Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Organ bağışı

Organ bağışı
 

ORGAN BAĞIŞI


Ülkemizde üzerinde en çok durulması gereken konulardan biri de Organ Bağışı dır. Organ bağışının önemini en iyi anlatacak şey bir insanın gerçek beyin ölümünden sonra uygun koşullarda organlarının alınması durumunda en az 11 ayrı insana yeniden hayat verebiliyor olduğunun bilinmesidir.

Ancak bazı bağnaz örümcek kafalı din adamları beyin ölümü gerçekleşse bile insanın fişini çekmenin dinen cinayet olduğunu söyleyerek iyi niyetli insanları baskı altına almaktadır.

Bu çağda böyle safsatalarla insanları yaşama döndürecek koşullar varken değerlendiremiyor olmak daha büyük bir cinayet değil midir?

Dinimiz hiçbir konuda bağnaz değildir. Güncel konularda uygulanabilirliği olan gerçekçi bir dindir. Çıkar amaçlı yıllarca halkı safsatalarla, korkularla aldatarak üstünlüklüklerini sağlayan örümcek kafalı softalara izin vermeyin. Organ bağışını, en kutsal varlığımız olan bedenimizin beyin ölümü gerçekleştikten sonra kadavradan ibaret olduğunu bilerek, onun başka insanların bedeninde işlevini sürdürebileceğinin bilinciyle önemsemeliyiz.

Organ nakli dini açıdan uygun mudur?

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, organ bağışını insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak tanımlanmıştır. 6.3.1980 tarih 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir. Diğer islam ülkelerinde de ve bütün büyük dinlerde de benzer kararlar mevcuttur. Kur'an-ı Kerim'de de (Maide Suresi, Ayet 32) " KİM BİR KİMSEYE HAYAT VERİRSE, ONUN SANKİ BÜTÜN İNSANLARA HAYAT VERMİŞÇESİNE SEVAP KAZANACAĞI " beyan olunmuştur.

Herkes birbirini bu konuda teşvik etmeli. 1 kişi en az 11 kişiye katkıda bulunabiliyor.

2 Göz(Kornea), 2 böbrek, 1 karaciğer (2 kişiye bölünebiliyor), pankreas, kalp, dalak, akciğer, kemik iliği, ince bağırsak gibi.

Beyin ölümü nedir? Bitkisel hayattan farklı mıdır?

Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının irreversible (geri dönüşümsüz) olarak kaybolmasıdır.

Beyin ölümü gerçekleşmeden kadavradan organ nakli yapılamaz. Bu durum koma veya bitkisel hayattan farklıdır.

Beyin ölümünde, beyin fonksiyonları tamamen ve başa dönmeyecek şekilde, yani tamiri imkansız bir biçimde kaybolmuştur. Solunum ve kalp atımları yapay olarak makinalara bağlı ve tıbbi tedavi ile sürdürülebilir, fakat beyin fonksiyonları yapay olarak sürdürülemez. Koma ve bitkisel hayatta olan hastalardan bazıları uzun yıllar sonra bile bazen hayata dönebilmesine rağmen, beyin ölümü gelişmiş hastalar için bu sözkonusu değildir.O nedenle kişi ancak beyin ölümü gerçekleştiği zaman tıbben ölü kabul edilebilir.

Beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra yakınları organları bağışlarsa bu kişiler kadavra donör olarak adlandırılır.

Bu donörlerde en kısa süre içerisinde (organlar fonksiyonlarını kaybetmeden önce) organların alınarak bekleyen hastalara nakledilmesi gereklidir.

Ölüm hali, nöroloji, nöroşiruruji, kardiyoloji ve anesteziyoloji-reanimasyon uzmanı olan toplam 4 hekimden oluşan heyet tarafından gerekli bütün tetkikler yapıldıktan sonra saptanır. Ölüm olayının tutanağını düzenleyecek bu 4 hekim, organ naklini gerçekleştirecek olan hekim ekibinden bağımsızdır. Yani o ekibin içinde yer alamaz.

(Bu ve buna ait diğer bilgilere www.onkod.org sitesinden ulaşabilirsiniz.)

Türkiye’de Organ ve doku nakli bölge koordinasyon merkezlerinin sayısının artması . Beyin ölümü bildiriminin zorunlu hale gelmesi ve eğitimler sonucu 2006 yılından günümüze organ bağışlarında yaklaşık 3 kat artış sağlanmış.

Yine de Türkiye de milyon kişi başına düşen donör sayısının (organ bağışçısı) 3, 6 kadar olduğu da bir gerçektir.

İnsanlar bilgilendirildiğinde, safsatalara kulak asmadığında duyarlı olabiliyor. Bu duyarlılıkla hareket edelim. Biribirimizi aydınlatalım. Her fırsatta bu konuya değinelim.

 
Toplam blog
: 39
: 670
Kayıt tarihi
: 30.11.09
 
 

1950 doğumlu. 4 yıl Kimya Mühendisliği eğitimi almış, 1969’dan beri İstanbul'da yaşayan, çağdaş kasa..