Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Onun yerinde siz olsaydınız böyle yapar mıydınız?

Onun yerinde siz olsaydınız böyle yapar mıydınız?
 

Hayatımızda başımıza gelen bazı olaylar vardır ki onlar bizim sevgi sınavımızdır.

Onlar olmasaydı kimbilir belki de hakkıyla sevdiğimizi ve sevildiğimiz öğrenemeyecektik.

Yalnız seviyorum demenin yetmediğini ancak böyle zamanlarda anlıyor insan.

Biliyoruz ki sevgilerin de istekleri vardır. Onlar güven isterler, sabır isterler.

Yeterli mi bu ikisi elbette değil.

Sevginin bir de bedeli vardır; O da fedakârlıktır.

İsterseniz önce öyküyü okuyalım sonra kendimizi muhasebe edelim.

****

“Kadın her sabah olduğu gibi o günde beyaz değneği ve el yordamı ile otobüse binmişti.
Şöför: Soldan üçüncü sıra boş hanımefendi, dedi.
Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi oldukça yakışıklı bir hava subayı idi. Bundan birkaç ay önce yanlış bir teşhis sonucu gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini kaybetmişti genç kadın ve asla göremeyecekti.
Kocası ameliyattan sonra acı gerçeği öğrenince yıkılmış ve kendi kendine bir söz vermişti.

Asla karısını yalnız bırakmayacak, ona sonuna kadar destek olacak, kendi ayakları üzerinde durana kadar cesaret verecekti.
Günler geçiyordu. Kadın her geçen gün kendini daha kötü hissediyor, çok sevdiği kocasına yük olduğunu düşünüyordu.

Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok üzüyordu.

Bir an önce bir şeyler yapması gerekiyordu, karısı günden güne kendi içine kapanık dünyasında kayboluyordu. Bütün gün düşündü koca nasıl yardım edebilirim güzeller güzeli eşime.

Birden aklına esinin eski işi geldi. Geri dönmesini isteyecekti. Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, çünkü artık çok kırılgan ve neşesizdi.

Bütün cesaretini toplayarak akşam karısına konuyu açtı.
Karısı dehşetle gözlerini açtı. Ben bunu nasıl yaparım ben körüm, diye bağırdı.
Kocası ona destek olacağını her sabah ise onu kendisinin bırakacağını ve akşam alacağını ve ona çok güvendiğini söyledi. Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu. Kadın büyük bir umutsuzlukla kabul etti çünkü eşini çok seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.

Her sabah eşini işine bırakıyor ve aksamları alıyordu fedakâr koca. Günler böyle ilerledi karısı eskisinden biraz daha iyiydi. Fakat kocası daha fazlasını istiyordu, kendisine söz vermişti sonuna kadar gidecekti.

Aksam karısına: Artik ise kendin gidip gelmelisin, dedi, . Kadın şaşırmıştı. Bunu asla yapamayacağını söyledi. Kocası ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladı bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu. Sabahları kadın artik otobüs durağına kendisi gidiyor, otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek işine gidebiliyordu.

Günler günleri kovaladı hiçbir problem yoktu. Yine bir gün otobüse binerken, şoför :
- Sizi kıskanıyorum, hanımefendi dedi.
Kadın kendisine söylenip söylenmediğini anlayamadan, neden, diye sordu.
Şoför, - Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir hava subayı genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile size bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karsısına geçmenizi bekliyor siz binaya girdikten sonra arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el sallıyor, dedi"

***

Allah kimsenin başına böyle bir olay vermesin fakat Acaba biz bu durumda olsaydık ne yapardık?

Nasıl davranırdık?

Bütün gücümüzü toplayıp öyle cevap verelim.

Erkek için de kadın için de öyle.

Sizin de haberiniz olmadan arkanızdan takip eden birisi olur muydu?

Ya da siz de yapar mıydınız bunu?

Hem de daha bir severek…

Can verircesine…

Sahi yapabilir miydiniz böyle?

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..