Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '09

 
Kategori
Eğitim
 

Öğrenme stilleri

Aydın Arıtan bir makalesinde; “ Her beyin, kendi düşünce modelinin belirlediği bir öğrenme modeline sahiptir. Öğrenilmesi istenen konunun sunuluş modeli, beyindeki modelle uyuşursa, başarılı bir öğrenme gerçekleşir. Başarı ya da başarısızlık, tek başına kişinin zekâsının yetersizliğini göstermez. Genellikle başarısızlığı; getiren, iki farklı düşünce modelinin birbirleriyle uyuşamamasıdır.” Der.

Oya öğretmen matematik dersinde kesirleri anlatıyordu. Ahmet en önde pür dikkat öğretmeninin dinliyor. Bakışlarını öğretmeninden ayırmıyordu. Aslı pencereden dışarıya bakıyor, çiçek açmış ağaçlardan gözlerini alamıyordu. Oya kalemiyle bir şeyler karalıyor. Arada sırada masasında hareket ediyordu. Paragrafı okuduktan sonra, bize birisi “öğretmeni en iyi kim dinliyor” sorusunu sormuş olsaydı, muhtemelen öğretmeni can kulağıyla izleyen Ahmet’i gösterirdik. Çünkü Aslı pencereden dışarıyı gözlüyor. Dersle ilgisi yok diye düşünür, Oya’yı da dalgın bir durumda onun da dersle ilgisi yok derdik.

Şimdi aynı senaryoya geri dönelim. Ayşe öğretmen iletişimde ve öğrenmede işitsel bir dil kullanmaktadır. Onu can kulağı ile dinleyen Ahmet de işitseldir. Her ikisinin de bilgiyi işleme modeli işitsel olduğu için stiller uyuşmuş, Ahmet dersi dinlemektedir. Aslının bilgiyi işleme modeli ise görseldir. Aslı, öğretmenin anlattıklarını dışarıya bakarak bilinçaltında işlemekte ve böyle öğrenmektedir. Belki de dün akşam babasının getirdiği pastayı dilimlemekte ve böylece kesirler ile bağ kurmaktadır. Kalem ile oynayan Oya ise kinestetik bir öğrenme stiline sahip olduğundan kalemle oynayarak dikkatini toplamakta, kâğıda şekiller çizerek öğretmenin anlattıklarını hafızasına işlemektedir. Öğretmen sınıfa dönüp şu soruyu sorsa “çocuklar konuyu anlamayan var mı?” doğaldır ki öğretmenle aynı melodiyi çalmayan öğrenciler anlayamadık diyeceklerdir. Tam bu noktada öğretmen sınıfa dönecek ve dikkatli dinleyin bir daha anlatacağım diyecektir. Oysa bir değil on defa da anlatılsa öğrenciler konuyu anlayamayacaklar, öğretmenin göstermiş olduğu performansta boşa gitmiş olacaktır.

İşte burada yöntemi değiştiren, öğrencilerin bireysel farklılıklarını tanıyan ve her üç dilde de konuşabilen öğretmen fark yaratan öğretmendir.
Her öğrencinin öğrenmede kullandığı yol farklıdır. Kimileri görerek, kimileri hareket edip dokunarak, kimileri de duyarak öğrenirler, Yani eğitim ortamında İşitsel, görsel ve Dokunsal öğrenciler olabilir.

Bir öğretici öğretim stili odaklı ders tasarımı geliştirmek için öncelikle kendine ilişkin yetişkin stili özelliklerini saptaması gerekir. Bu çaba, öğreticinin kendisini tanımasına neden olmaktadır. Günümüzde pek çok öğretici, kendi stiline ilişkin özellikleri yıllar boyu süren bir deneyim sonucu ortaya koyabilmektedir. Dolayısı ile uzun bir zaman dilimi bunu öğrenmek için kaybedilmektedir. Oysa öğretici bunu hizmet öncesindeki eğitimde belirleme olanağına sahip olabilirse, ileride kaybedilecek bir zaman dilimini kazanabilme durumu ile karşı karşıya kalabilecektir. Kendi stilinin özelliklerini belirleyen bir öğretici bunu öğretici stillerindeki karşılıklarını bularak daha verimli bir öğretim hizmeti tasarlayabilir. Hatta vereceği her bir ders için ayrı ayrı kendine özgü ders tasarımları da geliştirebilir.(Babadoğan Cem http://www.meb-yayimlar.gov.tr/147/babadogan.htm)

