Operasyon kazası !

Heron’lar tespit etti,

F-16’lar vurdu…

Ve 35 vatandaşımız hayatını kaybetti!

Genelkurmay’ın verdiği bilgilere göre olayın meydana geldiği yer, bölücü terör örgütünün ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir. Yani olay Türk toprakları dışında meydana gelmiştir.

AKP  Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik konu ile ilgili açıklama yaparken, olayı bir “operasyon kazası” olarak nitelendirdi…

Bölgede terör olduğu malum. Bunu bilmeyen kesim yok; Hükümet’te biliyor, BDP dahil olmak üzere bütün muhalefet partileri de biliyor, bölgede yaşayan halk da biliyor.

İnsansız Hava Aracı (Heron) hedefi tespit eder. Bu konuda sıkıntı yok. Zaten kullanma maksadı da budur. Olay öncesinde istihbarat kaynağı bu araçlar. Ancak bu vasıtalarda hedef tespit ederken hedefin dost mu, düşman mı olduğunu belirleyen bir sistem yok ki… Zaten böyle bir şey de imkansız. Böyle bir sistem F-16 uçaklarında var: Karşılaşan iki farklı ülkeye mensup bu tür uçaklar birbirlerinin dost mu düşman mı olduklarını sorgularlar. Sonuca göre hedefe ateş ederler ya da etmezler. Heronlar, gecenin bir vaktinde katırlar eşliğinde yürüyen kalabalık bir insan grubunun, hem de Irak sınırı tarafında, hem de teröristlerin sıkça kullandığı bir ilerleme güzergahında “dost” ya da “dost niyetli” olduklarına nasıl hükmetsin ki? Heronlardan istihbarat bilgisini alan değerlendirme merkezi ve operasyona karar veren mercii  neye dayanarak operasyon yapmamak gibi bir gaflete düşsün ki?

Katırların sırtında taşınan ve operasyondan sonra açığa çıkan, kaçak olarak Irak tarafından Türkiye tarafına sokulmaya çalışıldığı ifade edilen sigara, mazot vb. yerinde, sınır boylarındaki karakollara baskın yapmak üzere taşınan silahlar olsaydı ve yine bu ülkenin diğer vatan evlatları hayatını kaybetseydi, bunun hesabını kim nasıl verecekti?

Böyle bir olayı değişik yönlere çekmek kadar saçma bir şey olamaz. Olsa olsa buna “öküz altında buzağı aramak” denir. Sapla samanı karıştırmamak ve sağduyulu olmak gerekir. İçinde bulunduğumuz dönem için en hayırlısı bu olsa gerek…

Belki de burada sorgulanması gereken en önemli konu kaçakçılık olayıdır.

Yurdun dört bir yanında akaryakıt istasyonlarının birçoğu da dahil olmak üzere, yıllardan beri rahatlıkla “ucuz mazot” adı altında kaçak mazot satıyor ve bu satışlardan çok sayıda kişi haksız ve vergisiz kazanç sağlıyor. Ayrıca televizyonlarda sıkça gördüğümüz aşiret ve köy düğünlerinde, gelinlere, taşımakta zorlandıkları kadar kilolarla altın takı takılabiliyor. Bütün bunların kaynağı nedir? Kaçakçılık resmiyet mi kazanmıştır?

Olaya “bir operasyon kazası” demek makul bir açıklama olamaz. Mevcut bilgi ve imkanlar dahilinde yapılması gereken ne ise o yapılmıştır. Bu olayın baştan sona seyri dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, sonuç bundan çok daha farklı olmazdı…

 Mutlu ve Sağlıklı Kalın, Yeni yılınız Kutlu Olsun…