Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Okuduğum kitaplar-2

MONTAİGNE’DEN DENEMELER

Kitaba göre; Doğanın istediği gibi düşün ve yaşa; hiçbir kitabın, hiçbir dogmanın esiri olma. İnsan ne yaparsa yapsın, kendini tam olarak anlatamaz. O kadarını kendiside bilir. Her insanda bütün insan halleri vardır. Bazı kavramların formüllü açıklaması; “Okumak+gezmek=insanın kendi dışına çıkmasıdır. Mesleğim+sanatım=hayatım Ezber bilmek=bilmek değildir. Ruh+beden=insan (ruh ve bedeni evlendirmek; işte insan) Siyaset=yalancılık Politika=çok yüzlülük Kapitalizm=cüzdanın girdiği yerde vicdanın çıkmasıdır. Nevroz=duygu çatışması Vicdan=iç duygu Aşk=arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktır” Serbest düşün, rahat söyle. “Herkes kendisi için bir derstir; yeter ki insan kendini yakından görmesini bilsin”.-Plinius Kendini olduğundan az göstermek, tevazu değil, budalalıktır. Kendini değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısırıklıktır. Dostumuzdan bir gün vazgeçecekmiş gibi sevelim. “Issız yerlerde kendin için bir âlem ol.”-Tıbulus “Saadet bile haddini aşarsa azap olur.”-Seneca “Ağlamak ta bir zevk tir.”-Ovidius Her işin bütün şartlarını ve sonuçlarını arayıp hesaplayan adam kararsız olur. En kötü karar kararsızlıktan iyidir. Örnek olsun diye verilen her cezada kamunun yararına ve bireyin zararına bir adaletsizlik vardır. İyi işçiler nasıl iş gördüklerini anlatmaktan aciz olanlardır. Yaptıklarını çok iyi pazarlayanlardan iyi iş geldiği pek az görülmüştür. Nam olsun, kendisine değer verilsin diye iyilik yapanlardan hayır gelmez. Doğru, dürüst; devamlı kazanır. Kurnaz, ikiyüzlü, dönek; devamlı kaybeder. En az bildiğimiz şeyler; Tanrılaşmaya, tabulaşmaya en elverişli olanlardır. Bize öteki dünyada verilecek zevkler bu dünyada verilecek zevklerse; niçin? Ölümlü varlıklara özgü tüm zevkler ölümlüdür. Öteki dünyada akrabalarımızı, yakınlarımızı göreceğimizden seviniyorsak dünyadaki ölümlü yaşamımız orada da devam ediyor demektir. “Hayatın sona erdiği yerde her şey gayesiz olarak ve duygulara dokunmadan yaşar.”-Lucretius “Her yerde olan hiçbir yerde yoktur.”-Martialıs Lahana ile yaşamasını bilen zalimlere dalkavukluk yapmaz. Mademki ölümün önüne geçilmez, ne zaman gelirse gelsin.”-Sokrates Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölüşümüz de her şeyin ölümü olacaktır. Öyle ise, yüz yıl daha yaşamayacağız diye ağlamak, yüz yıl önce yaşamadığımıza ağlamak kadar saçmalıktır. Bence ölüm başka bir yaşamın kaynağıdır. Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öyle gidin. Ölümden yaşama geçerken duymadığınız kaygıyı, korkuyu, hayattan ölüme geçerken de duymayın. Ölümünüz varlık düzeninin, dünya hayatının şartlarından biridir. Yaşadığımız her an, yaşamdan eksilmiş ve harcanmış bir an dır. Ömrünüzün her günkü işi, ölüm evini kurmaktır. Hayatın içinde iken, ölümün de içindesiniz. Çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmış olursunuz. Hayattan sonra ölümlesiniz ama hayatta iken ölmektesiniz. Ölümün ölmekte olana ettiği ise ölmüş olana ettiğinden daha acı, daha derin ve daha can yakıcıdır. Hayat kendiliğinden ne iyi, ne kötüdür. Ona iyiliği ve kötülüğü katan sizsiniz. Bir gün yaşadıysanız, her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün tüm günlerin eşidir. Başka bir gündüz, başka bir gece yok ki. Atalarınızın gördüğü, torunlarınızın göreceği hep bu güneş, bu ay, bu yıldız, bu düzendir. Ne kadar yaşarsanız yaşayın, ölümde geçireceğiniz zamanı değiştiremezsiniz. Ölümden ötesi hep birdir. “Kaç asır yaşarsanız yaşayın, ölüm yine ebedi olacaktır.”-Lucretius Ölüm bize kötülük edemez; çünkü ben sağken o yok, ben ölüyken ben yoğum. Hiç kimse vaktinden önce ölmüş sayılamaz; çünkü sizden arta kalan zamanda sizden önceki zaman gibi sizindir. “Bizden önce geçmiş zamanları düşün; bizim için onlar yokmuş gibidir.”-Lucretius Hayatımız nerede biterse, orda tamamlanmıştır. Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasında aranmalıdır. Sizinle birlikte ihtiyarlamayan bir şey var mı? Sizin öldüğünüz anda binlerce insan, binlerce hayvan, binlerce başka varlık ölmüyor mu? Madem geri dönemezsiniz, niçin kaçınıyorsunuz? Bütün günler ölüme gider, son gün varır. “Ölünce nereye mi gideceksin? Doğmayanların yanına.”-Seneca “Bilge, iyi şeylerde bile bir ölçü gözetir.”-Juvendius Her gün hayata yeniden başlıyoruz. Öğrenmek ve arzu etmek iyi ama yaşlandığımızı da unutmamak gerek. Değiştirilemeyen düzen kötü düzendir. Öfke ve kin doğruluğun sınırları dışındadır. Doğru ve temiz işler hep ölçülü ve ağır başlıdır. Ölçü olmayan yerde kavga, gürültü ve haksızlık vardır. İkiyüzlü insanlar getirdikleri sözle faydalı olurlar ama götürdükleri, götürecekleri sözle de zararlı olabilirler. Bir insanın değeri; kendinden ne kadar memnun olduğu, söyledikleri, yaptıkları ve kendisinin ne kadar beğendiği ile ölçülür. Aklın o kadar çeşitli yolları vardır ki, hangisinden gideceğimizi bilemeyiz. Görgüye bakarak, olayları değerlendirerek de karar veremeyiz. Çünkü olaylar hiçbir zaman eşit olamazlar. Bu dünyada gördüğümüz şeylerin ortak özelliği, ayrı ve değişik olmalarıdır. Aldatmaya ve aldanmaya en elverişli şeyler bilmediklerim izlerdir. Görülmedik şeylere insan kolay inanır. İnsan en az bildiği şeye en çok inanır Tabunun kaynağında güvensizlik ve korku vardır. Ölüm, insanın dalabileceği suskunluğun en kötüsüdür. Ölülerden korkmak; ölümden korkmanın bir sonucudur. Her yasak bir isteği gizler. Artık sıradan değil, sıra dışı biri olmanın tam zamanıdır.
 
Toplam blog
: 154
: 861
Kayıt tarihi
: 25.01.10
 
 

Rize nin Çamlıhemşin ilçesinde doğdum. 1969 yılında ilkokul,1972 yılında ortaokul,1975 yılınd..