Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '11

 
Kategori
Konaklama / Ulaşım
 

O Şirin, Küçük Pansiyon

O Şirin, Küçük Pansiyon
 

Çatıya kadar uzanıyordu begonviller… Aralara sıkışmış hanımeliler… Taştan duvar…  Hemen girişin arka taraflarında bir yerde küçükcük, şirin bir bahçe…  Asma kaplı…

İnsanın içini ısıtan bir hali vardı o eski pansiyonun. 16. Yüzyıldan kalmaymış. Hayret ettim… Sadece hayret…

Odaya çıktık, yerleştik.

Tekli üç yatak atmışlar odaya. Nevresimler temiz, duvarlar beyaza boyalı, duvarlarda eski ahşap raflar ve rafların üzerinde biblolar. Çeşit çeşit… Tavan ahşap kaplı…

Küçük bir bağlama asılı duvarda… Eski bir halı çaprazlamasına asılmış duvara. Perforje askılıklar her yanda. Hemen yanı başımda eski ahşap bir komidin... Üzerinde bir gece lambası… Tam karşı köşede şirin bir banyo… Canım duş almak istedi birden. Yorgundum... Hemen yanı başımdaki yatakta İdiş  bütün sevimliliğiyle uyuyor. Bir an için gözüm onun o temiz, saf haline takıldı. Yüzümde hafif bir tebessüm…

“İyiki varsın” diyorum kendi kendime.

Ilık bir duş ve sonrasında derin bir uyku…

 

Sabah o şirin odanın sessizliğinde açtım gözümü. Daha kimseler uyanmamıştı. Giyindim ve indim aşağıya. Sıcak bir hava ama nem yok… Bir an için kendimi yeniden doğmuş gibi hissettim. Begonvillerin yanına iliştim. Öylece durdum ayakta ve seyretmeye başladım o güzelim begonvilleri. Hanımelileri kokladım. Ve sonra gerisin geri o şirin, asma kaplı bahçeye geçtim. Temiz havayı ciğerlerime kadar çektim ve o derme çatma sandalyenin üzerine öylece oturdum. Önümde mermer raflı bir masa ve etrafımı çevreleyen eski taşlı, yosun kaplı duvar…

 

Temiz ama eskimiş porselen tabaklarda geldi kahvaltı önümüze. İnce dilimlenmiş domates, ince dilimlenmiş salatalık, beş adet siyah zeytin, beş adet yeşil, kırık zeytin, bir dilim beyaz peynir, bal, reçel… Taze kızarmış ekmek… Ve tabii ki yeni demlenmiş bir bardak çay… O küçük, asma kaplı şirin bahçede, hep birlikte yaptık kahvaltımızı.

Sonra…

Bahçeyi seyre daldım… Hafif hafif esen rüzgâr eşlik ediyordu bana. Tavana kadar süzülerek çıkan sarmaşık yaprakları ilgimi çekti. Duvar kenarlarından sarkan salkım salkım yeşil üzümler… Tazecik, kütür kütür… Ayağa kalktım, o tozlu, kütür kütür üzümlerin salkımlarından bir tanesini kopartıp, o tozlu haliyle yemeye başladım… Lezzeti nasıl tarif edilir, bilmem ki.

 

Ve saat öğleye doğru ilerlerken, ağır ağır bindik arabalarımıza. O daracık sokaktan çıkarken, gözüm dikiz aynasında, çatıya uzanan begonville, hanımelileri izledim usul usul..

 

 

 

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..