Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '19

 
Kategori
Tarih
 

Nazarbayev Modeli

19 Mart 2019’da son dönem Orta Asya, belki de dünya tarihinde ender görülen olaylardan biri yaşandı. O gün 1989’dan beri Kazakistan’ı başarılı bir şekilde yöneterek ülkeyi “Avrasya’nın Yükselen Yıldızı” unvanına hak kazandıran Nursultan Nazarbayev yeni nesil politikacıların önünü açmak için görevinden istifaettiğini açıkladı. Yerini yeni seçimlere kadar Senato Başkanı Kasım Jomart Tokayev’e bıraktı. Kimse böyle bir şeyi beklemiyordu. Elbette bir insanın iktidar koltuğunu kendiliğinden bırakması kolay değildir. Bu büyük bir fedakarlığı gerektirir. Bu fedakarlığı da ancak büyük hedefleri ve idealleri olan devlet adamları yapabilir. Nazarbayev’in ideali var mıydı? Elbette vardı. O Kazakistan’ın ebedi bir devlet olması istiyordu. Bunun yolu da kendisinden sonra da bu ideale sahip başarılı insanların ülke yönetimine gelmesinden geçiyordu.

Bu benim için pek de şaşırtıcı olmadı. 2000’de Boris Yeltsin Vladimir Putin lehine başkanlık görevinden çekildiğinde, bir gün mutlaka Nazarbayev’in de böyle bir hamle yapacağını beklemeye başlamıştım. Son yıllarda bunun işaretlerini de verdi. Önce başkanlıkyetkilerinin bir kısmını anayasada değişiklik yaparak meclise ve hükümete devretti. Buna karşılık Güvenlik Konseyi’ndeki yetkilerini arttırdı. Peki başkanlık görevinden istifa eden Nazarbayev Güvenli Konseyi’ndeki yetkilerini niye arttırma ihtiyacını hissetti?

Yukarıda Boris Yeltsin’den bahsettik. Boris Yeltsin istifasını verdikten sonra tamamen politikadan çekildi. Çünkü, Rusya Federasyonu Çarlık Rusya ve Sovyetler Birliği gibi büyük devletlerin doğrudan mirasçısı ve asırlardır bölgesinde egemen olan büyük bir devlettir. Fakat, Kazakistan ise Kazak Hanlığı’ndan sonra iki buçuk asır kadar sömürge durumunda yaşamak zorunda kalan ve ancak 1991’de bağımsızlığını kazanmış yeni bir devlettir. Dolayısıyla yeni devleti yapılandırmak ve bunları kalıcı hale getirmek gibi büyük bir sorunla karşı karşıyaydı.

Bu yeni dönemin Nursultan Nazarbayev’in liderliğinde başlaması bu sorunun aşılmasında büyük bir şans oldu. Onun döneminde yeni bağımsız ve modern bir devletin temelleri atıldı. Devletin anayasası yapılarak yepyeni bir siyasi sistem inşa edildi. Ekonomik alanda büyük kalkınma hamleleri gerçekleştirilerek halkın gelirleri dokuz kat arttırıldı. Dünyanın çeşitli bölgelerinden büyük şirketlerin ülkeye yatırım yapması sağlandı. Kazakistan Rusya, ABD, Çin, AB ve Türkiye gibi ülkelerle çok yönlü politikalar geliştirerek dünyada saygın bir konum elde etti.

Nazarbayev’in en önemli başarılarından birisi de çok etnikli ülkede barış ve huzurun tesisi oldu. Onun ülkedeki tüm halkların her türlü halklarına saygı gösteren politikaları ve özellikle onlar için Halklar Asamblesi’nin kurulması dünyada ender görülen gelişmeler arasında yer aldı.

