Okuma yolu

Not: 36 saatlık uykusuzluk turumun 16. saatı falandı.

Yıllar önce, ‘İskenderiye Yazıları’ zamanı, 1996 gibi, bir metin okumuştum: Bir İtalyan yazar, 2. Dünya Savaşı bitiminde evine dönerken, yolda yıkık bir kütüphaneden apartılmış kitapları sırt çantasına dolduruyor, yol boyunca aç bilaç ve bitler içinde onları okuyordu.

Ben de uykusuzluk ve triple mesai durumunda, satmak için torbada taşıdığım, eski dizi ‘Birikim’leri, özellikle de Murat Belge’nin metinlerini okuyorum.

Dakka bir, gol bir, Belge kendi kendine ilk sayıda gol atmış: Daha yolun başında, kendi yolunun sonunu da tanımlamış.

1975’te Belge Tanzimat sorunlarını aşamamışken, Fassbinder ilk internet / siberuzay filmini yapmıştı ve filmin romanı 1968 tarihli idi.  Keza o zaman Y. K. Karaosmanoğlu gibi geçmiş (19.) yüzyılın adamı olan bir, Abdülhak Hamit Tarhan portresi üzerinden, Tanzimat sorunlarını daha iyi irdelemişti ama o da tarih bilincine sahip değildi (Kadro tipi sürgünlüğünün, asılmayıp da beslenme olduğuna hiç ayamadı örneğin).

Bunları yazarken pavyon-disko geri dönüşü yaşayan İstiklal Caddesi’nde 60 desibelin çok üstünde bir gürültüye maruzum.

Belge, ‘Tarihten Güncelliğe’yi yazmış biri olarak, hiç pavyon yazmadı.

Oysa ben bile, İzmir Çağlayan ve Harbiye Parizyen deneyimini yaşamış biriyim.

Bu kültür, arabesk gibi, kitsch bir altkültür.

(5 Mayıs 2014, 23:30.)