Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '16

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Orada Bir Köy Var Uzakta

Orada Bir Köy Var Uzakta
 

Stryn


Tüm otomotiv yaşamım boyunca ziyaretinden en keyif aldığım müşterimiz Vest Buss Otobüs Fabrikası -Norveç Kuzey Fiyordları'ndaki- Stryn köyündedir.

Köy dediğime bakmayın, Stryn; Sogn og Fjordane ilçesinin belediyesi olup Stryneelva nehri kıyısında, 2000 kişinin yaşadığı bir cennettir. Yakın çevrede oturanlarla nüfusu 7000 kişiye ulaşmaktadır. Dünyaca ünlü fiyordları, dağları ve buzulları doğa tutkunlarını buraya çeker. Briksdal Buzulu en bilinenidir. Norveççe eski ismi: Güçlü, kuvvetli anlamında Strjónar'dır. Yazın yeşilin, kışın da grinin her tonunu bulabilirsiniz. Vahşi yaşam özenle korunmaktadır. Özellikle altın kartal, şahin ve ağaçkakanlar sıkça görülür. Stryn dağlarında yaz ayları süresince de snowboard'la, Alp disiplini ve Cross-Country formunda kayabilirsiniz. Hava sıcaklığı temmuzda +30'a kadar çıkabildiği gibi, ocakta -20'lere düşmektedir. Stryn'e ulaşımın pek kolay olmadığını söylemeliyim.

Bahar ve yaz mevsimi ziyaretlerimde -muhteşem doğa manzarası nedeniyle- Oslo'dan kara yolu ile (460 km) gitmeyi tercih ettiğim Stryn'e kışın da İstanbul-Oslo-Ålesund uçuşları ve sonrasında da -iki feribot geçişi de içeren- 2 saatlik kara yolculuğuyla (150 km) gitmekteyim. Kışın bu 2 saatlik kara yolculuğu takdir edersiniz ki bizim gibi güneş çocukları için karın-buzun üzerinde spin'i bol bir yolculuk olmaktadır. Aslında Stryn'e daha yakın bir havaalanı daha vardır: Sandane (SDN) -Innvik ve Olden yoluyla- Stryn'e 80 km uzaklıktadır; ama -kısa pisti nedeniyle- sadece Widerøe Air'in pervaneli Dash 8'leri sefer yapabilmektedir ve 1 saatlik uçuşta -minibüs gibi- iki şehre (Bergen ve Sogndal) daha uğramaktadır! Stryn'e Oslo'dan Nordfjordekspressen otobüsleriyle de (€70) gidebilirsiniz. Manzarası güzel, virajlı dar yollarda seyahat 8 saat sürmektedir. Kış süresince yolları sürekli açık tuttukları için yol kenarlarında yüksekliği 4 metreyi bulan kar duvarları oluşmaktadır. Tünellerin ise giriş-çıkışı kapılıdır! Aracınızla yaklaşınca giriş kapısı açılır, tünele girince arkanızdaki kapı kapanır ve önünüzdeki açılır. Bunun nedeni, sert kış mevsimi süresince -hayvanlar ve/veya insanlar için- dışarıdan izole bir sığınak sağlamaktır.

Stryn'de özellikle balık, sülün eti, geyik ve ayı eti yiyebilirsiniz. Ayı eti siyaha kaçan rengi ve hafif ekşimtırak tadıyla damak tadınıza uymayabilir; ama diğer yöresel yemekleri pek beğeneceğinize eminim. Sabah kahvaltısında bol kaymak ve reçel tüketilir. Soğuk, enerji ihtiyacını artırmaktadır. Yemekten sonra da bowling oynamaya gidebilirsiniz. Sokaklarda kimseyi görememek sizi ürkütmesin. İnsanlar erkenden evlerine çekilmeyi sevmektedir ve çevreye meraklı misafir de sizsinizdir.

