One-night stand

'Haydi Gel Bizimle Ol' Programı' ile son dönemin en çok konuşulan kadınlarından Çiğdem Anad'la ilişkiler üzerine bir röportaj yapılmış.

Meraklası için röportajın tamamı internet sayfalarında gırla gidiyor.

İlişkilere, ilişkilerimize kadın düzleminden bakan psikolojik motiflerle dolu bir röportaj.

Kadını ve duygularını deşifre eden güçlü ve zeki kadın tiplemesinin bir örneği Çiğdem Anad. Aklı rehber edinmiş başarılı bir kadın çizgisinden hayata bakmayı savunmuş.

Herkesin aklı kendine... Buna saygı duymalıyız...

O halde sıradışı olan nedir, diye sorabilirsiniz. Nasıl hiçbir kadın kıskanç değilim, deyip koca bir yalana imza atsa da, benim için erkeğin parası pulunun önemi yok, diyen kadın görüşü de pek doğruca bir çıkarım değil.

Akla ve mantığa değer vermek ne olacak pekiyi?

Duyguların ve paranın gölgesinde kimse mantıklı bu erkek deyip bir erkeğe abayı yakmaz.

Buyrun röporataja göz atalım:

Röpartajı yapan kadın sormuş,

-Çok yakışıklı ama kafası fazla çalışmayan bir adamla beraber olabilir misiniz?

- Mümkün değil. Kafası çalışmayan adam, güzel bir heykeldir bile diyemem. Heykele bile heykeltıraşın aklı yansır. Vücut güzelleri tam tersi, benim için iticidir. Kadınların, kaslarıyla kafasını bozan adama nasıl dokunduklarına bile şaşarım. Yalnız elleri hariç tutarım. Yumuşak elli erkeklere dokunamam bile. Adamın yakışıklısı, kadının içine bakar, adamın zekisi kadını çaktırmadan kafalar.

Hopbalaaa....

Mürekkep yalamış kadın akılca üstün erkekleri tercih ediyor. Aklın kıstasları nedir, onları da sıralamış Çiğdem Anad:

Kafası çalışacak.

Dünyayı, Türkiye’yi, halkını tanıyacak, zeki ve esprili olacak, maddi manevi her koşulda kişiliği bozulmadan ayakta durabilecek.

Vesaire vesaire…

Modern ilişkiler gayya kuyusuna dönüşmüş durumda. Kimin ne istediği karşısındakinden ne beklediği belli değil.

Kadın erkek ilişkileri kompleks bir durum haline gelmiş.

Kadın; paralı ve kafası çalışan erkeği tercih ediyor artık. Önceden farklı mıydı , diye düşünebilirsiniz.

Değildi, ama ölçülü ve paylaşımcıydı ilişkiler. Bir gecelikten öte bir sorumluluk getiriyordu kişilere.

Çiğdem Anad, sevgiden, aşktan, fedakarlıktan dem vurmuş, ama konuyu da bağlamış:

Paralı ve parlak zekalı olsun erkek, demiş.

Olsun mu olsun… Kimsenin neyi nasıl benimsediği beni alakadar etmez.

Ne var ki popüler kültürün öğretisidir yukarıdaki ayan beyanlık trajı komikliğimiz.

Ne diyor popüler kültür:

Duyguları ve parayı tüket. Tükettikçe, tükettiğin sürece doğru erkektir karşındaki.

Diyojen bu günkü hali pür melalimizi görseydi aklını peynir ekmekle yerdi.

Gerçekte akla değer biçilseydi, Diyojen Sinop sokaklarında gündüz vakti elinde fener “Adam arıyorum.” diye söylenmezdi.

Duyguların biricik sırdaşıdır para. Aklın sırdaşı yine akıldır. Gerçi bir erkeğin cebinin büyüklüğüne bakarak duyguları ve aklı ayarlayabilirsiniz.

Paran kadar aşk, mantık.

Aklın hafsalasının almadığı bir oportünistlik söz konusu:

Duygu ve para…

Ne demiş Anad:

Eşimle one-night stand diye başladık…

Akılla değil elbet de…