Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Okumak üstüne ve Emrullah Güney

Okumak üstüne ve Emrullah Güney
 

Durucan'ın kitapları...


Okumak; insana olgunluk, konuşmada canlılık, yazmada açıklık verir ” - Bacon

Dostum, arkadaşım ve uğraştaşım Fethiye’den Ünal Şöhret Dirlik’in Milliyet Blog’daki sayfalarında gerçekçi bir yazı okudum. Oldukça empatik buldum. Geniş gözleme dayanan ve her satırına katıldığım, geçmiş yıllardan kendisini tanıdığımı sandığım, hemşerim Prof. Dr. Emrullah Güney’in tümce ve düşüncelerini okurlarımla paylaşmak istedim.

Bilmem katılır mısınız? Ya da siz ne dersiniz?

***

Okumak Aydınlanmaktır

Prof. Dr. Emrullah Güney

Eğitim Fakültesi eski Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nün yerindeydi. Sabah, odama girerken, baktım kapımın önünde bir kız öğrenci, dalgın dalgın dışarıyı seyrediyor. Ne derdi varsa. Çantamı bırakıp çıktım. Dersliğe girdim. 50 dakika sonra çıkıp geldim. Öğrenci hala aynı yerdeydi ve ayçiçeği kabukları kapımın önünü doldurmuştu.Sinirlendim.

" Kızım, ben 50 dakika ders işledim. Sen hala aynı yerdesin. Aç da bir kitap oku. Hem, burayı çöplüğe çevirmişsin. Üniversite öğrencisine yakışır mı?" dedim.

Yüzüme öfkeyle baktı. " Kitap okumakla adam olunmaz!" dedi.

Vah vaaah ! Odama girdim. O, hala orada oturuyordu.

***

Ben, emekli öğretmen, yazar Mustafa Kaya, oğlu makine mühendisi Tekiner, Hasan Dağı eteğinde Helvadere beldesine ulaştık. Cennet gibi bir yer. Yürüyoruz, belde yakınlarında antik kent kalıntıları var. En uygun yol neresi? Soruyoruz. Kur'an Kursu talebesi var sokakta. Çantamda, daima, çocuklara armağan etmek için kitap taşırım. Çıkardım " Kuvayı Milliye Güzellemesi" adlı kitabımdan çocuklara verdim. Hiç önemsemediler. Biri, bana geri verdi kitabı.

" Bu, benim işime yaramaz!" dedi.

O yaşta iken, bir gezgin bana kitap armağan edecek de…

***

Kaymaklı kasabasında geziyoruz. Bir evin gölgesinde çocuklar, duvara sıra sıra oturmuşlar. Bol sövgülü konuşuyorlar. Fakat kimse bir diğerini dinlemiyor. Aynı anda hepsi birden konuşuyor.

"Çocuklar!" dedim. " Bakın, güzel, serin bir yer bulmuşsunuz. Alıp elinize bir kitap okusanız, Daha güzel olmaz mı?"

Bir çocuk sertçe konuştu: "Tatildeyiz be amca!"

***

Kayseri'de ablamın evinin önüne eyledim otomobilimi. Akşam serinliğinde, çocuklar şamatayla koşturup oyunlar oynuyorlardı. Arabanın yüklüğünden eşyalarımı çıkarmak için evden geri geldiğimde, baktım motor kaputuna oturmuşlar. Beni görünce telaşla inerken, bir çocuğun ayağı takıldı, plakaya çarptı, düşürdü. Kızdım, bağırdım.

" Yahu çocuklar, hepiniz öğrencisiniz. Gidin kütüphaneye de birer kitap alın, okuyun."

Bir çocuk saf saf sordu: " Amca, kütüphaneye kaç liraya giriliyor?"

Vah benim eğitim düzenim! Benim öğretmenim, çocuğa kütüphanenin yerini öğretemiyor. Kütüphanenin işlevini anlatamıyor.

Ya anneler, babalar… Biraz sonra arabamın plakasını düşüren çocuğun annesi çıkıp geldi içerden.

" Hocam, zararınızı ödeyelim!" dedi.

" Zararı yok. Ürgüp'te yaptırırım plakayı. Fakat, siz çocuklarınızı kütüphaneye götürün, kitap okusunlar.

" Kadıncağız üzüntüyle baktı bana. Anladığım şu oldu :

"Bu adam da saf mı nedir? Bu devirde kütüphanenin lafı mı olur?"

***

Bir büyük banka Diyarbakır'ın Ofis semtinde küçük, zarif, pek hoş bir kitap satış mağazası açtı. TÜYAP Kitap Fuarı'nda da vardı bu bankanın satış, tanıtım yeri. O zaman alamadıklarım olmuştu. Ayrıca, gazetelerin verdiği kitap eklerinde de yeni yayınların çıktığını okuyordum. Bazılarını kaydetmiştim. Görevlendirilen genç, son derece bilgili. Bir kitabı elinize alıyorsunuz, hemen onun hakkında bilgi veriyor. Çay ikram etmek istiyor. 7'den 77'ye herkese seslenen kitaplar var. Albenili. İndirimli. Fakat aynı anda 1 ya da 2 kişi ancak bulunuyor içerde.

Dışarıda akın akın gençler. Ellerinde cep telefonları. Marka düşkünlüğü… Modaya uygun giyinmek… Önemli olan bu…Sayılamayacak kadar çok ilköğretim okulu, pek çok lisesi ve öğrenci sayısı 20 bin kadar olan üniversitesi var Diyarbakır'ın. Fakat kitap satış yerleri arı kovanı değil. Giderek kapanıyorlar; iletişimci oluyor kitapçı dükkânları. Çünkü gençler bir yılda 2 cep telefonu değiştiriyorlar. Şimdilik bu böyle, önümüzdeki yıllarda belki 4, 5 olacak bu sayı.

Herkeste bir "çokbilmişlik" havası. Efendim, kitaba ne gerek var! İnternet her şeye yanıt veriyor.

Acaba!...

*

muhsindurucan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..