Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '13

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Şeyma Özin’in kendisiyle savaşları…

Şeyma Özin’in kendisiyle savaşları…
 

 6. Haziran.2013 , Cuma günü gecesi , ATV’de Kenan Işık’la önemli bir yarışmacı Şeyma Özil Bir Milyonluk Soru’yu açtırmak için kapıştılar.

Kenan Işık, daha önce ve hiçbir zaman sorunun cevabını kendisine göstermediklerini , söyledi. “İstersen gel bak, senin önünde ne yazıyorsa benim de önümde aynı şey yazıyor” dedi. Yarışmacı bunu doğruladı.

Şeyma, garip bir tip olduğunu, arkadaşlarının da kendisini garip olarak gördüğünü, bu bakımdan çok arkadaşı olmadığını söyledi. Ve davranışlarının kendisine özgü olduğunu, belirtti.

“ATV 'nin sevilen bilgi yarışması Kim Milyoner Olmak İster'de bir ilk yaşandı. Kim Milyoner Olmak İster'de üniversite öğrencisi Şeyma Özin, 1 milyonluk soruya kadar gelen ilk yarışmacı oldu. Şeyma Özin Kim Milyoner Olmak İster'de final sorusunu açtırdı. Şeyma büyük bir cesaret örneği göstererek final sorusuna cevap verdi. Kim Milyoner Olmak İster'in final sorusuna yanlış cevap veren Şeyma Özin gözyaşlarına hakim olamadı.”

Şeyma daha önceden , oldukça başarılı bir şekilde ve kendince yerinde akıl yürütmelerle 250’binlik soruya kadar geldi.

“Kim Milyoner Olmak İster'de 1 milyonluk sorunun cevabını bilmeyen ama buna karşın büyük bir risk alarak soruya cevap vermeye karar veren Şeyma Özin, Kenan Işık'ın kendisine sunduğu 250 bin lira değerindeki çeki geri çevirdi ve 1 milyonluk soruyu yanıtladı. Şeyma Özin sorunun doğru cevabı olarak A şıkkında bulunan VER cevabını seçti. Ancak Kim Milyonler Olmak İster'de 1 milyonluk sorunun doğru cevabı C şıkkında yer alan EKMEK'ti. Bu sonuçla Kim Milyoner Olmak İster yarışmasının rekortmen yarışmacısı Şeyma Özin yarışmadan 15 bin liralık ödülle ayrılmak mecburiyetinde kaldı.”

Daha sonra internette, doğru sorunun açıklanması kaynaklara göre şöyle yapılıyordu:

“Yunan tarihçisi Heredot, Tarihler eserinin ikinci cildinde I. Psamtik ile ilgili bir anekdottan bahsetmiştir. Mısır’a yolculuğu sırasında Heredot, Psammetikus’un (“Psamtik”) iki çocuk üzerinde deney yaparak dilin kökenini araştırdığını duymuştur. Söylenilenlere göre yeni doğmuş iki bebeği, onlara bakması için bir çobana teslim ederek, kimsenin onlarla konuşmasına izin vermemesini tembih etmiştir, çocuklar büyüdüğünde ise konuştukları ilk kelimeleri tespit etmesini istemiştir. Firavunun oluşturduğu hipoteze göre, dışarıdan müdahale edilmediğinde çocukların söyleyeceği ilk kelimeler, tüm insanların dilinin kökenini belirleyecektir. Çoban bir gün çocuklardan birinin “bekos” diye bağırdığını duyar ve bunun Frigce olduğu sonucuna varır. Çünkü “bekos” kelimesi Frigce “ekmek” anlamına gelir. Bu şekilde, Friglerin Mısırlılardan ve öteki milletlerden daha eski olduğu ve Frigce’nin insanların orijinal dili sonucuna varırlar. Heredot dışında, günümüze ulaşan ve bu hikayeyi doğrulayan başka bir kaynak yoktur.”

Şeyma’nın burada hatası ne oldu?

Şeyma’nın yarışmadaki başarısı yükselince, kendisine güveni müthiş arttı; yavaş yavaş kendinde müthiş güçler olduğuna  inanmaya başladı. Bunu , biraz da Kenan Işık körükledi.  250 Bin liralık soruyu bildikten sonra , yirmi dakikalık bir aralık verilmiş. Daha sonra aktarıldığına göre ; Şeyma , “Bu arada benim akıl yürütme biçimime göre soru değiştirildi ve yeniden düzenlendi…” diyesiymiş… Bu bilgi sonradan, Şeyma tarafından yalanlandı ve “Ben böyle bir şey demedim..” diye yadsıdı.

Bu yirmi dakikalık süreç içinde  ATV kulislerinde de heyecanlı tartışmalar oluyor; bu yarışmacının 1 Milyonluk soruyu açtırıp açtırmayacağı konusunda  fikir alış verişlerinde bulunuyorlardı. Mesele paranın bulunup bulunmaması meselesi değildi… Para zaten çoktan bloke edilmişti ama mesele bu kadar cesaretli bir insanın çıkıp çıkmayacağı konusuydu.

