Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '21

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

NEJAT UYGUR

Ailesiyle beraber başarılı işlere imza atan değerli tiyatro emekçisi Nejat Uygur’un televizyonda yayınlanan oyunlarını izleme olanağı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Eşini her daim destekleyerek ’Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’ sözüne örnek teşkil eden Necla Uygur Hanımefendi’nin; ebeveynlerinin gurur kaynağı olan Süheyl, Behzat, Ahmet, Süha, Kemal Uygur kardeşlerin müşterek çalışarak sahnelediği oyunlar tiyatroyla ilgisi olmayan insanlara bile tiyatroyu sevdirmiştir.

Bahri Beyat ile birlikte muhteşem bir ikili oluşturan büyük usta, geleneksel tiyatro öğelerine sadık kalarak insanımızı anlatmakla kalmamış, sözünü esirgemez tavrıyla sosyal ve siyasal meseleleri de sahneye taşımıştır. ’Demirel’e Söylerim, ‘Aman Özal Duymasın’ oyunlarıyla siyasileri eleştirmekten çekinmeyen büyük usta ‘Sizinki Canda Bizimki Patlıcan mı?’ oyunuyla gelir adaletsizliğinden yola çıkarak parasal sorunlar yaşayan vatandaşın hislerine tercüman olmuştur. Benzer biçimde ‘Zamsalak’ oyunuyla zamlardan, enflasyondan ve hayat pahalılığından nevri dönen yurdum insanının sıkıntılarını seslendirmiştir.

Miğferine Çiçek Eken Asker’de ise cephedeki Malubi Lejyon Birliği askerlerinin yaşantısından yola çıkarak savaşın olumsuz etkilerine değinmekle birlikte; nöbet, yanaşık düzen, silah talimi gibi kavramları esprili bir üslupla dile getirmiştir.

‘Hastane mi Kestane mi’ ‘de ise sağlık sektöründeki açmazları dile getirdiği gibi sağlık emekçilerinin mesleğini icra ederken yaşadığı sorunları anlatmıştır. Hanedan’ da ise maddi sıkıntılar yaşayan aristokrat bir aile ile zengin taşralı arasındaki ilişkiler konu ediliyor. Anton Çehov’un Vişne Bahçesi eseriyle benzeşen yanları olduğunu düşündüğüm Hanedan, bir bakıma fakirleşen aristokrasinin sınıf atlayan taşralı zenginle karşılaşmasına da temas ediyor.

Kaynanatör’de ise kadın erkek ilişkilerinden hareketle Moliere öğeleri içeren bir güldürüyle seyirci karşısına çıkan üstat, Param Yok Memet’te ise varyemez bir Kayserili’den yola çıkarak Cimri’deki Harpagon’u andıran bir karaktere hayat vermiştir.

Samimiyetiyle gönüllerde taht kuran, seyircilerine ‘akrabalarım’ diye seslenen unutulmaz sanatçıyla ilgili naçizane fikirlerimi ifade ederken hatırladığım ‘Halıya basma laaan!’ repliğinin yüzümde oluşturduğu mütebessim ifadenin bile çok şey anlattığını düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 93
: 87
Kayıt tarihi
: 25.02.19
 
 

     TCDD'de makine mühendisiyim. Sanatın iyileştirici gücüne inanan bir insanım.    ..