Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Olgunlaşamamış siyaset!

Olgunlaşamamış siyaset!
 

Olgunlaşamamış siyaset artık acı tat vermiyor mu?


Siyaset ve toplum ilişkisi bir baba ve oğul ilişkisi gibidir. Yıllar geçtikçe şekillenir, nesiller geçtikçe değişime uğrar. Nasıl ki bir evladın babasından beklentisi 10 yaşında bir okul çocuğuyken ve 40 yaşında bir yetişkin olduğunda istemez farklı oluyorsa, bir toplumun siyasetten beklentileri de zaman içinde değişir. Gelişen ve değişen dünya ile birlikte Türkiye’ de de toplum ve dolayısıyla toplumun beklentileri değişmiş ancak siyaset bu beklentileri karşılayabilecek düzeyde olgunlaşamamıştır. Biz istesek de istemesek de, beğensek de beğenmesek de dünya yeni bir düzende şekillenmekte ve toplumsal yaşamda, siyasette ve ticarette artık sınırlar ortadan kalkmaktadır. İyi midir, kötü müdür bilinmez ama ilk kot pantolonu 10 yaşında giymiş, ilk hamburgerini 30 yaşında yemiş, internete 40 yaşında bağlanmış fakat ömrü sağ-sol kavgasıyla geçmiş bir birey ile uluslararası bir internet sitesinden kitap ve CD siparişi verebilen bir gencin dünyadan ve siyasetten beklentileri elbetteki farklı olacaktır. Kaldı ki nüfusu ve seçmen kitlesi bu kadar genç bir nesilden oluşan ülkemizde bu olguyu göz ardı etmemek gerekir.

Bu yüzdendir ki 80 darbesini yaşamamış milyonlarca seçmenin önünde mağdur olanlar için ağlayan bir başbakan ve boyuna kadar dizili siperlerin önünde bakın ben burada ayakta durabiliyorum diyen bir ana muhalefet lideri olgunlaşamamış siyasetin birer örneğidir. On yılda on beş milyon genç yaratan Türkiye artık on beş milyon farklı düşünce ve dünya görüşüne sahip gence ev sahipliği yapmaktadır. Bu yüzdendir ki converse giyen türbanlı kızlarımız veya anadolu müziğinden rock müzik yapan, küpeli ancak şiveli konuşan gençlerimiz sokaklarda boy göstermektedir. Bunu bir çelişki olarak algılamak yerine yeni dünya düzeninin doğal bir getirisi olarak görürsek olaylara daha doğru noktalardan bakabiliriz.

Mozaik artık genişlemekte, renkler artık farklılaşmaktadır. Ülkemiz, bu yeni dünya düzeninde siyah ve beyaz olarak ayrılmak yerine grinin tonlarında bir skalada dağılan toplumsal gruplar yaratmaktadır. Siz isteseniz de istemeseniz de, beğenseniz de beğenmeseniz de sizin gibi düşünmeyen, konuşmayan, yaşamayan bu insanlar da artık toplumda aktif ve söz sahibi birer birey olmak istemekte ve tarlada ırgatlık yapan anadolu köylüsü, devletin açtığı şeker fabrikasındaki emekçi veya evinde hamur açan kadın olmayı reddetmektedir. Unutmamalıdır ki; bu kadar birbirinden farklı yaşamlar ve birbirinden farklı beklentilerin buluşabileceği tek bir ortak zemin vardır. O da kayıtsız ve şartsız demokrasidir.

Korkmayın, canınızı acıtmaz!

 
Toplam blog
: 5
: 1054
Kayıt tarihi
: 11.08.10
 
 

Ankara' da doğdum ancak üniversite hayatım ve iş hayatım boyunca farklı ülkelerde bulundum. Sonunda ..