Stryn'de yapılabilecek en güzel şey Utvik köyüne kadar deniz kenarından arabayla gezintiye çıkmaktır. Dönüşte de mutlaka Loen Alexandra Hotel'de fiyorda karşı kahve molası vermelisiniz. Açık büfe akşam yemekleri anlatılmaz, yaşanır. Otel içindeki oldukça büyük mağazadan yöresel giysiler ve hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Eğer Alexandra'da kalmayı planlıyorsanız en az 1 ay önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Özellikle Amerikalı turistleri taşıyan lüks gemiler Loen'a oldukça sık gelmektedir.

Yüz ölçümü anlamında Türkiye'nin yarı büyüklüğündeki Norveç'in toplam nüfusu 5 milyondur. Neredeyse İstanbul'un üçte biri yani. Kilometrelerce tek bir ev görmeden seyahat edebilirsiniz. Bu mantıkla, Türkiye nüfusunun 10 milyon kişi olduğunu hayal edebiliyor musunuz! Avrupa Birliği üyesi olmayan, balık ve petrol zengini Norveç'te kişi başı milli gelir US$ 70.000'dır. Suç oranı yüz binde bir bile olmayan son derece güvenli ve yaşanılası bir ülkedir.

Stryn'de yaşadığım ilginç bir olayı da paylaşayım sizlerle. Aylardan ocaktı ve dediğim gibi, Alexandra'da yer bulmak her zaman mümkün olmadığı için -Stryn'in hemen girişindeki- Hotel Stryn'de kalmıştım. Check-out sırasında resepsiyonda gerçekleşen diyalogları aynen aktarıyorum: Sabahın erken bir saatiydi ve Ålesund'a, uçağa yetişmek için karın-buzun üzerinde 2 saat araba kullanacaktım. O nedenle acele ediyordum.

"Hesap dökümü tamam da NOK 4,550 ne kadar Euro ediyor acaba?" diye sordum nedense!

Beklemediği bir soruydu resepsiyonist gencin. Öyle ya, orası bir köy oteliydi. Nasıl olsa kredi kartıyla ödeyeceksin. Öde paranı ve git be adam der gibi bakıyordu.

"Norveç Kronu'nu Euro'ya nasıl çevireceğimi bilmiyorum!" dedi sıkkınca.

"E kolay, internet yok mu?"

"Var tabii."

"Tamam o zaman, çözüm oanda.com"

Hâlâ anlamamış gibi yüzüme bakmaya devam ediyordu. Bu arada, oanda.com iş hayatımda da kullandığım müthiş bir finans sitesidir. Neyse, sitenin ismini daha yüksek bir sesle tekrar ettim.

"Oanda kom."

İçeriden hızla bir bayan çıktı ve "Buyrun efendim." dedi.

Haydaaa! Her ikisi de şaşkın şaşkın yüzüme bakıyorlardı. İş aldık dedim içimden. Sabah şekerleriydiler!

"Hanımefendi, sizden bir şey istemiyorum, arkadaşınızla hallediyoruz."

"E, beni çağırdınız efendim."

"Hanımefendi ben sizi neden çağırayım, arkadaşınızla konuşuyorum."

"Efendim, Oanda kom dediniz."

Kızın göğsündeki isim plaketine takıldı gözüm. İsmi Oanda'ydı ve konuşmamı Norveççe Oanda Komme (Oanda gel.) anlamış ve yanımıza gelmişti! Muhtemelen, konuşmakta olduğum erkek resepsiyonist de neden içeriden arkadaşını çağırdığımı anlamadığı için bana şaşkın şaşkın bakmıştı.

Sabah mahmurluğuma rağmen kahkahayı patlattım. Bazen kendi ülkemizi kastederek bu ülkede mizah biter mi diyorum ya, mizah aslında her yerde ve özellikle de beni buluyor. Neyse, işin aslını anlatınca onlar da güldüler; ama kredi kartımdan da o karışıklıkta NOK 4,550 (€500) yerine Eur 4,550 çekmişler ve ben ancak ekstre gelince uyandım. Elbette kasıt yoktu ve hemen Oanda'yı aradım. Önce yine gülüştük ve bana otel tarihindeki en pahalı odayı sattıklarını fark ettiklerinde çok şaşırdıklarını ve parayı derhal kredi kartıma iade ettiklerini söyledi.

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..