Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Nedir bu kadın dediğiniz?

Nedir bu kadın dediğiniz?
 

Dün Facebook sayfamda bir video paylaştım. Hatta bu video yayınladıklarımın arasında en çok yorum alan video oldu. Videoyu paylaşak isterdim ancak kodlarını bulamadığımdan şu anda koyamıyorum. İlerleyen günlerde bulmayı başarırsam Videoblog kısımına yükleri. Bu video, 18 yaşında erkek arkadaşı ile el ele tutuştuğu için “halk” tarafından linç edilen bir kızın son görüntülerinden oluşuyor. Dün bu videoyu izledikten sonra omuzlarıma bir yük bindi. İşten çıkıp da eve gidene kadar resmen bir zombi gibi yürüdüm. Biri dokunsa ağlayabilirdi ve resmen mutsuzdum.

Ben de bir kadınım, ve ne yazık ki elimden bir şey gelmiyor. Daha doğrusu tek yapabildiğim üzülmek ve buraya bu duygularımı aktarmak…

Nedir Bu Kadın Dediğiniz?

Birincisi hepinizin bildiği gibi biz insan soyunun devamını sağlamak adına üreyebilen varlıklarız. Aslına bakarsanız “görevimiz” çok önemli, zira biz olmasaydık “insan” nesli de devam edemezdi. Ama nedense bu kadar önemli bir görevi üstenmemize rağmen “değer” anlamında hak ettiğimiz değeri göremiyoruz.

Biz kadınlar önce ana rahmine düşeriz. Ne yazık ki halen kız çocuğu haberini kara haber olarak karşılayan “insanlar” var. Eğer böyle bir toplulukta ana karnına düşersek işimiz çok daha zor. Daha dünya’ya gelemeden çilemiz başlaış demektir.

Dünya’ya geldikten sonra büyüme çabalarımız başlıyor. Kız çocuğu olduğumuz için ailemiz ayrı bir özen gösterecektir. Ama bazı toplumlarda bu özenin sebebi kız çocuğu değil, ailenin ” namus” udur. Çünkü o kız çocuğu bir kocaya verilip de elden çıkarılana kadar namus baba ve ailededir.

Bu süreçte kız çocuğu bisiklete binemez, sokakta rahat rahat oynayamaz, okula gidemez, istediklerini yapamaz. Tüm bu yapamazlar toplumdan topluma göre değişse de, en modern toplumda bile kadın erkeğin bir adım gerisindedir.

Hiç olmadı kadın “korunmaya muhtaçtır”, “zayıftır” ve tek başına hayatını kolay kolay devam ettiremez. Farkında mısınız ama aslında erkekler kadını kendi hemcinslerinden koruyorlar.

Sonra bu kadın babasından veya kocasından, veya abisinden dayak da yiyebiliyor. Dayağın geçerli bir sebebi olabilir mi orası tartışılır da, sebep ne olursa olsun kadının dayağa maruz kaldığı kesin.

Sonra bu kadının çocukları ve evi vardır ilgilenmesi gereken. Kadın ister çalışsın, ister ev hanımı olsun, koşullar ne olursa olsun çocukları ve eviyle ilgili görevleri der daim vardır. Erkek tüm gün işte yorulmuştur ama kadın da yorulmuş olsa bile eve geldiğinde çalışmaya deva etmeli.

Kadın her koşulda kadındır ve ne yazık ki ezilmeye, tartaklanmaya, hor görülmeye laiktir!

Erkek arkadaşının elini tutan kadın linç edilirken, erkek arkadaşı ne yapıyordu acaba?

Peki ya onu linç edenler hiç mi üzülmediler, hiç mi pişman olmadılar?

Bilemiyorum ama tek bildiğim kadının sokak ortasında “bir erkek sürüsü” tarafından öldürülebildiğidir. Tek bildiğim kadının nice haksızlıklara maruz kaldığıdır.

Söylenecek çok şey var ama daha fazla konuşup daha fazla üzülmek neye yarar? Üzülmesi gerekenler üzülmeditken sonra?

www.gabrielaolaru.com

 
Toplam blog
: 125
: 1808
Kayıt tarihi
: 24.05.07
 
 

Bir gün elle tutulabilen, mürekkep kokusu içine çekilebilen GERÇEK bir gazetede köşe yazıları yaz..