Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '07

 
Kategori
Animasyon
 

Nazım'ın yüzüne tükürülsün diye yapılan haber

Nazım'ın yüzüne tükürülsün diye yapılan haber
 

Bugün Orhan Pamuk kendi deyimiyle "hayatında ilk kez gazetecilik yaptı". Radikal Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ın teklifiyle Radikal'in bugünkü sayısını "gazete çalışanlarının da yardımıyla" hazırlamış.

Ve Radikal'in bu sayısında Pamuk, ifade özgürlüğüne yapılan baskılardan payına düşeni alan tüm dev bildiğimiz yazar, şair ve sanatçıları hatırlatıyor bize.

Bugün bir Radikal Gazetesi almak ya da bir destek vermek gerek söylediklerine.

Gazetenin manşetinde basının muhalif kimlikler söz konusu olduğunda aldığı ya da alamadığı tavırların bir tokat gibi yüzümüze çarpıldığı o haber var. Toplumsal iktidarın basın özgürlüğünü nasıl da iktidar özgürlüğüne dönüştürdüğü o haber.

Nazım Hikmet'in bir fotoğrafıyla beraber "kendi fikrini beyan etmeyerek tarafsızlığını koruduğuna bizleri inandırmaya çalışan Cumhuriyet Gazetesi, Nazım'a olan nefretini şair Eşref'in Apdülhamit'e söylediği lafı alıntı yaparak kusmuş.

Bugünkü Radikal Gazetesi'nde resimli olarak küpüru bulabileceğiniz Cumhuriyet Gazetesi'nin 1951 yılındaki haberi şöyle;

"Sovyetler Nazım Hikmet'in Moskova'da aldırdıkları boy boy şekil şekil resimlerini bütün dünya fotoğraf ajanslarına dağıtmaya başlamışlardır. Yukarda gördüğünüz resim bunlardan biridir. Bu fotoğrafı sütunlarımıza geçirirken şair Eşref'in Aptülhamide yaptığı tavsiye aklımıza geliyor. Bu tavsiye "resmini teksir ettirip dağıt ki millet doya doya yüzüne tükürsün" mealindedir. Biz de yukarıki resmi aynı gaye ile basmış bulunuyoruz."

Böyle bir haber yapmış Cumhuriyet Gazetesi 1951 yılında Nazım Hikmetin gülen bir fotoğrafıyla beraber.

Cumhuriyet Gazetesi bu haberi yapıp yapmamakta özgür müydü?

Ya da şöyle soralım "Nazım Hikmet'in yüzüne tükürsün herkes tavsiyesiyle" onun fotoğrafını basıp basmamakta özgür müydü? Eğer özgürdüyse tamamen kendi rızalarıyla bir kişiyi hedef göstermek tarafsızlığındalarmış diyelim.

Yok eğer birileri onlara "bu haberi böyle yapacaksınız" dediyse demek ki 1951'de Cumhuriyet Gazetesi Nazım Hikmet'i vatan haini ilan edenlerin gazetesiymiş diyebilir miyiz?

Ya da şöyle soralım vatan haini ilan edilmiş" Moskof yanlısı" şair Nazım'ın fotoğrafını sadece yayımlamakla kalmayıp bir de yanına "yüzüne tükürülsün diye yayınlıyoruz" tavsiyesini eklemek özgürlüğünde midir basın?

Bu durumun sadece Cumhuriyet Gazetesi'ne özgü olmadığını görmek için eski gazeteleri bir karıştırmak ve Türkiye Tarihi'ni incelemek yeterlidir.

Basın'ın toplumdaki yerini açıklamak için basınla devletin ilişkisi, daha da geniş olarak basınla iktidar odaklarının ilişkileri incelenmesi gerekir deyip bitirelim bu yazıyı da.

kaynak: www.radikal.com.tr

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..