyük devlet adamının tarihe karşı işlediği büyük günahları da vardır. Bunları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:

<ımg height="10" alt="*" src="file:///C:/DOCUME~1/@1PBWN~1.002/LOCALS~1/Temp/msohtml1/01/clip_image001.gif" width="10"> Suriye’ye saldırmak için Sina çölünü geçerken erzak sıkıntısı çekeriz diye yanında bulunan üç bin kadar Türk’ü öldürmüştür.

<ımg height="10" alt="*" src="file:///C:/DOCUME~1/@1PBWN~1.002/LOCALS~1/Temp/msohtml1/01/clip_image001.gif" width="10"> Kendisine isyan eden halkları ağır bir şekilde cezalandırmış, fethettiği İtalya ve İspanya’nın başına kardeşlerini geçirmiştir.

<ımg height="10" alt="*" src="file:///C:/DOCUME~1/@1PBWN~1.002/LOCALS~1/Temp/msohtml1/01/clip_image001.gif" width="10"> Eğer söylediyse şu sözü de büyük bir talihsizliktir: "Fransızlar benden şikayet edemezler, Rusya'da üç yüz bin kişi kaybettim, bunun ancak otuz bini Fransız’dır. Kendi halkımı korumak için Almanlar’ı, Polonyalılar’ı ve İtalyanlar’ı feda ettim"

Tarihteki diğer önemli şahsiyetler gibi Napolyon için de bir çok şey söylenmiş, yazılmış, çizilmiştir. Her şeyden önce ünlü “para para para” sözü ona aittir. Bu söz Napolyon’un dünyayı şekillendiren unsurun “para” olduğuna inancının bir göstergesidir.

Napolyon’un boy kompleksinin olduğu, bunun için bütün dünyayı yönetmek istediği, onunla ilgili ortaya atılan iddialar arasındadır. 1.60’lık boyuna rağmen bütün dünyayı yönetebileceğini göstermek istemiştir. Kimilerine göre de, onun bu hırsı aşırı çalışan hormonlarına bağlıydı.

Napolyon’un çoğu resminde görülen ceketinin içine girmiş olan eli, aslında onun karizmatik duruşundan değil, hayatı boyunca çektiği mide rahatsızlığından kaynaklanırmış meğer. Elini midesi üzerine koyarak dindirirmiş acısını.

Napolyon’un bazı garip davranışları da vardır. Kaba bir insanmış mesela, sözünü dinlemeyenlere ağır küfürler eder, hatta daha da ileri giderek tekmelermiş. Genellikle üstüne yemek ve mürekkep döktüğünden lekeli giysilerle de dolaşırmış.

Onunla ilgili anlatılan anekdotlar da oldukça fazladır. Bir savaştan sonra, eleştiri yapanlardan biri, parmağını harita üzerinde gezdirerek Napolyan’a şöyle der: “Şuradan geçip, önce orayı alsaydınız, sonra buradan geçip şurayı da alırdınız” Napolyon güler: “Evet, oralar parmakla alınsaydı, öyle yapardım!”

Napolyon, İspanya’yı savaşta yendiğinde, İspanya Kralı Napolyon’a “Siz sadece para, ganimet, altın ve toprak elde etmek için savaşırsınız. Oysa biz şerefimiz ve namusumuz için savaşırız” dediğinde Napolyon zekice yanıtlar: “Doğru. Herkes kendisinde olmayan şeyler için savaşır.”

Napolyon’un hayatı boyunca söylediği en doğru ve güzel söz ise şudur: “Dünya tek devlet olsa, merkezi İstanbul olmalıdır.”

 
Toplam blog
: 3
: 9875
Kayıt tarihi
: 09.10.07
 
 

"Dünyayı güzellik kurtaracak... ve sevmekle başlayacak herşey..." sözüne yürekten inanan ve "yitirme..