Neden akıllı telefon deriz?

Hayatımızda olmazsa olmayan bir nesene oldu, cep telefonları.

Çok değil 16 yıl önce, 1995lerde girdi hayatımıza, girdi tam girdi.

2000 li yılarda, cep telefonu ne kadar küçükse, o kadar değerleydi, makbuldu, 2010 lardan sonra trend değişti telefonlar akıllı olunca, görüntü de devreye girdi. Bundan sonra telefon ne kadar büyükse o kadar iyi ve pahalı oluyor.

1995 lerdeki telefonlarda büyüktü, takoz gibiydi, bir erkek bir kadına sarkıntılık yaptığı zaman, kadının erkeğin kafasına vurmayı tercih ettiği bir nesne idi. O telefonu yiyen, erkeğin kendine gelmesi kolay olmazdı, ağır kafa travması geçirirdi.

Ama şu andaki  telefonlar daha ince, takoz gibi değil.

Akıllı telefon diyoruz. İngilizcesi smartphone. Tarihin ilk akıllı telefonu 1996'da piyasaya çıkmış. 

Neden akıllı telefon diyoruz, hiç düşündünüz mü?

Buna cevap vermek kolay değil.

Kendine özgü sebepleri olmalı, ama nedir bunlar.

Şu andaki telefonların o kadar fonksiyonları varki, saymakla bitmez, bunlarla ilgili olabilir. Mesela telefonlarda çok çeşitli oyunlar, çok geniş fotoğraf ve video albümü  olabilir. Akıllı cep telefonlarıyla çok iyi fotoğraflar Full HD videolar çekebilirsiniz. 10-15 sene önce, fotoğraf makineleri, video kameralar çok satanlar arasındaydı, şimdi online satış yapan sitelere bakın, pek yoktur.  Fotoğrafçıların bile işlerini azalttı, eskiden film banyoyapan, ancak banyodan sonra, 1-2 saat sonra insan nasıl poz verdiğini görebiliyorsu, şimdi anında görebiliyorsunuz, beğenmezseniz yenisini çekebiliyorunuz.

Navigasyon denilen olay var. İstanbul’dasın hiç bilmediğin yere nokta atışı senin gitmeni sağlıyor. Bu kadar harita içeriğini, sokak mahalle bilgilerini nasıl yüklemişler anlamak zor. Kolay iş değil. Siz İstanbul’da yaşıyorsunuz, orayı yüklemişler, Hakkari, Muş, Diyarbakır her bölgeyi yüklemişler.

Maçlarla ilgileniyorsunuz, diyelim, online skor veren siteler var, hangi tür sporla ilgenirseni mesela futbol, basketbol, o spor dalında, o anda dünya da yapılan maçların anlık skorlarını veriyor. Bu kadar bilgiyi elde etmek için binlerce kişinin stadlarla bulunması gerekiyor. Bunu yapmak o kadar da kolay değil bence.

Hastaneye gittiniz diyelim, çıkıyorsunuz, nöbetçi eczaneyi bulmak bir saniyenizi alıyor. Eskiden kapalı da olsa, bir eczanenin kapısına giderdik, orada nöbetçi eczanenin adı yazardı, son zamanlarda o da yazmıyor artık, gerek görülmüyor artık.

Borsada işlem yapabilirsiniz, düşen fiyatları anlık görebilirsiniz. Dünyada 550 milyon, Türkiye’de 15 milyon kişi Facebook’a bağlanıyormuş. Gittiğiniz yerleri herkes görebiliyor, tabiî ki paylaşırsanız. Bunu ters etkileri de olmuyor değil, mesela bu günlerde ülkemizde orman yangınları var, insanlar yangınla, yangından sonraki sıkıntılarla boğuşuyor, siz bir eğlence yerine gittiniz, oradan facebookda, instagram da paylaşım yaptınız, yaptığınız işin doğru olmadığı hakkında uyarılar alabilirsiniz.

Gideceğiniz tatil yerlerini cep teflonundan bulabilirsiniz, yazılan yorumlara göre karar veriyorsunuz. Eskiden gittiğimiz yerlerde, pek çok kişinin elinde profesyonel fotoğraf makinaları veya kameralar görürdük. Ancak şu anda daha mükemmel fotoğraf çeken akıllı cep telefonları bunu da değiştirdi. Artık bu  tarz yerlerde göze çarpan şey akıllı telefonlar ve selfie çubukları.

İnsanlar hava alanınlarında basılı bilet de almıyor artık, telefondan, biletin karekodunu gösterip geçiyor.

Bu telefonlar PTT i de bitirdi, eskiden resmi ve dini bayaramlarda herkes birbirine tebrik  kağıdı atardı, gider kitapçılardan resimler şeçilir, yazılır, gönderilirdi. Artık böyle bir alışkanlık yok, mail gönderiliyor.

Sevgililer birbirlerine mektuplar gönderirlerdi, sayfaya parfüm sıkarlardı, artık bunlar da yok, direkt mail gönderiyorsun, ama koku, çiçek eklemek mümkün değil.