Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '09

 
Kategori
Mizah
 

Obezite Suçlusu Virüs!

Obezite Suçlusu Virüs!
 

Son araştırmalara göre obezite virüsle bulaşıyor


- Hapşuu! Hapşuu!

- Dur kız, yüzüme doğru hapşırma, çevir başını şöyle. Bana da geçireceksin.

- Senin yüzünü mü hedefledik biz, çok ani geldi n’apıyım?

- Nereden de bulursun hemen her türlü hastalığı bilmem ki?

- Salgın var kızım, salgın! Hiç gazete okumaz mısın sen?

- Salgın varsa var. Sen de kalabalık yerlere gitmeseydin.

- Evet, otobüse binmeseydim, iş yerinden istifa edip evde otursaydım, markete filan da gitmeyip, hiçbir şey yemeseydim de açlıktan ölseydim di mi?

- Açlıktan ölmeyecek biri varsa o da sensin. Bu kesin.

- Kızım, hala anlamadın mı? Benim şişmanlığım bu hastalıktan. Gazete okumadığın belli işte. İngiliz ve Amerikalı bilim adamları obezitenin virüs yoluyla bulaştığını keşfetmişler. Adı da, dur bakiim, nerede şu gaste? Hah, adı da “adenovirus” nick ismi AD-36 oluyormuş. Bak bak, ne diyor gazete: “AD-36 virüsünün bulaştırıldığı fare ve tavukların hızla kilo almaya başladıklarını gözleyen bilim adamları, normalde öksürük, boğazda tahriş, konjonktivit-ne demekse- ve isale yol açabilen AD-36 virüsünün hücrelerin daha hızlı çoğalmasına da yol açarak kilo almaya neden olduğunu yeni keşfettiler.

- Hoppalaa, bir yaşıma daha girdim.

- Bak devamı: “İngiltere’de her üç obezden biri AD-36 virüsünün bulaşmasıyla bu duruma düşmüş.”

- Vah vah vah, bu hastalığı kapmadan zaten seksen çekiyordun, şimdi artık olursun yüzelli.

- Ağzını hayra aç. Ben mi istedim hasta olmayı? Salgın dedik ya! Hem bu rastgele bir şişmanlık değil, bu virüslü şişmanlık. Ben masumum.

- Öf Yarabbim, şimdi senden bana geçer, en kısa zamanda da evdeki herkese. Ev zaten şimdiki kilolarımızla dar geliyor. Bir de hepimiz obez olunca, evde birbirimizin yanından geçmek bile sorun olacak. Yok muymuş ilacı?

- Ne ilacı, daha virüsünü yeni bulmuşlar.

- Ey n’apıcaz şimdi?

- Bilmem, hapşuuu! Ben şimdiden birkaç kilo aldım galiba. Baksana pantalona girmiyorum.

- Eyvah, bütçede yeni bir yırtık daha. Nasıl alırız biz hepimize birden yeni şeyler?Bu hastalık batırır bizi. Seni karantinaya mı alsak ne yapsak?

- Faydası yok. Çok bulaşıcıymış. Virüs öksürükle, hapşırıkla, hatta tokalaşmakla geçiyormuş.

- Şimdiye kadar en az on defa suratıma hapşırdığına göre, bana da geçti demektir.

- Öhö, öhhö! Şimdi karnım da ağrımaya başladı. Eyvah, gittikçe de şişiyorum.

- Bu cayırtı da ne? Aaa, bluzumun dikişleri patladı. Eyvah ben de şişmanlamaya başladım. Hapşuu! Hapşuuu!

- Çok salgın dedik ya!

- İlacı da yoksa , n’olcak şimdi? Acilen diyete başlamamız gerek.

- Neden? Ne acelesi var ki? Hem benim karnım acıktı. Dolapta dünden makarna olacaktı, dur gidip ısıtayım,

- Kızım aklını da mı virüs sardı? Hiç yemeden şişmanlatıyormuş bu hastalık, bir de yersen?

- İyi ya. Şimdi istediğin kadar yemenin tam zamanı. Madem yemesek de şişmanlıyacağız, ha? Çalıştı mı şimdi senin kompüter?

- O makarna yanında birşey olmadan yenmez ki şimdi. Üst gözde de kuzu kapama olacaktı. Dur çıkarayım bari.

- Baklavayı da unutma! Muhallebi de vardı! İyi ki gelirken künefe ve tulumba tatlısı da almıştım!

Haber: Hürriyet/26 Ocak

 
Toplam blog
: 165
: 1414
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Uzun yıllardır yurt dışında yaşıyor. İsviçre'de Adalet Bakanlığı'ndaki mesleği yanında tiyatro ya..