Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '06

 
Kategori
Haber
 

Ne kadar ahlâklı bir teklif?

Ne kadar ahlâklı bir teklif?
 

Televizyonda Acun'un sunduğu bir yarışma programı var. Hangi kanalda, adı ne, onu bile tam olarak bilmiyorum. Bazan zaping yaparken rastlıyorum, bazan da Can seyrederken denk geliyorum. İnsanı iğrendirecek ne varsa para için orada yaptırıyorlar.

Para, insan hayatını etkileyen çok önemli bir değer. Maalesef bugün parasızlık yüzünden insan gibi yaşamaktan uzak hayat sürenler var. Para sahibi olanların bir kısmı da maalesef onu haketmediğini ortaya koyacak kadar pespaye yaşıyor. O da ayrı bir konu.

Bir zamanlar Ahlâksız Teklif adını taşıyan bir film vardı. Benzeri bir konu da galiba yeni başlayan bir dizide varmış.

Son günlerde biliyorsunuz bütün mahfillerde sayın başbakanın cumhurbaşkanı olup olmaması meselesi tartışılıyor. İlgili ilgisiz herkes de bu tartışmaya katılıyor.

"Bence olmalı" veya "bence olmamalı" deyip, arkasından kendilerine göre gerekçeler sıralıyorlar. Bir vatandaş olarak benim de bir görüşüm var elbette. Ama bunun bilinmesinde bir fayda olduğunu da sanmıyorum, sıraladığım gerekçelerin işe yarayacağını da...

Çünkü seçim mecliste yapılacak ve milletvekillerinin oyu sonucu belirleyecek.

Bugünkü haberlerde yer alan Milli Güvenlik Kurulu eski Genel Sekreteri emekli general sayın Tuncer Kılıç Paşa'nın bir teklifi dikkatimi çekti.

"Köşke sancısız çözüm" başlığıyla yer alan habere göre, sayın başbakan eşinin başını açarsa rahatça cumhurbaşkanı olabilirmiş.

Bunu duyunca aklıma işte Acun'un proğramı geldi. Fear Factor'de Para kazanmak için kurtları, fareleri, böcekleri ağzına almaya çalışan yarışmacılardan en çok iğrençlik yapan yarışmayı kazanıyor.

Her seferinde "ben olsam bunu yapar mıydım" diye kendime soruyorum, cevabım hep "hayır" çıkıyor.

Paşanın teklifini duyunca da kendime şu soruyu sordum. Ben cumhurbaşkanı olmak için eşimin başını kapatır mıydım?

Hiç düşünmeden "hayır" cevabını verdim. Neden mi?

Birincisi, eşim benim eşim olmanın ötesinde bir birey. Kendisi her insan gibi bir kişiliğe sahip. Benim ona emretmemle inanmadığı bir şeyi yapması mümkün değil. Eğer ben ona zorla bunu yaptırırsam, hem bir insanın insanlık hakkını çiğnemiş olurum, hem de eşini insan yerine koymayan medeniyetten nasibini almamış bir maço gibi davranmış olurum.

Her iki durumda da bu ülkenin insanları benim gibi bir cumhurbaşkanları olmasını istemezler değil mi?

İkincisi eşim bunu benim isteğim olmadan sadece ben cumhurbaşkanı olayım diye kendiliğinden yapmış olsa, bir makam hırsı için kişiliğinden taviz vermiş olur. Bu onun iki yüzlü bir insan olduğunu, menfaati karşılığında bazı şeylerden ödün vermeye yatkın olduğunu gösterir.

Bu durumda önce ben böyle karaktersiz, kişiliksiz bir eşim olmasını istemem. Sonra da buna rıza gösterdiğim, dolayısıyla aynı kişiliksizliği kabullendiğim için halk benim gibi bir cumhurbaşkanı istemez.

Benim gibi sıradan bir vatandaş bile hem eşi adına, hem kendi adına bu konuyu bu kadar haysiyet meselesi yaparken, bu memleketin başbakanı olmuş bir kişi, böyle ahlaksız (aslında bir hayli de vicdansız) bir teklifi kabul edebilir mi, kabul ederse bu millet (önce bu teklifi yapanlar) ona güvenebilir mi, merak konusu...

"Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasına mani olacak hiçbir hukuki engel yok... Ama..." diye başlayan bütün cümleler, eşinin başının kapalı olmasına takılıp kalıyor.

Oysa bize aklıyla, fikriyle, bilgisiyle, tecrübesiyle, insanlığıyla bu mevkiye layık olan cumhurbaşkanları lazım olduğunu düşünüyorum. Faraza bu makama ehil olmayan bir kişi, sırf eşinin başı açık olduğu için cumhurbaşkanı seçilebilir mi?

Başka sorum yok...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..