Nasıl şey edeceğiz?

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın 2008 aralık ayında memleketi Ordu’ya yaptığı gezisinde kendisini karşılamadığı gerekçesiyle adı medyaya taşınan eski vali Ali Kaban, daha sonra ayakta bevletmek (işemek) dinen caiz değil diye pisuvar söktürme olayı ile gündeme gelmişti.

Kamuoyunun tepkisi sonrasında merkeze alınan vali şimdi Başbakanlığa Başdanışman olduğu yolunda haberler ile gündeme geldi.

Ekim ayının ilk haftasında yerel basında gündeme gelen haberi daha sonra ulusal basında okuduk. Cumhuriyet gazetesi kaynak gösterilerek internet sitelerinde yayımlanan haber ile ilgili herhangi bir tekzip kamuoyu ile paylaşılmadığı için haberin doğru olduğunu kabul etmek gerekir.

Bilindiği gibi Kaban, 2008 yılı nisan ayında Ordu’ya ilk kez vali olarak atanmış ve görevde kaldığı 15 ay boyunca kadrolaşmaya zaman ayırdığı yönünde eleştiriler almıştı. Kaban, önce mahkeme kararıyla görevine dönen dönemin İl Müftüsü Tacettin Sevinç’in makam arabasına el koyarak istifaya zorlamakla gündeme gelmiş, Vali Ali Kaban kendisine yakın Veysel Çakı’yı müftülük makamına oturttuktan sonra da ilk iş olarak cami tuvaletlerindeki pisuvarları dinen ve hijyen açısından sakıncalı olduğu gerekçesiyle söktürmüştü.

Kaban daire müdürleri ve kaymakamlarla yaptığı bir toplantıda da “çağdaş uygarlığı”, “saçma sapan bir kavram” olarak yorumlayarak şunları söylemişti: “İdareciliğin hakkını vermiyorsa insanlar bir üst idareci olarak biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. O klasik kaide geleneğince nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir kaidesini uyguluyoruz.” dediği öne sürülmüştü.

Ertuğrul Günay’ın 2008 yılında tepkisini çeken vali, bir müddet kızağa çekildikten sonra İktidar tarafından Başdanışman yapılarak; “Dini referanslara göre yaptığın icraatların arkasındayız” denilmesine nasıl bir tavır göstereceği kamuoyu tarafından merak ediliyor.

Günay, anayasada ifadesini bulan “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti”nin Bakanı olarak mı, yoksa bir anlamda kendisini öteleyen AKP iradesine tam bir teslimiyet içerisinde “kültüre bakan”olarak mı kalacak?

Antalya film festivalinde jüri olan “Boşnak asıllı Sırp Yönetmen Emir Kusturica varsa ben yokum!" diyerek kültürel entelektüel birikimi hakkında fikir sahibi olduğumuz(!) Günay’ın Ali Kaban’ın Başdanışman olmasından sonra en azından bu satırları yazan olarak beni yanıltmasını umuyorum.