Nerden inceyse ordan kopsun

Bu toplumsal travma , hastalıklı galeyan ve aşağılık duygusuna kardeşlerim dur demeliyiz.

Diğer yazılarımı okuyanlar, ham vizyonsuz ulusalcı naralaşmalardan ne denli tiksindiğimi görecektirler.

Söyleyeceklerim en iğrencinden, büyük bir tehlike olarak gördüğüm (Toplumsal İktidar) ın kolaycı, kulaktan dolma, sırf müşterisi çok diye ulanan sentetik düşünceleriyle karıştırılmasın. Bu anlayışın okuru da beni okumasın.

Dünyamız olağanüstü bir dönemden geçmekte ve yeni bir İmparatorluklar Çağı oluşturulmakta.

Yanlış olduğunu düşünsem de, dün ordunun ve ülkemizi yöneten oligarşinin kol kola girdiği küresel güçlerle olan ilişkisinin ülkemize somut, zararları yanında, yararı ve bir saygın rolü vardı.

Test zekalı Amerikalı ve Avrupalı yönetici ve gazeteciler, iş çevreleri ve bunların gücünü fazlaca abartan ülkemizdeki uzantıları dünyaya bakış açılarını yeniden gözden geçirmek durumundadır.

Tarihte yükselen Batıya küçümseyici bir kayıtsızlıkla bakan Doğu'nun yaşadığı son, bugün yükselen Doğu'ya bu anlayışta bakan Batıyı beklemektedir.

Bugün batılı ekransal zihin Kuzey Irak'a mal satan bir ülkeyi, ticareti için arkasını dönecek sömürge tüccar anlayışında görüp, küçümsemesi vahim bir hatadır. Ülkemiz ihtiyacı olan ürün ve hizmetleri üretip, ihraç edebilen taraftır, muhtaç olan taraf da değildir.

Bugün Türkiye yi kucağında kullanacağı, hizmetkarı kılacağını sanan imparatorluklar ya cehalet içindedir ya da Söğüt ten çıkan bir aşiretin Doğu Roma İmparatorluğuna, yıkılmış perişan bir imparatorluktan geriye kalmış zavallı Anadolu insanının, döneminin imparatorluklarına genlerindeki dehayla neler kabul ettire bildiğini çok iyi biliyorlar.

Ben bunu çok iyi bildikleri inancındayım.

Bu yüzden Türkiye özgüvenle duruşunu sertleştirmelidir.

Doğu kültüründen türemiş bir medeniyet bu topraklardaki Beş bin yıllık kardeşliği parçalayamaz. Gay barlarının müdavimi batılı bazı teknik uzmanlar bunu bilemeyebilir.

Kardeşlerim Türkiye bu coğrafyanın diğer devletlerine benzemez.

Ordumuz , partilerimiz, medyamız, Hulusi Kentmen sermayemiz, Boğazın bir avuç, Anadolu nun küskün aydını, bu Toplumsal İktidarın sahibi halk, kimselere benzemez.

İnsanımız bir birini kazma sapıyla, eşek sudan gelene dek dövesi gelir, sonra da alıp bağırlarına gömesi gelir.

Vatan söz konusu olduğunda suyu da yedi düvele getirtir.

Elli yıl sonra dünya gök kubbesi altında onun onurlu bir ailesinin toplumunu oluşturacak yukarda saydığım tüm kesimler batının bize rıza görebileceği sömürge memuriyeti rolüne, Başbakanın ifade ettiği gibi ‘Nerden inceyse oradan kopsun’ demektedir.

Bu cümlesel edim batıdan kopmamız anlamı taşımaz, aksine batının ayrılamaz bir parçası olan Türk toplumunun batıda kendine biçilebilecek zihinsel onursuz rolden kopmasının ifadesidir.

Gücümüzü biliyoruz ve herkesi haddini bilmeye davet etmeliyiz.

Doğu nun yükselişine imparatorculuk oynayan batının ABD, İngiltere, Almanya, Rusya ve Fransa başkanlarına hatırlatmak isterim, o oyunda Türkiye diye bir karakter de vardı.

Güçünü yitirmekteki batının, yükselen doğuya karşı , pazarlıkta karlı çıkmak için, muhtaç olduğu Türkiye'ye takındığı tavır ucuz ve çok komiktir.

Asıl paradoksları kendi elleriyle Türkiye gibi bir devi yaratmak mecburiyetinde olmalarıdır.

Bölgesinde hesaba katılmadan adım atılamayan bir ülke için K.Irak a gidip bizimle misiniz diye sormak gerekebilir.

PKK bu mücadelede teferruattır.