Nihayet IMF’den kurtulduk (mu?)

Mutluyuz, sevinçliyiz, gelecek için ümitliyiz. Yıllarca IMF’nin direktifleri doğrultusunda inim inim inledik. Oysa bugün, belki de hayal bile demeyeceğimiz bir gelişmeyle, bir sonuçla karşı karşıyayız. Büyük bir mutluluk ve sevinçli olarak kutlayacağımız bir günü yaşadık. Belki maddi yönden, ekonomik olarak kurtuluş günü olarak kutlayacağımız bir gündür.

Dün, yıllarca IMF’nin emri altında, onların istekleri doğrultusunda hareket eden mekanizmamız, nihayet artık kendi rotasında, kendi belirlediği bir istikamette yol alacağına şahitlik ettik. Yeni doğan bir bebeğin bile borçlu olarak hayatını idame ettirdiği bir süreçten, Allah’a şükür ki kurtulmuş olduk ve borcumuz sıfırlandı. Bu yeni bir dönem demektir. Bu yeni bir yaşam demektir.

Önceki yönetimlerin olmazsa olmazlarından olan İMF borçlanması, nihayet sona erdi. Artık Türkiye borç alan bir ülke konumundan, borç veren bir ülke konumuna geçti.

Yıllarca İMF yetkileri, ülkemize gelecekleri zaman, tabiri caizse hazır ola geçiyorduk. Yetkilerinin ağzından çıkacak bir olumlu kelimeye, söze, pürdikkat kesiliyorduk. Onların istekleri doğrultusunda kemer sıkma politikaları uyguluyorduk. Söyleyeceklerinden ödümüz kopardı. Çoğu zaman halkın isyan derecesine getirdiği kemer sıkma politikaları nihayet sona erdi. İnsanlar çoğu zaman “artık kemer sıka sıka kemerde sıkacak delik kalmadı “gibisinden haklı serzenişlerde bulunuyordu. Öyle ki rahmetli Necmettin Erbakan Hocanın "Sizi IMF'ciler sizi!", türünden söylemlerini unutmuş olacağınızı sanmıyorum.

Yeni nesiller bilmez, ama orta yaş kuşağı için IMF mali sıkıntı, buhran, hepimizi tek tek ilgilendiren ve endişelendiren borç yükü ile eşdeğer bir mefhumdu, bir sıkıntılı dönemdi. İkinci Dünya Savaşından sonra,, siyasi ve askerî küresel düzeni yeniden şekillendiren ülkelerin), ekonomik ve finansal düzeni bozulan, sekteye uğrayan ülkelerin durumlarını düzeltmek amacıyla kurulan bir yapıdır IMF. (Uluslararası Para Fonu)

1944 yılında, ABD'nin New Hampshire eyaletindeki küçük bir kasaba olan Bretton Woods'ta yapılan konferans sonucunda kurulmuş bir örgüttür. Dünya Bankası, IMF ve BM bünyesinde kuruluştur. Türkiye, 1947'de IMF'ye üye olmuştur.

Türkiye’nin İMF olan birlikteliği 66 yıllık bir geçmişe dayanmaktadır...

1961 senesinde yapılan ilk antlaşmayla, toplamda 9 adet antlaşma yapılmış, bugünlere kadar IMF talepleri doğrultusunda ekonomimizi düzene sokmak adına finansal dengeler korunmaya çalışılmıştır. Kurulan her hükümet, bir şekilde IMF’ye danışmadan ekonomide iyileştirmelere girişemiyordu. Para-faiz politikalarını onlar belirliyordu. Hemen her yıl İMF yetkilileri ülkemize gelerek, günlerce burada yiyor, içiyor, geziyor, hem de söz de bizleri denetlemek amacıyla, kemer sıkma politikaları ve acı reçeteler önümüze koyarak uymamızı istiyor, bizleri içindeki zor maceralara sürüklüyorlardı. Çok şükür şimdi,  bütün o kemer sıkmalardan, acı reçetelerden kurtulduk, artık gelenlere karşı önümüzü iliklemiyoruz. Artık onlara şaşalı ve görkemli karşılamalar yapmıyoruz, artık onlar bizden borç almaya geliyor.

Çok şükür dün itibariyle son taksitimiz olan 420 milyon dolar ödeyerek,  borcumuzu sıfırlamış olduk.

Yetmedi, IMF'ye 5 milyar dolarlık kredi verecek pozisyona geldik.

İnsan gönül rahatlığıyla “nereden nereye” diyesi geliyor. Dün nerelerdeydik, bugün nerelerde. Öyle ki artık IMF’nin yönetiminde, 2 yıllığına icra direktörleri pozisyonundaki mevcut yerimizi de alacağız, .

Türkiye, 66 yıllık süreçte,  geçirdiği onca krizden sonra, kendi ayakları üzerinde durmanın en güzel örneğini tüm dünyaya göstermiş oldu. Belki hayal edilmeyen bir konuma gelmiş bir Türkiye var artık.

1994 yılından beri süregelen muhtelif krizlerdeki  acı reçeteli borçlanma sürecindeki borç, ilk defa sıfırlanacak ve inşallah bir daha bu yoldan borçlanma ihtiyacı doğmadan yoluna devam edecektir.

Stand-bay anlaşması gereği, Parasal yardım almayan;  ama yardım eden bir ülke duruma getirenlerden Allah razı olsun. Şükürler olsun,  nihayet IMF’den kurtulduk.

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com