Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '12

 
Kategori
Siyaset
 

Neden yeni anayasa?

Neden yeni anayasa?
 

Uzun zaman devam eden yeni anayasa gerekir bombardımanının ardından ortamın oluştuğu anlaşıldı ki yeni anayasanın yapım çalışmaları başladı. “Yapım çalışmaları” dediğimize bakmayın. Anayasa zaten birilerinin dosyasında hazır bekliyor. Efendilerden icazet alınmıştır. Şimdiye kadar AKP kendine yandaş olmayanların veya az muhalif gibi görülenlerin fikirlerinden ne kadar istifade etti ise, onları ne kadar dikkate aldı ise şimdide aynısı olacaktır. (Bu girişe bakıp ta ön yargılı olduğumuz sanılmasın. Libya ve Suriye olayları gibi birçok konuda başbakan küresel çetenin isteği dışında en ufak bir söylemde bulunduğunda nasıl döndürüldüğünü acı ile gördük)

Sayın Cemil Çiçek yeni anayasa çalışmalarına yeterince ilgi ve katkı olmadığından yakınıyor. Bu konuda bir fikri olanlar biliyor ki kimsenin son tahlilde onun fikrine saygı duymaya niyeti falan yoktur. Bu bakımdan koyu yandaşlar biraz ilgi gösteriyor ama onların ilgisi de o kadar işte. Merak etmeyiniz. Aynen geçen yıl ki anayasa maddelerindeki değişimde olduğu gibi son tahlilde AKP oyları ile o anayasa meclisten geçecek, halka, referanduma gidilecek ve kabul edilecek. AKP nin kendi başına hazırladığı anayasaya halkın hayır diyeceği sakın sanılmasın. Bu halk darbecilerin anayasasına bile %90 gibi bir “evet” oyu vermişti. Şu anda da değişen bir şey yoktur. O gün halkı kim ne için yönlendirmişse durum ve çevreler bu günde aynıdır.

Yeni anayasanın şekillenmesinde bazı pürüzler var gibi görünüyor. Mesela sayın başbakanın ABD usulü bir başkanlık hayali ve o istikamete gidecek maddeler konmasını istediğini düşünüyoruz. Oysa görünüm ABD nin artık başbakanın süresinin bitirdiği yönünde. Bu durumda, bu anayasadan önce başbakanı ve partisini değiştirebilir. Hatta tıpkı Özal’dan sonra yaptığı gibi bir geçiş ve pislikleri temizleme hükümeti olarak başka bir hükümeti bir süreliğine başa getirebilir. Bütün pisliklerle boğuşurken bu hükümet tu kaka ilan edilir ve AKP kopyası başka bir parti ve hükümet başa getirilebilir. 1980 den beri uygulanan taktik budur.

Ülkemiz şu anda son derece garip bir yönetim altındadır. İleriki kuşaklar için ibretlik süreçler yaşıyoruz. Komedi sanatçılarına bu korku dönemi geçtikten sonra çok malzeme hazır. Düşünebiliyor musunuz? Daha düne kadar 700 000 kişilik ordunun başında bulunan Genel Kurmay Başkanını iktidar savcıları tutuklatabiliyor. İşin komik yanı ise “terörist” suçlaması ile. Neymiş efendim, hükümeti yıkmaya teşebbüs etmeyi aklından geçirmiş, bunun için örgüt kurmuş. Vah benim zavallı ülkem vah. O genelkurmay başkanı böyle bir şey düşünse internet sitesi mi kurarmış? Böyle bir iddia olabilir mi? İstese yumruğu vurur beş dakika içinde darbesini yapardı. Kaldı ki daha önce de yapılmadı mı? Neyse dedik ya komik ötesi bir durum var ortada.

Halkın öncelikleri için yapılan anketlerde anayasa sorulduğu için son sıralarda yer alabiliyor. Yoksa sıradan halkın yeni anayasa umurunda bile değil. Bu konuda çok istekli olanlar iktidar ve BDP. Neden acaba? BDP yöneticilerinin beyanatlarına bakınız. Artık özerklikten, ana dilde eğitimden filan bahsetmeyi bıraktılar, bağımsızlık taleplerine başladılar bile. Son dönemler TSK başarılı operasyonlar ile PKK lılara zarar vermeye başlamıştı. Uludere olayı ile kulaklar çekildi. Öyle görülüyor ki, yeni anayasada ülkenin bölünmesine gidecek dolaylı maddeler hap gibi yutturulacak. Bu yüzden BDP yöneticileri pervasızca PKKyı savunurken bağımsızlıktan söz edebiliyorlar.