İnsanlar genellikle 3 yoldan bilgi edinirler.
Görseller: görerek ve okuyarak öğrenmeyi tercih ederler. Kendi kendine okuyarak öğrenirler. Renkli şeyleri, grafik ve haritaları tercih ederler.
İşitsel: işiterek, dinleyerek ve tartışarak öğrenmeyi tercih ederler.
Kinestetikler; Bu tipler dokunarak, hissedererek öğrenecekleri şeylerle fiziksel temas kurarak, yaparak öğrenirler;

Öğretmen Okan Bey Sosyal Bilgiler dersinde “Osmanlı İmparatorluğunun yükselme devri” konusunu sunu destekli anlatırken, o an bilinçli modu görsele ayarlı Ali konuyu daha iyi anlayacaktır.

Öğrenci bilinçsizlik halinde olduğunda, (öğretmen görsel öğrenci kinestetik) konunun sunuş modeli, kendi düşünme süreçleri ile uyuşmuyor ve her hangi bir şey ifade etmiyorsa, dikkat dağılır, düşünür ve olayların bütünü ile ilgilenir. Bilinçaltı halinde ise; parçaları dikkatle inceler, eler, bilgiyi tartar, sorular sorar. Bilinçli halde; uyanık tetikte ve dikkatlidir. Bu durumda kanalı görsel, diğer kanalları sırası ile işitsel ve kinestetik olan Ali konuyu daha iyi anlayacaktır. Oysa Kinestetik, işitsel ve görsel kanalları sırası ile kullanan Oya konuyu anlamada zorlanacaktır. Bu tip durumlarda öğretmenlerin bütün kanalları destekleyici öğretim yöntemleri uyguladıklarında eğitim ortamındaki öğrenme problemi ortadan kalkacaktır.

Öğrenme stillerinin bilinmesi başarısız veya yaramaz olduğunu sandığımız pek çok öğrencinin sadece kendi öğrenme stilinin bilinmediği için dersi anlayamadığı bu nedenle istenmeyen davranışlar sergilediğinin bilinmesini sağlayacak, kendi düşünme modellerine uygun örnekler ve konu anlatımları ile karşılaştıklarında öğrenmiş olacaklardır.

Özel hayatlarında düzenliliği ve titizliği seven Görseller dağınık ve başıboş olmaktan rahatsız olurlar. Örneğin ders çalışmak istediklerinde kendilerine göre bir düzen kurarlar ve dağınık bir masada derse konsantre olamazlar. Ders kitaplarının, kalemlerinin vb. araçların masada belli bir düzeni vardır. Okul çantaları, elbise dolaplarını titiz bir şekilde düzenlerler. Görsel yetişkinlerde özel yaşamlarında titiz ve düzenli davranırlar, elbiseleri her zaman ütülü ve bakımlıdır. Konuşurken ya da dinleme sırasında baş yukarıya kalkmış durumdadır. Onlarla iletişim kurmanın en güzel yolu, görsel bir dil kullanmaktır.

İşitseller, kendi kendilerine konuşmaya küçük yaşlardan itibaren başlarlar. Çevresinde duyduğu seslere ve müziğe karşı duyarlı tepkiler gösterirler. Konuşmada akıcı bir dil kullanırlar. Sohbet etmeyi, birileri konuşmaya bayılırlar. Yabancı dil derslerinde başarılı oldukları gözlenir. Her şeyden önce iyi bir dinleyicidirler.

