Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ölmeden önce nereye gidiyordun?

Ölmeden önce nereye gidiyordun?
 

Yolun ortasında yatıyordun sen. Ben, bir köpeğe mama vermek için yolun kenarında durmuştum. Köpek yoktu ama arkama döndüğümde sen yolun ortasında yatıyordun. Kör gözlü sürücüler vızır vızır geçiyordu. Sen kafanı kaldırıp bakıyordun. Anlamak istiyordun olup biteni. Yavaş bir film karesi gibiydi her şey. Ama bir filmde değildik, ''stop'' deme imkanımız yoktu.

Seni kucağıma aldım, arabaya koydum, veterinere götürdüm. Veteriner seni görünce’’ ölmüş’’ dedi. Tek tesellim ölmeden önce birde parçalara ezilip ölmemiş olmandı. Bir değil bin kere ölmemene sevindim. Seni bir poşete koyup verdiler, çöp poşetinde çöpe atayım diye. Ruhun rahat etsin diye yapmadım bunu. Dolaştım, dolaştım gömdüm seni. Dilerim , kedilerinde cenneti vardır. Dilerim, imkan varsa bu kez mutlu bir evin mutlu kedisi olarak gel dünyaya. Bu ülkede değil. İnsanların vicdanları olduğu bir yerde, ismi önemli değil.

Ne düşünüyordun ölmeden önce? Ölümün nasıl bir şey olduğunu mu? Buraya kadar mı dedin? Daha erken mi dedin? Tek bildiğim çok cesur olduğundu. Gözlerinde korku olmayan bir şövalye ya da bir melek gibi. Çok masumdun ve yumuşacık.

Hayatın gözlerinin önünden geçti mi? O kısacık, mum alevi hayatın. sanırım üç yaşındaydın. Üç bahar önce ya da üç kış önce doğmuş bir bebektin. Annen köpeklerden , insanlardan, kıştan korumuştu seni. Kışın soğuğunda, yazın sıcağında hayatta kaldın. Geceleri yemek aramaya gittiğinde annen sen arkasından ağlardın. Gelirdi ama. Anneler geri gelir çünkü . Geceleri öperek uyuttu seni, göğsünün en sıcak yerinde sakladı. Ve yalayarak kulaklarını usul usul sevdi sabahları .

Hiç sevdin mi? Sevdin muhakkak. Kulaklarını dikip bekledin sevdiğini. Öptün, kulağına tısladın. Bebeklerin oldu muhakkak. Senin sayende dünyaya geldiler, ne güzel! İnsanları sevdin, ağacı, güneşi. Güneşte tembel tembel yattığın da oldu, hayatın güzel anları da vardır kısacık da olsa.

Sanırım bir evin olmadı. Kimse seni dükkanının önüne koymadı. Bir bahçede bir köşede yapmadılar sana. Öyle olsa o yolun ortasında işin olmazdı. Bir parça ekmek için çıkmazdın o yollara bilirim. Sadece sana vurmuyor önünü görmeyen öküzler. Onlar çocuklara, kadınlara, insanlara da çarpıyorlar. Bilir misin kedicik? Biz insan yetiştirmeyi beceremedik el birliğiyle. Garip, tuhaf bir mahluk yetiştirdik senden özür dilerim. Sana vurup durmayan, görüp de bakmayan, üzerinden geçip oralı olmayanlar içinde özür dilerim.

Sana bakarken son kez aklıma takıldı bilesin. Sahi! Ölmeden önce nereye gidiyordun?

Kavuştuğun Rahman sana iyi bakacaktır. Sen de rahat uyu gülüm.

Not: Bu olay bugün yaşandı. İnsanlar, 40'la gitmeleri gereken bir yolda durmayıp vızır vızır geçtiler. Üstelik benim yolun ortasına koyduğum işareti de ezip altına aldı ayının biri. Bu ülke beni mutsuz ediyor. Öğretmenler derslerde şimdilerde ne anlatıyor bilmem ama. Bu insanlar beni hasta ediyor...

 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..