Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '07

 
Kategori
Kedi Psikolojisi
 

1 dişi 2 erkeği birbirine nasıl düşürür?

1 dişi 2 erkeği birbirine nasıl düşürür?
 

hep derler ya kadınlar olmasa erkeklerin dostlukları bozulmaz diye. Acaba öyle midir, ve gerçekten de kadınlar olmasa tüm dünyada kardeş kardeşi daha mı çok sever ve öldürmezdi ya da mülkiyet duygusu kadına sahip olmakla mı başladı? bilmiyorum ama ben kendi gözümle bir kadının iki erkeği birbirine nasıl düşürdüğünü gördüm ve de dişinin tehlikeli bir yaratık olduğuna inandım.

aslında bahsettiğim iki erkek kardeştiler ve doğduklarından beri birbirlerinden hiç ayrılmamışlar, beraber uyumuşlar beraber yemek yemişler ve beraber oynamışlardı. Birbirlerine o kadar bağlıydılar ki birbirlerinin kankası olduklarını ve ölene dek hiç ayrılmayacaklarını düşünüyorduk hepimiz.

Büyüdüklerinde, artık güç kazanmaya başladıklarında oyunları biraz daha sertleşiyor ve bazen bu sertlik birbirlerini yaralamaya kadar varabiliyordu ama yine de akşam oldu mu yattıkları yerde birbirlerine sokuluyor ve ying yang gibi kıvrılıp birlikte uyuyorlardı.

Sonra yaşadıkları yerden ayrılmaları gerekti. Bir köyde doğmuşlar ve bir yıllık hayatları o ağaç senin bu ağaç benim tırmanmakla ve uçsuz bucaksız çayırlarda kaybolmakla geçmişti. Oysa şimdi geldikleri yer bir apartman dairesiydi. Her ne kadar arka odasından dışarı çıkabiliyor da olsalar burası farklı ve yabancı bir yerdi.

Başlangıçta içlerinden biri, daha büyük olan, geldiği ortama alışamayıp belki de psikolojik nedenlerle hastalandı.

Diğeri, her zaman tüm kardeşlerine neredeyse analık yapmış ve onları yeri gelip de karnında uyutmuş olan Marduk ise her zamanki gibi ortama sessizce ve dirençle uyum sağlamıştı. Hastalanan ise çok alımlı siyah beyaz bir kediydi ve ona bizi güldürdüğü ve kendi kendine oyunlar icat ettiği için "çizgi film" adını takmıştık.

Çizgi film o evi hiç bir zaman sevmedi ve 17 km uzaklıktaki köye bir yüksek dağı aşıp 4 kez gitti. Dördünde de onu orada bırakmadım ve geri getirdim.

Çünkü ilk gittiğimde onun köye değil bize gittiğini, daha doğrusu köydeki evin yanında bizi aradığını görmüştüm. Bizi bekliyordu, çünkü evi bellediği yer orasıydı. Ama beni görünce de mutlu oluyordu, bunu çıkardığı mırıltılı konuşmalardan anlayabiliyordum.

Yine de onu orda bırakmadım zira ilk kedimin bana yadigarıydı. Köye dördüncü kez gittikten ve ben onu yine geri getirdikten sonra bir daha gitmedi, sanırım kabullendi ve bizim onu terketmeyeceğimizi ve o evi hep beraber bıraktığımızı anlamıştı.

Fakat her ikisi de gittikçe büyüyorlar ve yavaş yavaş mekanı kendilerine göre sahiplenmeye başlıyorlardı. Yine de birbirleriyle kavga ettiklerini hiç görmemiştim. Ta ki o küçük sevimli, oyuncu yavru dişi ortama gelinceye kadar.

Ne olduysa ondan sonra oldu. Ortamda o dişi varsa tekir olan Marduk her zamanki sakin ve vakur haliyle otururken, ortama gelen Çizgi film birden delirmiş gibi onun üstüne atlıyor ve alt alta üst üste yumak oluyorlardı.

bu kavganın sonunda her ikisinin de yoluk tüyleri havada uçuşuyordu.

Genellikle saldıran Çizgi filmdi ve bir keresinde Marduk'u bu kavgadan kurtarıp kucağıma aldığımda çizgi film hızını alamayıp benim de üstüme atlamıştı ve bunu yaptığına inanamıyordum onu durdurmak için tekmeler savurmak zorunda kalmıştım.

tüm bunlardan habersiz ortalıkta süzüm süzüm süzülen yavru dişi ki ona "Mızmız" diyorum çünkü sürekli herşeye mızmızlık ediyor- hiç bir şey olmamış gibi aramızdan geçiyor ve bir yandan kuyruğunu titretirken bir yandan da birbirine girmiş ve nefes nefese kalmış üçümüze doğru yan gözlerle kayıtsız bir bakış fırlatıyordu. Onun varlığı bile Çizgi Filmi çıldırtmaya yetiyordu.

O zaman bir dişinin ne denli büyük bir güç olduğunu ve ona sahip olmak isteyen bir erkeğin nasıl çocukluktan çıktığını, hatta bir yerlerde gizlediği vahşi karakteri nasıl ortaya çıkardığını daha iyi anladım.

ve Mızmız yüzünden Çizgi Film çocukluğunda annesinin yerine koyduğu ve karnını emmeye çalıştığı kardeşini artık görmüyor ve onu çok hırpalıyordu. Zavallı güzel tekirim Marduk'un yüzü artık yara bere içinde, kulakları kesiklerle doluydu. Tüm bu saldırıları gögüslemesinin tek nedeni doğuştan gelen suküneti ve barışçıllığıydı.

Hepsini yakından izlemiştim. Çizgi Film baskın olandı ya da mülkiyetçi olan ve aynı zamanda "benim artistim"di. Marduksa bizim uzun zaman dişi sandığımız anne yaradılışlı bir erkek kediydi. Ama şimdi onu korumaya almak bana düşüyordu.

İki kardeşin bir gün tekrar yanyana uyumalarını öyle isterdim ki. sanırım Mızmız ya da başka bir dişi yüzünden bu eninde sonunda tarih olacak güzel bir çocukluk hatırasıydı.

Bazen şu soruyu soruyorum da acaba dünyada ilk mülkiyet kavgası yiyecek yüzünden mi yoksa kadın yüzünden mi çıkmıştır?

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..