Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '17

 
Kategori
Deneme
 

Önlerine setler çektiğimiz mahalleler...

Eskiden mahallenin çocuğu olmak vardı. Mahalle kavramı bu kadarda şirazesinden çıkarılmamıştı. Bir şey olduğu vakit, haa o mu; bizim mahalleden denilirdi…

Mahallece yapılan etkinliklerin tadı da bir başkaydı. Mahallenin serpilmiş, buluğ çağına girmiş kızları ile adrenalin olarak en üst seviyedeki delikanlılar, birlikte yapılacak piknik etkinliğini sanırım, dört gözle beklerlerdi…

Mahallenin insanı olmak, çok farklı bir anlam yüklerdi buranın sakinlerine. Mahallede olan biteni, mahallenin ayaklı gazetelerinden öğrenirdi, teknoloji ile imtihan edilmeyen şimdikinin jenerasyon eskileri…

Mahallede arkadaşlık ve dostluk kurmak çok derin mânâlar doğururdu insan belleğinde. Yıllar geçse gitse bile; yine bir şekilde hayatın değişik köşelere attığı yurdum insanları, eskiyi yâd ederken, mahalleden arkadaşımdı demeyi hiçbir zaman unutmazdı.

Arkadaş ve dost olmak öyle fazla taviz ya da koşul da gerektirmezdi. O milletten olmuşsun ya da şu dinin falanca mezhebindenmişsin, çokça da önemli değildi. Safi arkadaşlıklar, hâlâ bozulmamıştı ki o zamanlar…

Masumane yaşanan ilişkilerdi bunlar. Bugünün teknolojik ve bilişim bağlamındaki gelişmelerin, geleneksel diyebileceğimiz toplumsal düzeninde köklü dönüşümleri yok idi o zamanlar. Modern yaşam ya da modernite dediğimiz olgu, bu zamanki kadar insanları, yabancılaştırma girdabının içinde öğütmüyordu. İnsanlar, mahallelerinde yaşayanların, ya da mahallerine taşınanların, televizyondan seyrettiklerinde “sakıncalı” olduklarını öğrenecekleri kadar birbirlerinden kopuk da değildi…

Mahallede, laikçi-cumhuriyetçi ya da muhafazakâr, dini değerlerine düşkün diye insanlar yaftalanmazlardı da. Masumane dünyalarında, ideolojik ya da felsefi görüşlere göre, tasnif de yapmaz idiler. Laik ve demokrat ağabeyler, diğerlerini, apaçık ötekileştirmezlerdi. Mahallelilik duruşu vardı. Ahlâk ve erdem anlayışı vardı… Haa, mahallenin kızları, onların namusu idi. Aşk, tutku, sevda ateşine ya da hastalığına arkadaşının kardeşi yüzünden bile yakalansan, deva için icazette bulun(a)mazdın. Arkadaşlık ve dostluk, bu konularda biraz sert çizgilerle çizilmişti; ama insanların sırf aidiyetleri yüzünden birbirlerinden tiksindiği; ya da kin ve nefret tohumları ektiği de görülmezdi.

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..