Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '07

 
Kategori
Güncel
 

Ödül ve ceza

Ödül ve ceza
 

24 Kasım Öğretmenler Günü kompozisyon yarışmasında birinci olan, fakat davet edildiği kürsüden, rütbeli bir askerle kaymakamın tepkisinden dolayı, ödülünü alamadan indirilen Tevhide Kütük'ün yazısının tam metnini sunuyorum. Önce okuyun, sonra başı kapalı öğrencinin, tepkiyi hak edip etmediğine karar verin. Daha sonra da birkaç sözüm olacak:

"BİR ÖĞRETMEN OLMALI

Öğretmen… ne demektir öğretmen? Öğretmen, toplumu cehaletten kurtarmaya çalışan bir savaşçı. Alilere, Fatmalara, Yasinlere bilgi dağıtan, onlara sevgiyle yaklaşan, onları saran sıcak bir kucak. Ya da ufukları aydınlatan bir kandil…

Ben, seni böyle tarif ediyorum öğretmenim. Yalnız bu kadar mı? Hayır. Sen bir ufku aydınlatmak uğruna mum gibi erimeye razı olan. Sen, taze ruhları işleyip, onlara şekil veren. Ve sen ki; tarumar olmuş bir bahçenin son ümidi… Bir heykeltraşın mermere verdiği şekil misali bilginle şekillendir beni. Sadece beni mi? Hayır, ben nasıl muhtaçsam sana bir öksüz, bir yetimde öyle muhtaç.

Sen “ah, bir öğretmenim olsa, beni bilgisiyle sulasa, beni ısıtsa” diyen sokak çocuğunun hayalisin. Onun masum gözlerinde canlandırdığı annesin. Ya da baba… Bunca çiçekler susuzken sana, bilgi yağmurunu sal onlara. Yağmurunda can bulsunlar, güneşinde sevgi. Uzatmalısın ellerini.

Yetişmeli elin taa Doğulara, Batılara, Kuzeylere ve Güneylere. Hatta dünyanın dört bir yanına. Fakat ülkeler değil, gönüller fethetmelisin. “Dünyanın her yerinde öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygı değer insanlarıdır.” diyen Başöğretmen'in duyduğu saygı kadar saygı duyuyorum sana. Onun verdiği değer kadar değerlisin. Gözlerine baktığımda görmeliyim; okyanusların derinliklerini, dünyayı, gezegenleri. Ellerini uzattığında anlamalıyım; tarihimi, geçmişimi, atalarımızın bizler için yaptıklarını. Ve dudaklarında dökülen her söz belleğime yerleşmeli.

Birgün gelmeli. Öyle birgün gelmeli ki, görevin yadigâr kalmalı bana. Verdiğin emeği, sevgiyi, bilgiyi ben de sunmalıyım Mehmetlere, Sevdalara. En güzide bilgiler vererek yetiştirmeliyim onları. Bana “öğretmenim” diyen küçük kalpleri hazırlamalıyım geleceğe…

İşte bu duygularla nesillere ulaşmalı. Öğretmenlik, Sadece 24 Kasımlarda değil, Şubatlarda, Nisanlarda da hatırlanmalı öğretmenin değeri. Toprağın altında gömülü kalmamalı, asırlarca. Bilgi için GÖNÜLLER KAZANMALI BİR ÖĞRETMEN, GÖNLÜNÜ ADAMALI BİR ÖĞRENCİ…

SAYGILARIMLA" TEVHİDE KÜTÜK

...........................................................

Asla gerçeği yansıtmayan saplantılarını, şartlanmışlıklarını; bir bıçak gibi kulanıp, gönülleri doğramayı meziyet kabul edenler... bundan bir kahramanlık payesi çıkarıp, yalakalarından alkış bekleyenler... sizin işiniz, toplumun yüreğini kuşbaşı etmek değil, onun içinde yer almaktır. Artık bu ucuz, basit, seviyesiz davranışları marifet saymaktan vazgeçin. Milleti gönlünüze alın ki, onlar da size gönüllerinde yer versinler

"O da kurallara uysun canım!" sözüyle hiç bir yere varamayız. Başörtüsü, toplumsal bir vakıa olmasına rağmen, onu yasaklayan, Merih'liler değil, biziz. Hani cumhuriyeti doğmalardan kurtulup özgürleşmek için kurmuştuk! Niye yeni değişmezler koyarak, doğmalar üretiyoruz? Vatandaşlarının giyim kuşamından devlete ne?

Artık bu problem çözülmeli. Beğenmeyenler de toplantı salonlarından başörtülüleri atacakları yerde kendileri çıkmalı.

Resim ve kompozizyon metni için:
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=618878
http://www.yenisafak.com.tr/gundem/?t=28.11.2007&c=1&i=84427

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..