Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Niye Abi?

Niye Abi?
 

Böyle hani sorgulamadan yapılagelen şeyler vardır ya, öyle istendiği için yaparız. İnsanların öyle anları vardır ki, tereddüt etmeden, arıza çıkarmadan denileni, isteneni yapar. Nedir mesela? Hastalık. Hastahanede en yakınınız vardır, doktor şu testi yapalım der, hastalıkla ilgisi olsun olmasın, ' aman aman yapalım tabi doktor bey/hanım' deriz.

Nedir? Okul kayıtları. Çocuğumuz eve en yakın, ilin en iyi okuluna yazılacaktır, müdür 3 top dosya kağıdı, 5 kutu tükenmez kalem v.s ister kayıt için, tereddütsüz getireverirsiniz.

Nedir? Yeni bir işe girmek. Yeni işe girdiğinizde elinize bir liste tutuştururlar ve işe başlamadan bu evrak listesini toplamanız gerekmektedir. Şimdi bu listede istenen matbu evrakları tek tek düşündüğümde, bu durumun, geldiğimiz teknoloji ile nasıl çelişkili olduğuna şaşırıyorum. Ne gibi evraklar isteniyor mesela?

- Sağlık Belgesi. Neden isteniyor? Ben zaten bir dizi mülakatlar sonucunda işe alındım. Herhangi bir sakatlık, görünür özrüm varsa bunu zaten işveren görecektir. Bulaşıcı bir hastalık mı sorgulanıyor? Yoksa kansersem ve 2-3 ay sonra ölürsem pozisyon boşta kalacak diye mi isteniyor bu belge? Sebebini geçiyorum. Bu belge hastahanelerden, sağlık ocaklarından alınabiliyor. Ancak sağlık kurumuna gittiğinizde ilgili sağlık görevlisine ' işe giriş için sağlık belgesi' istiyorum dediğinizde, görevli hemen bir kağıt hazırlamaya başlıyor, form dolduruyorsunuz, kaşe basacak olan doktor şöyle bir yüzünüze bakıp ' hayırlı olsun evladım' diyor gülümseyerek belgenizi veriyor. Şuana kadar üniversiteden bu yana 5-6 iş değiştirdim ve hiç bir sağlık belgesi alımında bir doktor beni muayene etmedi! Ve öyle sanıyorum ki hiç bir işveren kurum da bu belgeyi özlük dosyasında saklama/bulundurma zorunluluğu dışında, açıp incelememiştir. Bu konuda dikkatimi çeken bir hususta şu oldu; normal muayene ücretinin 20 tl olduğu bir sağlık kurumunda, işe girmek için alacağım belge hiç doktora görünmüyor olmama rağmen 30 tl. Bari paramı alıyorsun iki kalp dinle bişiy yap. Nedir mantık? Zaten işe giriyor, oldu olacak ne koparırsak kar mı?

- Sabıka kaydı. İşe alındınız diye gezmediğiniz devlet dairesi kalmıyor. Kapı kapı 3 ona 5 buna derken hali hazırda elde olan paranızı dağıttığınız yetmiyor gibi, kuyruklarda beklediğiniz süreye mi yanarsınız, canım memurum kaprisli, somurtkan, canından bezmiş hallerine mi... Adliye'ye girersiniz. Evvela duvarlarda yazılı notları okuyarak ilk yapmanız gereken adımı bulmanız gerekir. Ben bunu hep yeni evlilerin duvarlara yapıştırdıkları renkli postitlerle yaptıkları aşk oyunlarına benzetirim:) Gizemi kaçmasın diye konuşulmaz, sadece yazılar takip edilir. Hele biri okumadan önce memura bir şey danışmaya görsün. ' Duvarda yazıyor kardeşim okuma yazman yok mu senin' gibi bir azarlamayı yersiniz. Yiyosa cevap ver, ver de işin görülmesin.

Neyse yazılar takip edilir ve öncelikle şurada duran formu doldurmak ve ardından gişe görevlisine bu formla gidip sıra almak gerekmektedir. Her türlü masraftan kaçınılmış Devlet'imin dairesinde form var ama kalem yoktur. Formlar için harcanan kağıtlara (kesilen ağaçlara) acınmamış, ancak üstünü doldurmak için gereken tükenmez kaleme bütçe yetmemiştir. Gişeye gidip bütün gün sadece formunuza bakıp sizden 5 tl tahsil edip, elinize ödendi makbuzu vermekten başka birşey yapmayan memuru geçtikten sonra duvardaki yazıları takip ederek asıl olay yerine varırsınız. Epey bir sıra bekledikten sonra elinizdeki ödeme pulu ve formu gişe görevlisine verip sabıka kaydınızı alırsınız.

Ortada vasıfsız bir iş, (ver para al pulu), kuyruklarda geçen zaman, matbu formlara giden gerçek maliyet ve bunun sosyal maliyeti ( fazla kesilen ağaçlar), her türlü insanla uğraşmaktan robotlaşmış, agresif memurlar ve tüm bunları çekmek zorunda olan insanlar! Benim şuanda aklıma gelen bir çözüm örneğin; yine Adliye binamız dursun, Adliye nin bünyesinde bir çağrı merkezi tadında ekip kurulsun, ayrı bir ekibe gerek yok, bu al gülüm ver gülüm memur ve ekibi burada çalışsın. Tüm işverenlerin sadece Personel birimlerine açık olan bir programa, yeni işe giren kişinin TC kimlik numarasının yazılması suretiyle girilen kayıt, belirli bir işlem sırasıyla Adliyedeki birimin önüne düşsün. Bu kişilerde online olarak ilgili kişinin durumunu belirten yazıyı talebi giren kuruma göndersin. Datalar online olarak tutulmuş olur, yerden tasarruf, zamandan tasarruf, insana işkenceden tasarruf ruf ruf... Buna da GRP adını veririz. ' Goverment resource Planning' :)

Ve son olarak, son yıllarda Devlet Memuru olmak hayli zorlaştı. Bizler mezun olduktan sonra resmen birdir bir oynayarak önümüze gelen KPSS'leri, KPDS'leri, YDS'leri, geçerek memur oluyorsak, bari işin niteliği de buna değsin. İnsana hizmet eden bu kurumları, ayrı ayrı düşünmek de yanlış, tek çatı altında, bilgisayar ve program bilgisi geniş genç beyinlerimizin çalışacağı kurumlarda sadece TC kimlik numarası girerek bir kişiye ait tüm bilgilere kısa süre içinde, gerektiğinde oturduğumuz yerden online olarak ulaşabileceğimiz data havuzu birimleri yaratmak gerek... Buna da HDP deriz, yani Human Data Pool:) Oldu mu? Vallaha oldu.

 
Toplam blog
: 33
: 2445
Kayıt tarihi
: 08.08.08
 
 

    ..