Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '09

 
Kategori
Reklam
 

Neye gülüyorsunuz?

Neye gülüyorsunuz?
 

Erkeklerin hayali olsa gerek (:


Reklam seyretmeyi seviyorum. Çok güzel, çok hoş, çok yaratıcı reklamlar çekilir oldu eski zamanlara göre. Küçükken reklamlar çıktığında televizyon karşısından alamazlardı beni. Yumoş reklamları favorimdi. Hala aynı maskot kullanılıyor. Gülen, oynayan, tüylü ve yumuşacık görünen ayıcık… Pek ilgimi çekerdi küçükken. Ama şimdi Vernel kullanıyorum. 4=1 reklamı daha hoşuma gitti.

Şimdiki favorim “ Soyun mu? Ne soyunu? ” diyen o sevimli, kıvırcık saçlı, şeker mi şeker bir erkek çocuğunun oynadığı Vestel televizyon reklamı.

Eskiden çorap reklamları vardı. Bir bacak ve çorabı çeken bir el görünürdü. Neresi ilgi çekerdi bu reklamın?

Kadınlar, o ince, uzun ve düzgün bacak gibi bir bacağa sahip olabileceklerini mi sanırlardı o çorabı giyince? Ya erkekler? Eşlerinin bacaklarına o çorapları giydirince şişman, selülitli, çarpık ve kıllı bacakların bir anda evrim geçirip dokunulası bacaklar haline gelebileceğini mi hayal ederlerdi…

AXE parfüm reklamlarına bayılırım eskiden beri. Amacına hizmet ediyor gerçekten. Benim bile alıp kullanasım gelirdi. Ara sıra otlanırdım ağabeyimin parfümünden. “ Sen yine mi benim parfümünden kullandın, erkek misin sen? ” diye de fırça yerdim üstüne. Son reklamı yine harika. Çikolata kadar çekici bir çikolata adam. Çikolata aşığı olan bana göre biçilmiş kaftan. Alasım geldi. Ama almadım. “ Kazık kadar oldun artık, daha neler! ” diye kendi kendime söylendim ve beni teselli ettim.

“ Ağabey neye gülüyorsunuz ya, bana da söyleyin.”

“ Sen anlamazsın.” demişlerdi bana o zaman, gülmekten yerlere yatarak, ortaokula gidiyordum.

İmpulse diye bir deodorant vardı o zamanlar.

Bir resim kursunda başlıyordu reklam. Kursiyerler nü çalışması yapıyorlar. Geç kalan bir bayan da modelin önünden geçiyor ve sonra herkes bakıp gülmeye başlıyor. Neye gülüyorlar, ne vardı o kadar o zaman anlamamıştım küçük beynimle. Gerçi nasıl anlayım ki… Yeterli olgunluğa ulaşmamıştım, hani eğitim de var ya, hah işte o.

Aradan bir - belki iki- yıl geçtikten sonra bir kız arkadaşım “ Hani bir reklam vardı kızlar hatırlıyor musunuz? ” diye başlamıştı söze.

“ Orda ne oluyor anladınız mı?”

“ Hayır” demiştik meraklı ve soran gözlerle ona bakarken.

Sonra söylemişti bize. Öğrendik. Düşünüyorum da başımız göğe mi ermişti? Hayır, tabiî ki. Ama çocukluk işte, biraz da merak…

Zaten merak değil mi insana her şeyi keşfettiren; dağları, okyanusları aştıran?..

Bunun yanında “ Kediyi merak öldürür.” diye bir söz de var. “ Ben kedi miyim? ” dediğinizi duyar gibiyim. Ama yine de dikkatli olmak lazım. Ne de olsa kedilerin daha sonra kullanılmak üzere sekiz canları daha var…

 
Toplam blog
: 24
: 572
Kayıt tarihi
: 13.01.09
 
 

Çiçeği burnunda bir öğretmendim geçen sene. Ama öğrenciler o çiçeği koparıp parça parça ettiler sonr..