Nazarbayev iktidarı sadece ülke içinde barış ve uyuma katkı sağlamakla kalmadı. Aynı zamanda dünya barışına da paha biçilmez katkılarda bulundu. Özellikle Kazakistan’ın daha bağımsızlığın ilk yıllarında kendisini dünyanın dördüncü nükleer silahlı gücü yapan Sovyetler Birliği’nden miras kalan silahlardan vaz geçmesi ve daha sonra nükleer silahsız bir dünya için çeşitli uluslararası kampanyalara öncülük etmesi dünya barışına önemli katkılar olarak görülmektedir. Kazakistan’ın önerisiyle ve Birleşmiş Milletlerin kabul etmesiyle bugün dünya 29 Ağustos gününü “Nükleer Karşıtı Günü” (Anti-Nuclear Day) olarak kutlamaktadır. Bu nükleer silahların yayılmasının önlemesi yolunda bilincin artmasını sağlayacaktır.

Kazakistan iç ve dış politikada Nazarbayev’in öncülüğünde elde ettiği kazanımlarını hepsini bir bir anlatmak bu makalenin hacmini aşar. Ancak bu kadarı bile 30 yıllık bir genç bir devlet için olağanüstü başarılar olarak nitelendirmek için yeterlidir.

Nazarbayev başkanlık görevinden istifa etmekle birlikte onun Kazakistan için yapacağı hizmetler henüz bitmemiş görünüyor. Çünkü, o başkanlık görevinde iken yurt içinde ve dışında en çok sorulan ve cevabı en çok merak edilen soru Nazarbayev’ten sonra Kazakistan’ın bu istikrarlı gelişimin devam ettirip ettiremeyeceği idi.

Büyük devlet adamı ve reformatör Nazarbayev’in 78 yaşında sağlığı yerinde iken başkanlık görevinden istifa etmesi, ancak iktidardaki Nur Otan Partisinin genel başkanlık ve Güvenli Konseyi’nin başkanlık görevlerini elinde tutmaya devam etmesi işte bu soruyla yakından alakalıdır.

Nazarbayev’in bundan sonraki görevi Kazakistan’daki başarıların kendisinden sonraki yönetimlerde de kalıcı olması ve yönetim mekanizmasının kurumsallaşmasını temin etmektedir. Böylece Nursultan Nazarbayev kendi yurttaşlarının ve yabancı yatırımcıların endişelerini gidermektedir.

Nazarbayev Nur Otan Partisi’nin genel başkanı olarak 9 Haziran 2019’da yapılacak başkanlık seçimleri için Geçici Başkan Kasım Jomart Tokayev’in adaylığını desteklediğini açıklamıştır. Devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış, birçok dile vakıf Tokayev Kazakistan bağımsızlık döneminde yetişmiş ve ön plana çıkmış önemli isimlerden birisidir. Seçimlerde kazanması halinde onun Nazarbayev dönemindeki tüm politikaları aynen devam ettireceğine şüphe yoktur. Kazakistan iç ve dış politikaları aynı şekilde devam edecektir.

Bu Kazakistan’ın geleceği açısından önemli bir adım olarak tarihe geçecektir. Ayrıca bir kurucu devlet başkanının kendisinden iktidar değişim sürecinin pürüzsüz bir şekilde gerçekleşmesini ve ülkenin kurucu dönemin ilkelerine bağlı kalarak yoluna devam etmesinin sağlanması temin açısından sağlığında görevinden istifa etmesi tarihte ender görülen bir olaydır. Aslında bunu da Nazarbayev’in reformlarının bir parçası olarak yanlış olmayacaktır. Bu sebeple gelecekte bunun yeni bağımsız devletler için “NAZARBAYEV MODELİ” olarak siyasi ders kitaplarında yer alacağına şüphemiz yoktur.

 

 
Toplam blog
: 22
: 124
Kayıt tarihi
: 03.11.11
 
 

  Mesleğim tarihçi. Özellikle Türk dünyası tarih ve kültürü üzerine araştırmalar yapıyorum. Tarih..