Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '14

 
Kategori
TV Programları
 

O Ses Çocuklar ve X Factor Türkiye

Ben müzik yarışmaları tutkunu bir izleyiciyim. Seyrettiğim programlarla ilgili de görüşlerimi yazılı olarak okurlarla paylaşmayı seviyorum. İlk önce O Ses Çocuklar programı ile ilgili yorum yapmak istiyorum. Bu yarışmada  Alvi gibi alternatif müzik türlerini zorlanmadan söyleyen bir çocuğun kazanmasını isterdim. Hadise de sanırım zor karar verdi. Benim hissettiğim, Alvi'yi seçmek istiyordu ancak kazanmak için popülist yaklaşımla Şahin'i seçmesi gerektiğini düşündü. Yalnız bu yarışma niye apar topar bitirildi, final ve yarı final bir haftaya niye sıkıştırıldı, onu anlamadım. Reyting mi almadı acaba? Her neyse… Böyle bir yarışmada başarılı olabilmek için çocuklara tüyolar sunuyorum:

  1. Ünlü bir sanatçının benzeri sese sahip olmak tercih sebebidir. İbrahim Tatlıses örnek aldığınız sanatçıysa şansınız daha yüksektir.
  2. Yaşınıza rağmen olgun ve dolgun bir sese sahip olmaktan ziyade, şirinlik muskası ve konuşmayı seven bir çocuk olmak şansınızı artırabilir.
  3. Ses yarışmasına katılmak istiyorsanız önce Yetenek Sizsiniz Yarışmasına katılın. Acun zaten sizi O Ses’e yönlendirecektir.
  4. Diğer yarışmalardaki genel geçer kurallar bu yarışmada da geçerlidir. Yani yabancı dilde şarkı söylerseniz ve kız iseniz çocuk yarışmasında da şansınız maalesef az olacaktır.

X Factor’a gelince… Başka yarışmalarda jürilerin yarışmacılara sert davrandığını düşünsem de, bu yarışmada ise yarışmacıların jürinin en küçük eleştirisine saygı duymayıp laf dokundurduklarını görüyorum. Kosinüs’ün Nigar Jamal’a “Biz Türkiye’de ayrılık şarkılarını hareketli söylemeyiz”, Halil Polat’ın Atiye’ye “Ben de sizin şarkılarınızı hissetmiyorum” ve Canan Ay’ın Nihat Odabaşı’na “sizin çocuğunuz var mı?” demesi yakışık almayan sözler bence. Star sadece güzel sesi ve sahnesi olan kişi değil, aynı zamanda eleştiriye açık, konuşmasını ve krizleri yönetmesini bilen de bir kişi olmalıdır. Kırılan potları tecrübesizliğe ve strese bağlayalım, geçelim.

 Sinan Akçıl Canan Ay ile ilgili diğer yarışmacıların şikayeti olduğunu  ve Canan’ın oynadığını belirtti. Canan Ay da seyircilerin onun elenmesini istiyorlarsa, SMS göndermemelerini istedi. Şikayet konuları neymiş, gerçekten merak ettim. Böyle bir ses, ortama uyum sağlayamadığı için elenirse üzülürüm doğrusu. Kosinüs’le ilgili sesteki aksaklığa gelince… Atiye’nin durumu dansederek toparlaması iyiydi ama tekrar edemeyeceğim kullandığı Almanca ve Türkçe eleştiri sözleri hoş değildi. Jüri hakkında yorumumsa, Sinan Akçıl “Genç kızların sevgilisiyim. Yeni Tarkan ya da Kenan Doğulu’yum” havalarında, Nigar çok şeker, duygusal ve doğal, Atiye ummadığım kadar sert, Nihat Odabaşı gizli yetenek. Sonuç olarak, jüri yarışmanın perde arkasını bildiği için kimin daha naif, doğal ve yetenekli olduğunu bizden iyi biliyordur. Yine de bu yarışmanın birincisini size önceden söyleyeyim: Kim daha mağdur ve ilginç bir hikayeye sahipse o birinci olacaktır. “Madem birinciyi biliyorsun, niye seyrediyorsun” derseniz, “müzik tutkumdan dolayı” derim. Yahşi şarkıları dinleyip kendi yorumumu yapmak hoşuma gelir. Uğurlar… Nigar Jamal gibi konuştum galiba.

 
Toplam blog
: 111
: 670
Kayıt tarihi
: 01.02.11
 
 

ODTÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği mezunuyum. İlgi alanlarım edebiyat, sinema, tiyatro, TV..