Oldukça hareketli ve duygusal tiplerdir Dokunsallar. Yemek yerken masada duramazlar. Sürekli hareket etmek isterler. Kendisine bir şey anlatıldığında dikkatini toplayabilmesi için el ve beden dilini çok sık kullanırlar. Sınıf içinde problem yaratıyor denilen tipler dokunsal/ kinestetiklerdir. Çünkü bu çocuklar sürekli hareket etmek isterler. Sınıf içerisinde yapıp, yaşadıklarında daha iyi öğrenirler.
Öğrenme ve iletişimde kullanılan stillerin bilinememesi birçok iletişim problemine yol açar. Annenin görsel, çocuğun kinestetik olduğu bir ailede anne ile çocuk arasında problem yaşanması her an beklenen bir durumdur. Örneğin anne çocuğun yatağını sürekli düzenli tutmasını, masasını düzenlemesini ister. Çocuk kendince düzeltir yatağı, dağınık masada çalışmaktan hoşlanır. Bu tip problemler yaşanmaması için öğrenme ve iletişimde kullanılan stillerin bilinmesi, problemlerin oluşmasını engelleyecektir.

Evde ve Okulda Öğrenme Stilleri
Bireyler öğrenme stillerine göre üç tipte toplanabilirler. Bu üç tip bireyin karakteristik özellikleri öğretim elemanın sınıfta karşılaşabileceği durumlar aşağıda verilmektedir.( http://www.odevsel.com/egitim/2742/ogrenme-stilleri.html )
1.Görsel:
Özel yaşamlarında genellikle düzenlidirler. Karışıklık ve dağınıklıktan rahatsız olurlar. Dağınık bir masada çalışamazlar önce masayı kendilerine göre düzenlerler daha sonra çalışmaya başlarlar. Kalem, silgi, kalemtıraş gibi araçlar için sırada / masada kendilerine göre yerler belirlerler ve bu araç-gereçleri hep bu yerlerde tutarlar. Çantaları, dolapları her zaman düzenlidir. Yazmayı sevmeseler bile defterleri düzenli ve itinalı kullanırlar. Düz anlatım dediğimiz, okullarda öğretmenin ya da bir öğrencinin dersi anlatması yönteminden yeterince yararlanamazlar. Tam olarak anlayabilmeleri için dersin mutlaka görsel malzemeler ile desteklenmesi gerekir. Harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlardan kolay yararlanırlar ve bu araçlardan öğrendiklerini kolay hatırlarlar. Öğrendikleri konuları gözlerinin önüne getirerek hatırlamaya çalışırlar.
2.İşitsel:
Küçük yaşlarda kendi kendilerine konuşurlar. Ses ve müziğe duyarlıdırlar. Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı severler. Genellikle ahenkli ve güzel konuşurlar. Yabancı dil öğreniminde (konuşma ve dinleme becerilerinde) başarılıdırlar. Ancak bu tip öğrenciler ilköğretim 1 ve 2. sınıflarında kendi kendine konuşmaları nedeni ile öğretmeni dinleyemezler, bu özellikleri nedeniyle işittiklerini daha iyi anlamalarına rağmen bu şanslarını kaybederler. Göz ile okuma esnasında hiçbir şey anlamayabilirler o nedenle en azından kendi kulağının duyabileceği bir ses ile okumalarına izin verilmelidir. İşittiklerini daha iyi anlarlar. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. Bilgi alırken dinlemeyi, okumaya tercih ederler. Olay ve kavramları birinin anlatması ile daha iyi anlarlar. Grup ve ikili çalışmalarda konuşma ve dinleme olanakları olduğu için iyi öğrenirler.
Hatırlamak istediklerini birisi kendilerine anlatıyor ya da söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar.
3.Kinestetik/Dokunsal:
Oldukça hareketli olurlar. Sınıfta yerlerinde duramazlar sürekli hareket halindedirler. Tahtayı silmek, pencereyi açmak, kapıyı örtmek, tebeşir getirmek hep onların görevi olsun isterler. Uzun müddet oturmaya zorlanırlarsa derste ne olup bittiğini de anlamaz hale gelebilirler. Bu hareketlilik uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problem çıkarırlar. Bizim okul sistemimizden kötü yönde etkilenirler ve genellikle istenmeyen öğrenci haline gelirler. Tahta-tebeşir-anlatım ders işleme sisteminden en az yararlanırlar bu nedenlerden dolayı da yaramaz, tembel ya da zeki olmadıkları ileri sürülebilir. Dersin anlatılması veya görsel malzemeler ile zenginleştirilmesi Kinestetik/Dokunsal öğrencinin öğrenmesine beklenildiği ölçüde katkı sağlamaz. O nedenle, sınıflarımızda ideal ders araçları olarak kabul edilen, şema, harita, fotoğraf gibi görsel araçlar kinestetik öğrenci için (görsel öğrencilere göre) daha az değer taşır. Çünkü ne kadar renkli ve canlı olursa olsun görsel materyaller onların öğrenmesini beklenilen ölçüde kolaylaştırmaz. Anlatımdan da yararlanamazlar. Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanacakları, yaparak yaşayarak öğrenme dediğimiz yöntemlerin uygulanması gerekir. Sınıf yerine okul bahçesi veya laboratuarda dokunarak, ellerini kullanarak olayların içinde yaşayarak en iyi öğrenirler.

