Nazif Genç, bu yılın saç rengini ve şeklini anlattı…

Antalya’da olduğum zamanlarda gittiğim kuaförüm Nazif Genç’le bu senenin saç modellerinden ve saç renginden söz ettik.

O iyi bir sanatçı, ne zaman gitseniz bayanların sıra beklediklerini görürsünüz.

Manikür, pedükür yapan yardımcılarından Bahar’ın gülen yüzü, gülen gözleri ile, orada çalışan gencecik bu sanata gönül vermiş gençlerin tebessümleri, misafirperverlikleri ile ikinci bir adresiniz gibi oluyor…

Nazif Genç, sizi misafiri gibi karşılar, dostu gibi uğurlar…

Bu çok önemli bence.

Biz bayanların kendimize ayırdığımız zamanlarımız gerçekten çok değildir.

Bazen yarım saat bazen de; bir – iki saatinde kaliteli geçmesini isteriz.

Çayımız olsun, kahvemiz olsun ve sohbet edebileceğimiz aklı başında, bilgili kültürlü sanatçı saç uzmanlarımız olsun isteriz.

Yenilerlerde çok önemli, onun için okuyan kuaför olmalı, takip eden, yenilikleri uygulayan olmalı…

İşte öyle biri Nazif Genç…

Bayanlar sizler için sordum.

“Bu yıl saçlarımıza neler yapacağız?”

“Doğal olacak, dalgalı olacak”

“Topuzlar yok mu?”

“Var elbette, topuz olmadan güzel ve özel bir geceye gidilir mi? Helede saçlar uzunsa!”

“Haklısın.”

“Tabi topuz dedimse anneanne topuzları değil, dağınık olacak, karışık olacak.”

“Yani doğal.”

“Evet.”

“Kısa saç mı uzun saç mı?”

“Bence saçın kısa veya uzun olması taşıyanın yüz şekli, vücut dili ile  de ilintili.”

“Doğru katılıyorum. Kiminde çok güzel duran uzun saç, bazılarında da hiç iyi olmuyor.”

“Tabi…”

“Renklere gelirsek…”

“Renklerde bu sene sıcak renkler geçen seneden beri yerini koruyor. Altın sarıları olduğu gibi, Meryem’in saçının tonlarıda.”

“Meryem Uzerli yani Hürrem Sultan.”

“Eee öyle tabi. Televizyondaki programların, dizilerin modada etkisi olmaz mı?”

“Oluyor. Bal köpüğü saç diyorsun yani.”

“O da var, küllü sarılarda var… Kramel kahve, çikolata kahvede ilgi görüyor. Işıltılı ve canlı renkler diyorum bu yıl için. İsteklerde öyle geliyor zaten…”

“Nafiz Bey, senelerdir saçlarımı sen kesersin. Ben senin saç kesmedeki mahiretini her zaman çok takdir ediyorum. Bu sadece benim fikrim değil ki. Benim arkadaşlarım, yakınlarımda buraya geliyorlar ve saçlarını kestiriyorlar. Bunun sırrı nedir?”

“Aşk.”

“Aşk mı?”

“Aşk tabi. İşime duyduğum aşk…”

“Evet, severek yapılan her iş başarılı oluyor değil mi?”

“Öyle tabi. Ben bazen yeni bir model için günlerce çizerim, hayal ederim, uykumda, rüyamda düşünürüm.”

“Sen iyi bir sanatçısın.”

“Teşekkür ederim. Ben de bu işin bir sanat olduğunu düşünenlerdenim.”

“Haklısın. Güzellik ve sanat biraradadır. Geçen gün bir oyuncumuzun başına kuaförde kötü bir kaza gelmiş, saçları yanmış. Seninde başına böyle bir olay geldi mi?”

“Hangi kuaför olmamıştır diyebilirki. Fakat öyle tamamen yandı, eyvah mahvoldu denilecek bir şeyi ben Allah’a şükür yaşamadım. Kimsede yaşamasın. Düşünüyorum belki ilk başlarda olabilen bir şeydir de artık yıllarını bu mesleğe vermiş bizler için gerçekten zor. Ev hanımlarının yemeği yakmaları gibi bir şey! Başında durmazsanız, ilgilenmezseniz yemeğide yakarsınız. Ben dikkatliyimdir, titizim zaten boya yaptığım misafirimden gözlerimi ayırmam ki, onu takip ederim.”

“Erkekler barlara gittiklerinde barmenlerle dertleşiyorlar, bayanlarda bütün dertlerini sırlarını kuaförlerine anlatıyorlar deniliyor sence öyle mi?”

“Çok özel anlar yaşıyorsunuz misafirinizle. Dost oluyorsunuz. Sohbet ediyorsunuz.” “Doğru. Bilirler ki biz kuaförlere anlatılanlar bizlerde kalır.”

“Nasıl yani böyle bir şart mı var?”

“Yok böyle bir şart yok. Bu mesleğe saygıdır, misafirimize hürmetimizdir. Bu işimizdir. İşimizin kutsiyetidir. Hiç anlatılan başka kişilere anlatılırmı? Bir de inanın Nazan Hanım daha misafirimiz çıkmadan unutuyorsunuz.”

“Doğal başka bir misafiriniz geliyor.”

“Öyle tabi…”

“Siz yakışıklı bir adamsınız, bayanlarla çalışıyorsunuz eşiniz kıskanıyor mu sizi?”

“Hayır, eşim benim mesleğimin ne olduğunu bilir, işime ne kadar saygılı olduğumu da bilir, üstelik onu ve çocuklarımı da ne kadar çok sevdiğimi iyi bilir.”

“Harikasın Nazif, Allah işini gücünü rast getirsin.”

“Sağolun Nazan Hanım.”

Bu güzel sohbetimizle geçen zamanı anlayamadım bile…

Nazan Şara Şatana