Orhan Pamuk ve sigaranın zararları

Bu sabah, önümdeki gazete tomarından, dün gece Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı açıklamayı ve cumhurbaşkanı oylamasına dair haberleri okurken, gündem dışında bir haber dikkatimi çekti. Haberin başlığı şöyleydi: Nobel Edebiyat Ödülü sağlığa zararlı olabilir! "Hayırdır inşallah" diye okumayı başladığım haberde, hayırlara vesile olmayacak şeyler yazıyordu ne yazık ki... Haberde, Orhan Pamuk'un "Kar" isimli romanında, 49 kez sigara sözcüğüne yer verildiğini söyleyip, kitabın insanları sigarayı özendirdiğini düşünen ve romanın, ünlü bir sigara markasının reklamını da yaptığı için 'deliren' bir öğretim üyesinin icraatlarına yer veriliyordu.

Ayrıca, öğretim üyemizin, bir kongreye de bu romanı örnek olarak götürdüğü, hatta haberin başlığıyla aynı olan bir poster bildiri de sunduğu yazılan bilgiler arasındaydı. Halen dünyanın en çok satan 10 romanından biri olan romanın, bu yüzden insan sağlığını 'ciddi' tehdit ettiğini ve insanlara kötü örnek olduğunu öne sürüyordu. Şikayetçiydi işte, hem Pamuk'tan, hem de "Kar"dan!

Gülmeyin, böyle yazıyordu haberde...

Öğretim üyemiz, bununla da kalmamış, sağlığı tehdit eden, hain "Kar"ı, Cumhurbaşkanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Nobel yetkilileri, Dünya Sağlık Örgütü, UNESCO ve Amerikan Halk Sağlığı Enstitüsüne de yazılı şikayet etmiş ancak hiçbir kuruluştan geri bildirim yapılmamasına da bir anlam verememişti!

Acaba, niye?

Yanıtı oldukça basit: Öncelikle, bir edebi yapıta, sağlık tehditi taşıyor mu, taşımıyor mu diye bakılmaz, bakılmamalıdır da. Önemli olan, yazarın kurduğu dünyada dolaşmak, romanda, gerçek hayattaki gibi nefes alıp alamadığımızı görmektir. Tabii, romanı ne amaçla okuduğumuz da önemlidir, ama yine de 'sağlığı tehdit etme oranını saptama' başlığı altında, kimse Pamuk'u okumaz, okuyamaz...

Ayrıca, sigara kelimesi, 49 kere geçti diye, hemen markete koşup sigara alan birine de hiç rastlamadım. Rastlayacağımı da sanmıyorum. "Kar"ı okuduğumda, baktığım şey, dili ve kurgusuydu. Sigaraya başlamadığımı da hesaba katarsak, aklımın en ufakbir köşesinden sigaranın geçmemiş olduğunu görebilirsiniz. "Kar"ın sağlam kurgusunun içinde, zaten bunu düşünüyorsak, kendimizi en yakın yerden atmamız gerekiyor!

Pamuk'la uğraşmak, çeşitli yerlere tuhaf tuhaf şikayetlerde bulunmak yerine, bu öğretim üyesine, sadece birkaç saat, oturduğu yerden kalkmadan, ulusal kanalları izlemesini öneririm. Bugün, ben yaptım ve hiç de hoş olmayan şeylerle karşılaştım. İzlerken, benim bile utanıp ekrana bakamadığım bir yarışma programından alınan karelerle neye uğradığımı şaşırdım. Manken Asuman Krause'nin yaptığı 'pornografik dans bulamacı'ndan bahsediyorum elbette.

Bir kadının uluorta yerde, her yaştan insanın seyrettiği yarışma programında, orasını burasını 'şuh' biçimde açarken, 'masum kız' ayakları yapması ve 'çocukların sevgilisi' mertebesi erişme ihtimali, tüğlerimi diken diken etti. Bu tip danslara, seksi iç çamaşırlara karşı olduğum düşünülmesin, sadece rating uğruna, pornografinin bu kadar gözümüze sokulmasının nedenini anlayamıyorum.

Öğretim üyemize, ülkemizde cinsellikle ilgili bir yığın sorun yaşanırken, bu gibi karelerin ve kadın etini bol açıkta bırakarak yapılan erotik dansların, insanları başka suçlara itebileceğini söyleyerek, bu konuda gerekli mercilere şikayette bulunmasını rica ediyorum.

Belki, bu şekilde, ülkemize Nobel'i getiren bir yazarı, oraya buraya şikayet etmek yerine, daha hayati konular üzerinde çalışma imkanı bulabilir.

Çünkü, sağlımızı her anlamda tehdit eden unsurlar rating canavarında saklı.

"Kar" da değil...