Şeyma sorunun karşısına oturdu ve bütün bir yarışma boyunca halk ve seyirciler onun bu soru karşısındaki ıstıraplarını, çekişmelerini, hesaplaşmalarını ve hayatını izledi. Adeta soruyla çekişti,boğuştu. Ve baştan sona kadar da takıntılı bir şekilde , (a.Ver) cevabına bağlandı. Çocuk, hiçbir şey bilmese bile (Ver) diyecekti… Niye .?  Şeyma bunu bir bakıma kendince  “İletişim Kuramı”na bağlamak istedi ama hiç ilgisi yoktu.  Gerçek bir bağlantısı, mantıki bir bağlantısı yoktu. Çocuk bir şey isteseydi, avucunu açıp kapamak suretiyle bu isteğini gösterebilirdi… Ama önemli olan işaret dili değil; sözel dildi.

Cevaplar şöyle : a.Ver, b.Anne, c.Ekmek, d. Su

Eğer akıl yürütülmek gerekseydi burada bir takım kuramlar işe koşulabilirdi:

1.Filoloji kuramına göre, ağızdan çıkacak ilk söz belki de tek heceli , tek boğumlu  basit bir morfem olabilirdi ; örneğin :  “Ma” … “Ab…” , “Bu..” gibi  Çocuğun ağlarken, bir sıkıntısını gösteren bir ses… Gerçekte: “Ver, Anne, Ekmek..” bunlara uymuyordu… Oysa “Su” .. veya “Ma veya Ab”  ilkel dillerde de basit kurgulu bir hecedir. Çağdaş dillerde bu benzer sözcüklerle ifade edilebiliyordu. Bu basitliğinden dolayı , tercih edilmesi normaldi. Öyleyse yanıt: d.Su denebilirdi… ama yanlış olurdu… Bu görüldüğü gibi çok zorlama bir yorumdur, pek doğru da değildir…

2.İhtiyaçlar Kuramında, Maslow’a göre insan ihtiyaçları bellidir, insanın en gerekli olan ihtiyaçları önce gelir. İnsan diğer ihtiyaçlarını sonraya bırakabilir. Örnek olarak: İnsanın cebinde 1 TL varsa, insanın  istedikleri  bir “ekmek”  ve bir  “gazete” ise insan önce en önemli ihtiyacı olan “Ekmek”i seçecektir : “Nan”… diyecektir… diyecektir de nasıl diyecektir..? İnsan ancak kendisine öğretilmiş, yada kazandırılmış kalıplar içinde iletişim kurabilir; burada öyle bir şey yok ki. Fakat bu düşünüş biçimi, sorunun kuruluşuna ve kuramın kendisine uygun düşüyor. Buna göre cevap verilseydi, 1 Milyon alınabilirdi.

Ama işin aslına uzak düşülürdü. Çünkü bu hikayede bir gerçeklik, bir kuram, bir varoluş yok… Sadece bir rivayet, hikaye, efsane var. Efsanede her şey mümkündür. Yani bir efsanede,  masalda akla dayanan şeylerin pek de kıymeti harbiyesi yoktur. Masalı, söylentiyi kuran kişi, kendi gerçekliğini de kendi yaratır.

Burada ispatlanabilecek hiçbir gerçeklik, olgu yoktur; ne vardır , bu bir hikayedir, bir “fiction” dır… O zaman , cevap dördünden herhangi biri olabilir. Burada , önemli olan nedir? Hikayenin kendisi, episod… Orada ne diyor? Herodot nasıl yorumlamış veya aktarmış, o önemli… Burada cevap verebilmek için mutlaka bu hikayeden, Herodot Tarihi’nden haberdar olmak, bilmek gerekiyor. Bunu da yapabilecek olan çok sayılı insan, kültür adamı vardır. Bunun cevabını bilebilmek milyonluk şanslara kalır, iyi bir kültür adamı için bile.

Yani burada doğruyu bulabilmek için, dörtte bir şansın vardır. Çünkü “Gerçek”diye bir şey yoktur “kurgu” vardır. Bu episodu bilmiyorsan; o zaman cevap vermek istiyorsan, zar atman gerekir. Belki o zaman, takılı bir cevaptan daha çok şansın olabilir.

Tabii, bu durumda kalanlar hırslanıyorlar… Daha çok kazanacağım… daha çok kazanacağım… (Çünkü ben akıllıyım, bak nerelere kadar geldim…!) Ama kişi, buraya kadar çoğu kez şansının yardımıyla geldiğinin farkında değildir.

Gerçi basit sorularda, “Tester” , bazı mantık bağlantıları ve kültür öğeleri koymaktadır. Kültürlü bir insanın çoğu kez 15 bin TL.sına kadar gitmesi normaldır. Ama oradan ötesi artık, tam bir kumar işine dökülmektedir. Ve cesarete… İlerlersin, kazanırsın veya kaybedersin; o senin kumar oynama veya garantili olma becerine bağlı… Bu da hayatı algılayış biçimine…

Şeyma, hayatının kumarını oynadı; umarız bu durum onun psikolojisine etki etmez. Çünkü böyle bir kayıp bazıları için Psikolojik bir travma olabilir… Şeyma’nın durumunu bilemem.

Bundan sonra gelecekler nasıl Bir Milyon’u kazanabilirler… Onu da bir başka yazıda inceleriz!


 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..