Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '13

 
Kategori
Çocuk Kitapları
 

Okuduğum S10 ON2 kitap - I Öğretmen ile beş oğlu

Okuduğum S10 ON2 kitap - I Öğretmen ile beş oğlu
 

Öğretmen ile beş oğlu kitabının kapağı


1957 yılında Aydın'dan ayrılarak İzmir'e bağlanan Selçuk'un, en çok ziyaretçi ağırlanan noktası 'Meryem Ana Evi'dir.
 
Meryem Ana Evi'nin bulunması, 1774 -1824 yılları arasında yaşayan Alman rahibe Anne Catherine Emmerich'in - ki 2004 yılında Papa tarafından 'azize' ilan edilmiştir- anılarından yola çıkarak olmuştur.
 
Çocukluğundan beri rüyalarında gördüğünü söylediği İsa peygamberin kendisine fısıldadığı bu bilginin, bir Alman şaire anlatılması ve onun da dinlediklerini kitaplaştırması neticesinde bugün Selçuk, Hristiyan dünyasında çok önemli bir merkez olarak kabul edilip, ziyaret edilmektedir.
 
Anne Catherine Emmerich, rahatsızlanarak yatağa düşüp ardından da yatalak olduğunda, kendisini sık sık ziyaret eden bir Alman şair, 1819 yılındaki ilk görüşmelerinden 1824'de rahibenin ölümüne kadar onun her anlattığını dikkatle not almış ve bunlardan bazıları da, rahibenin ölümünden sonra ama henüz daha şair yaşarken yayınlanma fırsatı bulmuştur.
 
Ancak asıl ses getiren kitap, şairin de ölümünün üzerinden 10 yıl geçtikten sonra, 1852 yılında Münih'te yayınlanan ve rahibenin anlattıklarından bir kısmının yeraldığı 'Meryem'in Evi ' dir.
 
Aslında ne rahibe Emmerich ne de şair hayatları boyunca Selçuk'a gitmemişler ancak bu kutsal mekanın bulunmasına ister istemez öncülük etmişlerdir.
 
İlk baskısı 1852 yılında yapılan kitapta anlatılanlardan yola çıkan Fransız rahip Julien Gouyet, 1881'de araştırmalarının karşılığını alarak 'Meryem Ana Evi'ni bulmuş ama bu konuda kimseyi ikna edememiştir.
 
Fakat bir süre sonra Rahibe Marie de Mandat-Grancey tarafından çağrılan rahipler Poulin ve Jung da 1991 yılında aynı iddiayı ortaya koyunca,  artık Selçuk'taki evin  Rahibe Emmerich'in sözünü ettiği 'Meryem Ana Evi' olduğu kabul edilmiştir.
 
İşte rahibenin bu anılarını önce dinleyip ve daha sonra da bir kaç ciltlik kitap haline getiren ve Selçuk'un dünyada bu kadar bilinir olmasını sağlayan Alman şair ve edebiyat adamı Klemens Brentano'dur.
 
Elimdeki kitap, 1955 yılında Güneş Yayınevi tarafından yayınlanan ve Klemens Brentano'nun yazdığı 'Öğretmen ile beş oğlu.' Bir masal kitabı ve  çevirmeni de, Hasan Deniz.
 
Sahafın tozlu raflarının arasından sadece bir masal kitabı olarak ilgimi çeken bir kitabın, bu kadar gizemler barındıran yazarının ismini doğrusu ilk kez duyuyordum.
 
Kitabın çevirmeni Hasan Deniz'in kaleme aldığı önsözü de çok ilginç. Brentano vasiyetnamesinde, gençliğinde yazmış olduğu bu masalları, Münih'teki büyük bir hastanede çalışan hemşirelerle benzeri bir kaç hayır kurumuna miras olarak bırakmıştır. Bu kurumlar genellikle öksüz, kimsesiz, fakir çocuklar ile ilgilenmek üzere kurulmuşlar.
 
Öğretmen ile beş oğlu masalını okurken, duygusallığın ve hayal gücünün şiirsel bir dille ifade edildiğini görürsünüz. Çok yalın bir dille özetlemek gerekirse masalın, her şeyini kaybetmiş bir babanın artık tek başına bakamayacağını anladığı beş oğlunu gurbete gönderirken, herkesin kendi ismi ile alakalı işleri olacağı öngörüsü üzerine kurgulandığını söyleyebilirim.
 
İlginç olan şairin bu masalları gençliğinde yazmış olmasına rağmen ömrünün son günlerine kadar saklamış ve yayınlamamış olmasıdır.
 
Şiirsel bir masalın başka dillere çevrilmesi halinde de beğenilmesinin altındaki en büyük rol de mutlaka çevirmene aittir. Almanca'dan çeviren Hasan Deniz'i bir kez daha taktir ile anmak gerekir.
 
Masalların çok sevilmelerinin en önemli sebeplerinden birisi belki de, hep mutlu sonla bitmeleridir. Hayal dünyanız gibidirler, nasıl isterseniz her şey öyle başlar, gelişir ve biter. Sonra da köylü köyüne evli evine...
 
Hadi kalın sağlıcakla.
 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..