Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Öğrenme geni

Öğrenme geni
 

Bu sabah modum çok farklı! Eski bir anı defterimi karıştırdım ve oradan sizlere 2 adet blog ürettim. Görüldüğü üzere genetik olarak farklı yapıda bloglar ve bugünkülere hiç benzemiyorlar.

Soru şu: Acaba kişi olarak ben gelişiyor muyum?

Hani meşhur bir laf vardır: 7'sinde neyse yetmişinde de odur!

Benim nefret ettiğim bir söylemdir. Ve Türkiye'ye de inanılmaz uyar. Çünkü bizler, kişisel gelişimimizi önemsemeyiz! Tek önemsediğimiz şey duygularımızdır. Ve milletçe, bu yüzden, durmadan aşkın peşinde koşup dururuz!

Duygular önemlidir ama, o kadar da önemli değildir...

Bana bir cümle öğretenin, kulu, kölesi olayım! Ya da tüm bildiklerimi size 38 saatte öğretebilirim. Bilgiyi paylaşmak demek, insanlar arasında yücelmek demektir.

Son dönemlerde herkeste Tasavvuf'a yönelim görüyorum. Bu durum sadece Türkler için de geçerli deği!, İtalyanlar bile Konya'ya gidip Mevlana Hazretlerinin öğretilerinden nasiplerini alıyorlar, kitap okuyorlar, çileye giriyorlar. Takdir-i şahan davranışlar bunlar. Peki bu insanların amaçları ne?

Bir meyvanın olgunlaşması için süreye ihtiyacı vardır. Ayni şekilde insan için de durum aynı! Kemale ermek için beklemek gerekir. Zaman en müthiş olgunlaşma iksiridir. İşte sırf bu yüzden genç olmak zordur; gençler zamanla yarışırlar. Her yarışmayı kaybetmelerine karşın, kolay, kolay da vazgeçmezler ve üzülürler!

Hayatı yaşamayı öğrenmek elzemdir. Mutlu yaşamak, ancak bu şekilde mümkündür. İtalyanlar da bunun farkındalar!

Buda ve Hindu dinleri hakkında öğrendinizde de aynı durum geçerlidir; hayatı öğrenirsiniz. Tapınakların her bir katı, en az bir yılı, ama daha çok, belirli öğretileri ifade eder. En tepeye ulaşıp En-el Hak diyebilmek için, bu tapınaklarda "master" yapmak gerekir. Yaklaşık olarak 13 senede Nirvana'ya ulaşabilirsiniz.

Bu yüzden yoga yapmak daha keyifli ve daha az zahmetlidir. Ya da spor yapmak! Ya da pilates, ya da dans etmek! Ruhun dinledirilmesi için fiziksel aktiviteye yoğunlaşmak! Ben, sırf bu yüzden bile, yıllarca sporla haşır, neşir oldum!

Gelişmek güzel bir şeydir. Erdeme ulaşmak, kemale ermek, hikmeti bilmek, bütün bunlar çok zor şeylerdir. Aptal olmak çok kolay, abdal olmak çok zordur. Bir de, abdal olmak için aptal durumuna düşmek var; o ise felaket! Yıllarca aptal, aptal dolaşıp durduk!

Peki ama nasıl gelişeceğiz? Ne yapmalıyız?

Okumalıyız; yol yordam öğrenmek için. Öğrenilebilecek meseleleri, konuları, tespit etmek için! O konu ile ilgili, en az 3 karşıt düşünceyi okumalıyız ki, doğru fikri geliştirelim.

Gezmeliyiz; insanlık serüveni, sadece okunarak öğrenilemez! Fikir sahibi olmak insanı sahici yapmaz. Sahici olmak, yaşayıp deneyimleyerek olur. Bunun için de gezip, görmek lazım. Seyyahlar da bunu yapar.

Fotoğraf  çekmeliyiz! Gördüklerimizi kayıt altına almalıyız. Fotoğraf çekmek bir yöntem, yazmak diğer ve en eski yöntem. İsterseniz videoya çekin.

Ve bu deneyimlerden sonra, tekrar okumak ve öğrenmek!

Bu yüzden Konya'ya kadar gidiyorlar. Yoksa hepimiz internete ve amzon.com'a sahibiz. Öğrenmek bu kadar kolay olsaydı, herkes öğrenirdi!

Öğrenmek basit bir süreç kesinlikle değildir. Hayat disiplini gerektiri. Bir gün de bununla ilgili bir blog yazacağım; hayat disiplini nedir?!

Aşk ve meşk ve cinsellik ve ihtiras ve cazibe ve şehvet, eşyanın tabiyatı gereği, çok tütsülü duygular olmakla birlikte, kişiye herhangi bir birikim yapmazlar. Anlık tüketim araçlarıdır. İnsanı farklı kılan bu duygulardan çok, bu duyguları üretebilecek, geliştirebilecek, farklılaştırabilecek zekaya ve azime sahip olmak, hayatı daha fazla deneyimleyip, sıkıp yağını çıkartarak, yaşamdan en çok faydayı elde etmektir. Bu aynı zamanda verimli bir insan olma düşüncesi ve eylemidir.

Yazılanınların aksine kadın ve erkek olmaktan çok daha önemlisi, insan olmak veböylelikle, tüm sosyal ayrımcılığı bu şekilde ortadan kaldırmaktır. Dün bir Bulgar göçmeni Nebibe hanımın söylediği gibi, "ben kadının güçlü olup ayakta da durmasını ve bildikleriyle konuşmasını severim".

Bugünlük bu kadar! Bakalım yarın neler getirecek...

Saygılarımla,

Kavi'l

 

  

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..