Oradan öyle görünüyormuş! demeyin….

Oradan Öyle görünüyormuş! demeyin….

Tüylerim diken diken oldu. Şüphesiz amaçlı hazırlanmış, ama gösterilenler de yaşananlardan alınmış. Türkiye’de demokratik laik cumhuriyetin ne anlama geldiğini bilmeyenler ve bilmek istemeyenler, tuzunun kuru olduğunu zannedenler, tatlı su sazanları, pabucumun demokratları, Atatürk mirasının mirasyedileri, ve bunlara sempati duyan saflar özellikle izlesinler. İzleyeceğiniz olayların benzerleri bizde de oldu. Klibi hazırlayanlar bilselerdi domuz bağıyla öldürülenlerin yaşadığı vahşeti de koyarlar, katilleri Müslüman, olayı da İslami cihat olarak tanıtırlardı…

Dinini, Kur'anın emrettiği gibi kendi aklına değil; din tacirlerinin, islamdan geçinen kan emicilerin, Allah’la aldatanların, İslam kılığına girmiş şeytanların ipoteğine verenler, izlediğiniz tabloyu yarattılar. Sadece izlediğiniz klipteki böğürenler değil, bu böğürtünün nemalandığı “topluluk” da, bunları yaratanlar, alkışlayanlar, dinleyenler ve teşvik edenler de en az onlar kadar sorumludur.

İslam’ı barış dini olmaktan çıkarmışlar. İslam’ı cellatların ayinine dönüştürmüşler. Bunlar ya Sudan gibi ülkelerde açlıktan kırılan binlerce din kardeşini görmezden gelerek ya Dubai gibi yerlerde “kıyamet alameti” şatafatı yaratırlar ya da kan kokusu almak için ortaçağ İnka’larının yaptığı gibi insan kurban eden kanlı ayinler icat ederler.

Sonun da ne mi olur? Diğerleri de kendilerini korumaya kalkar. Bizi de, sırf Müslüman olduğumuz için potansiyel tehlike görerek, aynı kefeye koymaya çabalarlar. Yeniçağın Haçlı seferinin gerekçesini arayan “Onlar”ın sapıkları, izlediğiniz Müslüman geçinen sapıkları emsal göstererek Endülüs’te yaptıkları "Müslüman soykırımını" Avrupa'da tekrarlamaya kalkarlar.

Düşmanlıklar artar. Bilim ve teknolojide üstün oldukları için kolayca da yol alırlar.

Klibin sonu; Avrupa’dan Nazileri, komünistleri kovduğumuz gibi Müslümanları da kovacağız. Avrupa’da İslamlaşmaya son mesajıyla bitiyor. Klibi izleyen Avrupalıların, çevrelerinde gördüklerinin kılık kıyafetlerine, yaşayışlarına, balkonda, banyo küvetinde kurban kesmelerine de dikkat ettiklerinde nasıl düşünecekleri ise ortada.

Önce Türkler, sonra Müslümanlar gerçekten titresinler ve kendilerine gelsinler. Bu konularda “ligt”laşma lüksümüz yok. Dinimize, inancımıza, kültürümüze, demokratik, laik değerlerimize taviz vermeden sahip çıkmamız gerekir. Onları aklın ve bilimin ışığı altında yüceltmemiz gerekir. Din sömürücüleriyle, din bezirganlarıyla, Allah’la, İslam’la aldatanlarla, cehaletle savaşmamız gerekir.

Din tacirlerini yaratan, bulundukları toplumun kültür değerleridir. Din tacirleri, bulundukları toplumun aynadaki yansımasıdır.

Barış (selam) kuru bir söylem değildir. Ancak bir emek sonucu gerçekleşir. Herkes, barışa katkısının ne olduğu yönüyle kendini sorgulamalıdır. Kendiniz için, huzurunuz için, aileniz çocuklarınız için, milletiniz devletiniz için, insanlar ve insanlık için, “selam” (barış) için, dininiz için, Allah rızası için bir şeyler yapın...

Hiçbir şey yapamıyorsanız, bunlara iltifat etmeyin, zemin hazırlamayın, teşvik etmeyin…

"Oradan öyle görünüyormuş, burada öyle değil" diye hafife almak, gördüklerinizi onayladığınız anlamına gelir…

Linki izleyin…

http://www.bivouac-id.com/2008/03/27/fitna-le-film/