Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
Kitap
 

Neden düşündüklerimi bir türlü ifade edemiyorum?

Yaşamımız boyunca binlerce kitapla karşılaşırız. Dünya klasikleri, Dünya Masalları, Türk Hikayeleri… Benim en çok sevdiğim kitap "Binbir Gece Masalları"dır. Masalar hiç bitmez. Her gece başka bir hikayeye yolculuk yaparım. En güzel hediye kitaptır. Bu yüzden eğitim alanlara tüm cicili bicili caydırıcılara rağmen hep kitap hediye etmeye gayret etmişimdir.

Kitabı okumaya başlarsınız. Bütün isimleri, ait olan yerleri, tüm özellikleri bir anlatım çerçevesinde belleğinizde işlersiniz. Olayın geçiş yerleri, zamanı, yardımcı figürler, ana karakter hepsi canlanıverir beyninizde. Sanki canlı bir sinema izliyormuş gibi, rollerini verdiğiniz oyuncular birden görünürleşirler. Bir an, gerçekle düş sineması arasında gelir gider, "Okuduklarım acaba gerçek mi ?" diye kendi kendinize sormaya başlarsınız.

Yıllar sonra eskiden okuduğum klasiklerden birini okumaya çalıştım. Eskiden 370 sayfalık bir kitapken, küçüle küçüle 96 sayfacık kalmış. Kitap hemen bitiverdi. Elimde tüyleri yolunmuş kaz misali boynunu bükmüş duruyor. Başka birini daha deneyeyim dedim. Önce sayfa sayısını merak ettim. Aaa ne tesadüf, o da yaklaşık 250 sayfalık kalın bir kitapken, yine 96 sayfa çıkmasınmı... Meğer 96 sayfalık kitap bastığınızda bazı vergileri devlet almıyormuş. Bu yüzden benim yaklaşık 980 sayfalık koskoca masallarımı bile bu sayıya indirmeyi başarmışlar.

Eğitim alanlara , en güzel hediyeyi verirken aslında ne kadar büyük bir kötülük yaptığımızın hiçbirimiz farkında değiliz. Kitaplar küçüldükçe, olaylar arasındaki bütünlük yerini anlamsız bir boşluğa bırakıyor. Onca heyecanlı olay, birbirini takip etmesi gereken sinsileler küçük birer detay hâlini alıyor. Güncel sorunumuz ne? Şimdiki eğitim alanlar okumuyor. Vallahi ben de kırpılıp kırpılıp yeniden yıldız yapılmaya çalışılan bu kitapları okumak zorunda kalsam, ben de okumaz, okuduğumdan da zevk alamazdım. Çünkü her şey bölük pörçük. Kimin ne yaptığını, niçin yaptığını, yer zaman ilişkisi gibi bilgileri ya da bir çok ayrıntıyı takip edip, beynimize aktarabilmemiz neredeyse imkansız gibi birşey. Önceden ne derdik? ”Akıcı konuşmak istiyorsanız, çok kitap okuyun.” Şimdi inanın çok kitap okuyan eğitim alanlar, doğru düzgün 2 kelimeyi bir araya getirip konuşamıyor bile. İşte size bir püf noktası: Siz siz olun bu 96 sayfalık kitaplardan eğitim alanları uzak tutun. Eğer gerçekten hediye bir kitap almak istiyorsanız, varsın vergisi çok olsun, gerçek sayfa sayısına dikkat ederek kitap seçmeye özen gösterin. Böylece iyi bir kitap okuyucusu olarak eğitim alanın doğru cümle kalıplarıyla tanışmasına, düşüncelerini uygun kelimeler seçerek ifade etmesine, olayların mantık kurgusunu takip etmesine katkı sağlamış olursunuz. Bu arada ben de Robenson Crouse’nin orijinal sayfa baskısını buldum. Kaç sayfa olduğunu bir araştırın. Bulduğunuz sayıya çok şaşıracaksınız. İyi okumalar.
 
Toplam blog
: 15
: 721
Kayıt tarihi
: 17.04.10
 
 

İstanbul 1969 doğumlu 1985 Pertevniyal mezunuyum. Lisemizin sitesinde köşe yazarlığı yapmaktayım. Ma..