Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '08

     
    Kategori
    Dostluk
     

    Ölümsüz dostum

    Ölümsüz dostum
     

    Bir söz vardır geçmişten bugüne söylenen: İyiler çok yaşamaz. Aklınıza biz çok mu kötüyüz de yaşıyoruz diye birşey gelebilir... Gelmesin, herkes payına düşeni yaşar, bitincede çeker gider. Haksızlık yapmış gibi olmiyim ama, hani yaşı büyük olanların göçmesi bana koymaz da çok genç yaşta insanların göçüp gitmesi koyar. O da öyleydi işte, gençti yani...

    7 kasım 1999 dostumun beni bırakıp gittiği gün, inanamadığım, inanmak istemediğim, şaka olması için gecelerce Allah'a yalvardığım öüm haberini aldığım gün...

    Biz 2000 yılını bekleyecektik, ikimizin 2000 yılında sonra bir çok hayali vardı aslında, beraber yapıcaktık herşeyi, işe başlayacaktık önce, ev tutup beraber yaşayacaktık, evlenip çocuk yapacaktık arkadaş olacaktı çocuklarımız...:(

    Antalya'ya gittiği günü hatırlıyorum da;gidergen dönecem demişti... Hastaydı, tedavi olucaktı, burdaki doktorlar hiç bişey demiyolardı ona sadece mutlu olmaya bak, hayatını yaşa diyolardı. Ne demek istediklerini aslında O öldükten sonra anladım, çok şey anlamıştım ama nee...

    Dönemedi Antalya'dan, göremedim O nu son kez ve bu duruma çok üzülmüştüm. Sevmezdi orayı, mektubunun birinde "ölürsem mezarım benim topraklarımda olsun Mekiye"diye yazmıştı. Sanırım anlamıştı, hissetmişti bir şeyler ki böyle söylemişti ama orada kazılmıştı mezarı.

    Allahım nasıl büyük bir acıydı bu, sol yanım acıyordu, her gece yalvarırıdım "Allahım son defa göreyim onu" derdim hep ve gördüm de... Evet gördüm çünkü çok içten istemiştim bunu ve çok defalar gördüm. Uzun saçlarıyla gelmişti, sarılmıştım ona saçlarını okşuyodumki açtım gözlerimi, saçlarını hala ellerimde hissediyordum, ağlamıştım...

    Dostum, ölümsüz dostum için anlatacak o kadar çok şey varki buna ne sayfalar yeter ne de saatler. Yıllar geçti aradan ama hala aynı acıyı duyarım O nu andığım, hatırladığım zaman.son günlerinde "bana bilet alın Diyarbakıra gideceğim" diye tutturduğu için ailesi almış ona bir uçak bileti, yastığnın altına koymuş hastalığının onu sabaha kavuşturmayacağını bilmeden...Ne bilebirdiki KANSER olduğunu ve yaşadığı onca acıdan sonra toprağa götüreceğini...

    Ah be PINAR ne güzeldi senin yaşadıklarımız... Çocukluğumuz ne güzeldi... O günlere dönmeyi ve seninle yaşamayı ne çok isterdimm:(
    Geriye bana ne mi bıraktı: Bir albüm dolusu resim, Antalyadayken gönderdiği mektuplar, öldüğü gün daldan kopardığım yaprak, kocaman bir yanlızlık ve içimdeki derin sızı...
    Seni çok özledim ölümsüz dostum...:(

     
    Toplam blog
    : 1
    : 727
    Kayıt tarihi
    : 27.08.08
     
     

    1978 diyarbakır doğumluyum, lise edebiyat bölümü mezunuyum. Turkcell çağrı merkezinde çalışıyorum. O..