Öğrenme Stilleri Testi
Sizi en iyi tanımlayan aktivitelerin yanına bir işaret koyun. İçinde en fazla işaret bulunan bölüm sizin baskın öğrenme stilinizi belirler. Farklı bölümlerde aynı sayıda işaretlenmiş aktivite bulunabilir. Bu da davranışlarınızda ya da öğrenme ortamlarında her üç öğrenme stilini de eşit ağırlıklı olarak kullandığınızı gösterir.
Dokunarak-Hareket ederek
1. _______ Boş bir kâğıda sütunlar çizmem istendiğinde kağıdı katlarım
2. _______ Sandalyede otururken sallanırım
3. _______ Bacağımı sallarım
4. _______ Kalemimi elimde döndürürüm, masada tempo tutarım
5. _______ Her şeye dokunmak isterim
6. _______ Kapının üst çerçevesine asılarak odaya atlamak isterim
7. _______ Bir şeye dokunmadan sadece görerek ve duyarak ona inanmam
8. _______ Genellikle hiperaktif olduğum söylenir
9. _______ Objeleri biriktirmeyi severim
10. _______ Kürdanları, kibritleri küçük küçük parçalara kırarım
11. _______ Aletleri açan boşaltır sonra yine bir araya getiririm
12. _______ Genellikle çok banyo yapar ya da duş alırım
13. _______ Genellikle ellerimi kullanarak ve hızlı konuşurum
14. _______ Başkalarının sözünü keserim
__________ TOPLAM
Duyarak
1. _______ Konuşmayı severim
2. _______ Dinlemeyi severim
3. _______ Kendi kendime konuşurum
4. _______ Yüksek sesle okurum
5. _______ Okurken parmağımla takip ederim
6. _______ Okurken kağıda çok yaklaşırım
7. _______ Gözlerimi ellerime dayarım
8. _______ Genellikle diagram ve grafiklerle aram iyi değildir
9. _______ Yazılı karikatürleri tercih ederim
10. _______ Görsel ve sözcük hatırlama hafızam iyi değildir
11. _______ Kopyalanacak bir şey olmadan kolay çizemem
12. _______ Haritalardan çok sözel tarifleri ve yönergeleri tercih ederim
13. _______ Öğrenmek için jingle kullanırım
14. _______ Sembol ve simgelerle aram iyi değildir
15. _______ Sessizliğe dayanamam..ya ben ya da diğerlerinin konuşmasını isterim
__________ TOPLAM
Görerek
1. _______ Duyduğum yönergelere dikkat etmem
2. _______ Sözel tariflerin tekrarlanmasını isterim
3. _______ Sözcükleri hatasız yazarım
4. _______ Konuşmacının ağzını izlerim
5. _______ Şarkı sözlerini hatırlamada zorlanırım
6. _______ Çok not tutarım
7. _______ Başkalarının ne yaptığını gözlerim
8. _______ Radyo ve televizyonu yüksek sesle dinlerim
9. _______ Diagram ve grafikleri kolay algılarım
10. _______ Telefonda konuşmayı sevmem
11. _______ Biri bana ders verir gibi birşeyler anlatırsa başka dünyalara dalarım
12. _______ Sözel yönergeleri kullanamam..haritaya gereksinim duyarım
__________ TOPLAM
Kaynak: Nancy Cheatwood Ellis © 1996 "A Very Special Education Page" den aktaran Öğretim Görevli Ali Güllü (http://w3.gazi.edu.tr/%7Ealigullu/ost.htm)
Dışarıdan aldığımız mesajlar, uyarıcılar algı kanalları yoluyla üç tür bellekte işlenmeye başlar son zamanlarda yapılan araştırmalarda bireylerde üç tür öğrenme özelliğinden bir tanesinin baskın olduğunu ortaya koymaktadır. Bunlar:
Görsel öğrenenler: Dünyayı görüntülerle algılar, çok fazla gözlem yapar, ayrıntılara dikkat eder, hızlı konuşurlar; dinlerken kağıt üzerine bir şeyler karalamaktan, okumaktan, yazmaktan ve plan yapmaktan hoşlanırlar.

