Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '07

 
Kategori
Siyaset
 

Ölümler, DTP, Kürt sorunu ve çözüme katkı

Ölümler, DTP, Kürt sorunu ve çözüme katkı
 

Geçenlerde Beytüşebbap’ta minibüs içinde 12 vatandaşımız silahlı saldırıcı sonucu hayatını kaybetti. Dün toplam 14 asker çıkan çatışma sonucu yaşamlarını yitirdiler. Her gün ama her gün doğudan ölüm haberleri geliyor. Kimi zaman asker, kimi zaman PKK’lı veya korucu ölüyor. Bu kaotik ortamda aklın kaybolduğunu ve yerine şiddete tapınma gibi ilkel bir kültürün oturduğunu görmek çok acı verici.

Klişelerle hayatımızı yönetiyor, çok fazla cümle kullanmayı bilmediğimiz için o klişelere sarılmakla kendimizi rahatlatıyoruz. Bu konu ile ilgili bloglarda yazılanlar, haber sitelerindeki haberlerin dili, bu haberlere bırakılan yorumlarda hep aynı tekdüzeliği ve klişeleri görmek mümkün. Hayatın kirlenen diline inat, yeni bir dil yaratmalıyız, geç kalırsak Yugoslavya örneği yanı başımızda duruyor.

Cumhuriyetin kuruluş aşamasında Türkler ve Kürtler ortak bir mücadele ile bu kuruluşa katkı sundular ve hiçbir sorun yoktu. Çünkü verilmiş sözler ve karşılığında beklentiler vardı. Sonrasını hepimiz aşağı yukarı biliyoruz. Yaklaşık 23 yıldır PKK yaşadığımız hayatın içinde bir şekilde oldu. Bu süre içinde okuduğumuz gazetede, dergide, dinlediğimiz radyoda, izlediğimiz televizyonda, gündelik hayatın rutini içinde konuşmalarımızda hep yer aldı. Şimdi geldiğimiz noktada aynı realite devam ediyor. Bütün bu tabloya rağmen adına ‘Kürt sorunu” dediğimiz sorun hep klasik bir asayiş sorunu olarak algılandı veya böyle algılanılması istenildi.

Bu çatışmalı süreç birçok acı yaşattı hepimize. Acılardan ve ölümlerden zevk alacak kadar marazi bir toplum olduksa eğer, söyleyecek söz yok. Ama ölümler cidden ve samimi bir şekilde içimizi acıtıyorsa resme başka açılardan bakmamız gerekir. Her ölüm karşı nefreti besler. Ölen bir askerin ailesi, zamanla Kürtlerden nefret etmeye başlar veya tersi dağda ölen bir gencin ailesi, zamanla sistemle olan bağlarını koparır. Bunu mu istiyoruz? Bu bize daha büyük acılar yaşatır, ötesi yok.

Lafı evelemeye gerek yok. Siyasal zeminde DTP’nin önü açılmalı, söylemek istediklerini söylemeliler. Bu süreçte, çatışmalı ortamı sona erdirmekte en önemli siyasi figür DTP. Ne var ki DTP köşeye sıkıştığında PKK biter gibi ters bir mantık yürütüyoruz. Bunun sonucunda DTP, oynayacağı rolü oynayamıyor.

PKK silah bırakmalı, bunun ortamı hazırlanmalı. Burada şöyle bir sorun çıkıyor ortaya: silah bırakmalı ama nereye? Sonuçta silahlarını teslim edeceği bir mekanizma olmalı, ağaca asmayacağına veya toprağa gömmeyeceğine göre. Başka ülkelerdeki örnekler incelenmeli, muhatap olmak gibi bir sorunu aşmak için, BM’in kuracağı bir heyete silahlar teslim edilebilinir.

PKK’nın üst kadrosu başka bir ülkeye sürgüne gönderilir, dağdaki gençlere gerekirse bir süre siyasi yasak getirilir, daha sonra Mehmet Ağar’ın dediği gibi legal siyaset sahnesine çekilerek, illegalite ve silah ortadan kaldırılır. Kürtçe okullarda seçmeli dil olarak okutulur, üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı adında bir bölüm açılır. İtiraz ettiğinizi duyar gibi oluyorum, hiç itiraza gerek yok. Kullanılmayan, pagan dillerin bile Ankara DTCF’sinde bölümleri var, neden Kürtçe olmasın. Yayın anlamında Kürtçe üzerinde bir baskı yapılmaz ve yeni vizyonu ile Türkiye çok kısa sürede ciddi hamleler ile ileriye doğru atağa geçer.

Tersi durumu ise zaten yaşıyoruz. Her ölümden sonra ‘vatan sağolsun’ sözleri ile nereye gidebiliriz? Ölenlerin hepsi bu ülkede doğmuş, çocuklukları bu ülkede geçmiş, marstan gelmemişler. Acıyı hissederek ve yeni bir dil yaratarak bakmalıyız yaşadıklarımıza.

Bir Hırvat’ın anılarında okumuştum, diyordu ki: “En yakın arkadaşım bir Sırp’tı, bir gün birbirimizi görmesek özlerdik. Ama bir gün geldi, ona silahı doğrultmuş halde buldum kendimi.” Reflekslerden korumalıyız kendimizi, ya sev ya terk etlerle bu işler olmuyor. Kulağımıza hoş gelecek şeyleri duymayı çok seviyoruz. DTP, PKK’ya neden terörist demiyor diye hayıflanıyoruz. Haydi, 70 milyon aynı anda bağıralım: PKK terörist bir örgüttür. Rahatladık değil mi? Eee sorun ne oldu sahi, bir şey mi çözdük? Ben kendi adıma bağırıyorum: toplumsal uzlaşı, barış ve akıl…

 
Toplam blog
: 67
: 1679
Kayıt tarihi
: 11.08.07
 
 

Adıyaman'da doğdu. ilk ve ortaöğrenimimi yatılı bölge okullarında okudu. İzmir 9 Eylül İktisat Fa..