Yeni anayasa için katkıda bulunduğunu iddia eden küresel çete destekli bir büyük gurup isteklerini şu maddeler altında topluyor.

1- Anayasada milletten, milliyetten söz edilmesin.

2- Anayasalarda “ideoloji” olmasın.

3- Anayasalarda dini referanslar olmasın.

1 – Anayasada milletten söz edilmez diyenlere o çok âşık oldukları AB ülkelerinin, örneğin Almanya’nın, Fransa’nın anayasasına bir baksınlar bakalım. Almanya anayasasının Almanlara, Fransız anayasasının Fransızlara hitap ettiği defaten belirtilir. Tamam, biz safız, bütün gün dizi seyretmek dışında bilgimiz, kadın ve evlenme programları dışında kültürümüz yoktur ama bu kadarda cahil değiliz. Lütfen bizlere yalan söyleyenler biraz da saygı duysunlar.

2 – Anayasada ideoloji olmazmış. Önce ideolojinin ne olduğuna bir bakalım. “İdeoloji: Genel olarak siyasi ya da toplumsal bir öğreti meydana getiren ve siyasi ve toplumsal eylemi yönlendiren düşünce, inanç ve görüşler sistemi; bir topluma, bir döneme ya da toplumsal bir sınıfa özgü inançlar bütünü; bir toplumsal durumu yansıtan düşünceler dizgesi; İnsanların kendi varoluş koşulları ve ilişkilerinden doğan yaşam tarzlarıyla ilgili tasarımların tümü.” Olarak genel şekilde tarif ediliyor. Hatta “İdeoloji dünya hayatında insanoğlunun toplumsal hayatını düzenleyen, insanoğlunun dünya üzerinde yaşarken dünya hayatının öncesi ve sonrasına dair edindiği fikirdir” şeklinde de tanımlayabiliriz. Anayasanın da insan hayatını yönlendirecek kanunların özü olduğu düşünülürse, anayasada ideolojinin olmaması diye bir şeyin düşünülemeyeceği açıktır.

3 – Anayasalarda dini referansların olmayacağı görüşü de sakat bir görüştür. İnsanlar sosyal ve iktisadi olarak nasıl biri ideolojiye sahipseler, inanış olarak da dinsel ideolojileri vardır. Her ne kadar laik sistemler dini referansları biraz geri plana itmişse de gerçek olan budur. Dini referansları kökten reddetmek, başka din yayıcılarının saldırılarına ülkeyi açık hale getirmek anlamına gelecektir.

Bütün bu maddelere olan itirazları bazı çok akıllılar “efendim dünya o tarafa doğru gidiyor bizde gidelim” deyişi ile saptırmaya çalışıyorlar. “Saptırmaya” dedim çünkü bu maddeler bütün gelişmiş ülkelerin anayasalarında dururken böyle bir tespit kehanetten ileri gidemez ve bu ülke de yıldız falı ile yönetilmiyor.

Bu maddelerin altı belki şöyle doldurulabilir. Mesela birinci maddenin devamı şöyle gelebilir. Biz Türkleri tarihten silmek istiyoruz. O bakımdan anayasada isimlerinin geçmesini kabul edemeyiz.

İkinci maddenin devamı, Kemalist  ideolojiden biz nefret ediyoruz. Yarın öbür gün bir değişiklikle kendi ideolojimizi yerleştiririz. O zamana kadar ideolojisiz kalalım.
Üçüncü maddenin devamı, tabi olduğumuz batı Müslümanlığı kabul etmiyor. Bizde anayasamızda açıkça Hristiyanlığı referans veremeyeceğimize göre din bölümü şimdilik olmasın. Nasılsa ilerde batının isteklerine göre bir yol buluruz.

PKK sözcülerinin dillendirdikleri bağımsızlık isteklerinin dışında başbakanımızın başkanlık hayalleri, soros vakıfları aracılığı ile oluşturulmaya çalışılan bu sakat kamuoyu ve emperyalist istekleri, neden her türlü iş bir yana bırakılarak harıl harıl bu anayasda için çalışıldığını göstermektedir. Bir önceki referandumda test edilip uygulanan hap yöntemi bu anayasa değişikliğinde de uygulanabilir. Kim bilir, Türk milletinin yok olmasına sebep olacak bu acı maddeleri bir genel af vaadi şekeri ile de sarabilirler.

Şimdilik bu pencereden bakılınca görülen manzara bu. Bekleyip göreceğiz…

İzmir 2012

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..