İşitsel öğrenenler: Dünyayı söz ve seslerle algılar, konuşmaları zihinlerinde ve bazen de yüksek sesle tekrarlar ve sistematik konuşurlar.

Dokunsal/Kinestetik öğrenenler: Dünyayı duyularıyla algılar, insanların duygularına çok önem verirler. Konuşurken insanlara veya nesnelere dokunmaktan hoşlanırlar.

Düzenli, kalabalık olmayan bir mekanda ders çalışmak, dersi dinlerken not almak, konuyu mümkün olduğunca görsel malzemeyle (grafik, harita, şekil, vb.) destekleyerek çalışmak başarınızı artıracaktır.

Görsel öğrenenler

Sessiz bir çalışma ortamını tercih etmek, üzerinde çalışılan konuyu yüksek sesle okumak hatta mümkünse arkadaşlarla beraber çalışmak yararlı olacaktır.

İşitsel öğrenenler

Anlatılanları kendi ifadelerinize dönüştürerek kısa notlar almak, öğrenilen konuyu önceki bilgilerinizle ilişkilendirmek, konunun yaşamla ilişkisini kurmak verimi arttıracaktır.

Dokunsal/kinestetik Öğrenenler

Açık yada örtük tekrarlar yap: Kısa süreli belleğe göndermiş olduğun yeni bilgileri tekrarlarlarla pekiştir. Bu işlem bilgilerin kısa süreli bellekte daha uzun kalmasını ve daha kolay hatırlanmasını sağlar. Çalıştığın metini sesli ya da sessiz oku, anlat, kısa notlar al, bir kağıda yaz. Önemli bilgilerin altını çiz. Konuşmanı kasede kaydedip dinle. Konudan ne anladığını bir kağıda özetle.
Örgütleme yap: Şu an öğrenmiş olduğun yeni bilgileri, uzun süreli belleğindeki eski bilgilerinle ilişkilendir. Örneğin Davranışcı kuram konusuna çalıştın, bu kuramın özelliklerini öğrendin. Şimdi düşün, bu kuramın öğretim ile ilgili ilkeleri nelerdi, Ardından yeni öğrendiğin bilişsel kuramın davranışçı kuram ile ilgili olan ilintilerini bulmaya çalış, bunları kavram haritalarına, zihin haritalarına dök.

 
Toplam blog
: 3
: 2027
Kayıt tarihi
: 15.02.09
 
 

Uzmanlık Alanım Yazar-Eğitim Danışmanı-Kişisel Gelişim Uzmanı Eğitimim Kastamonu EYO Sınıf Öğretmenl..