O la laa!

Bakmayın o lalaaa diyerek başladığıma, eşliğinde derin bir iç çekiş, bir serzeniş vardı.

Bu yıl da her geçen yılda olduğu gibi, eğitim bakanlığının yeni (ve de gereksiz) tasarıları var. Kobay olan genç ve çocuklarımız üzerine. Zaten sene sonu okul yolunu unutan gençlere, üniversiteye giriş sınavını iki aşamalıya alarak lise son sınıf öğrencilerinin bu durumunu bütün eğitim yılına yayıvermişlerdi. Ne yazık ki son sınıf öğrencileri daha bu aylardan başlayarak okula birşeyler öğrenmek için değil de yok yazılmamak için dolayısıyla lise diplomasını garantilemek adına devam ediyorlar.

Benim bir türlü anlayamadığım şeye gelince; koskocaman ülkede aklı salim birinin, o kadar eğitimcinin, prof.un çıkıp eğitim reformu adına bir öneri getirememesi oluyor. Hadi onları bir kenara alalım, tv.lerde bu konuda programlar yapan tv yapımcıları "PEKİ ÖYLE İSE NE YAPMALI?"sorusunu acaba neden soramıyorlar? Sahi akıllarına mı gelmiyor, akıl tutulması mı yaşıyoruz? Evet herhalde öyledir. Eğitimsizliğin getirdiği kaotik toplum hadiseleri o kadar aklımıza işlemiş ki, cinayetleri, şiddet örneklerini düşünmekten olsa gerek, bir çeşit akıl tutulması yaşıyoruz her halde. (Düşünemeyen, soru sormaktan korkan, okumaktan hoşlanmayan, yeni bilgiler öğrenme gereği hissetmeyen, hatta gazete alma alışkanlığı hiç olmayan, birbirine karşı bilinç altı kirlenmiş geniş kitleler toplumu olmamıza şaşmamak lazım.)

Peki öyleyse ben soruyorum; ACABA BİZİM ÜLKEMİZ, ULUSUMUZ, SAVAŞTAN ÇIKMIŞ YORGUN BİTKİN ANADOLU'NUN O HALİNDEN DAHA MI ZOR DURUMDA Kİ, EĞİTİMDE "KÖY ENSTİTÜLERİNİ" YENİDEN KURAMIYOR, NEDEN??

Ruhun şad olsun, eğitim enstitülerini ülkemize getiren sayın İsmail Tonguç'un!!