Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '07

 
Kategori
Haber
 

Orta sınıf devrim yapabilecek mi?

Orta sınıf devrim yapabilecek mi?
 

Öncelikle anımsayalım: Burjuvazi, 1789’da Fransa’da orta sınıf iken devrim yaptı. Aristokrasi ile proleterya arasındaydı.

Sonra devamında şunu da anımsayalım: Tarihin varolduğu kabaca 5.000 yıldır kentler, yazı, matematik, savaş ve sınıflar hep vardı. Ticaret kentlerden önce de vardı. Matematik proto düzeyde vardı (düğümlü iplikler ile).

Orta sınıf da hep vardı. Eski kültürel modlarda bunlar çoğunluk esnaf ve zanaatkarlar idi. Eğer devlet fakir ise, fakir köyün ağasızlığı gibi, orta sınıflar da sürünürdü. Bugünün esnaf ve zanaatkarları da ‘alt-orta-üst’ çarpı ‘alt-orta-üst’ türünden 9 aşamalı sınıflandırmada, yine 4.-5. arasında yer alırlar ama gelir düzeyi olarak, nüfus ortalaması olarak değil.

Bugünün orta sınıf(lar)ı devrim yapmayı bırakın, yerinden kımıldamak istemiyor, çünkü hepi topu bir kuşaktır edinilmiş evleri ve arabaları var. Sınıf atlama denli, sınıf düşme de vaka-yi adliyeden olduğu için, korkudan ve (eskiden kapıcılık yaptıkları apartmanlarda, daire sahiplerine karşı kendilerinin duydukları, şimdi akrabalarının kendilerine karşı duyduğu) hasetten oldukları yere mıhlanmış durumdalar.

Oysa, 1789’de herşey aristokratlarındı. Burjuvazi ticaret yoluyla palazlanmak istedikçe, aristokrasi oyuncak durumuna getirdikleri krallara vergiyi çoğalttırıyordu, olmadı kralı deviriyordu. Askerlik ve silahlar ise, zaten aristokrasinin tekelindeydi.

Bu durumda burjuvazi, ancak savaş zoruyla hakkını alabildi. Kralsa, düşmanı ülkenin ordularını başkentine salıverdi (bugünün işbirlikçilerine ne kadar benziyor, değil mi?) ama yine de giyotini boyladı.

Günümüzün neo-liberal dalgalarında ise, ya köylülere kenti yağmalattırıyorlar, ya da beyaz yakalı göstermelik örneklere borsada ya da CEO’lukta sınıf kere sınıf atlattırıyorlar. Kitlenin geri kalanı da, bunun hayaliyle televizyonda dizi film seyrediyor.

Sözü şuraya getireceğiz:

İngiltere Savunma Bakanlığı’nın olası tehditlerden yola çıkarak hazırladığı 90 sayfalık rapor, dünyada 28 yıl sonra yaşanacak gelişmelere ışık tutuyormuş.

Yine burada deniyormuş ki:

“Küreselleşmeyle birlikte sınıflar arasındaki uçurum artacak. Karl Marx’ın işçi sınıflar için öngördüğü ayaklanmayı orta sınıf yapabilir. Çünkü baskı altında olan farklı ülkelerin orta sınıfları, yeni iletişim teknikleriyle bir bütünleşme eğilimi gösteriyor. Üretimi elinde tutan orta sınıfın ayaklanmasıyla marksist bir devrim gerçekleşebilir.”

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=233384

Demek ki neymiş?

“Devrim bitmez, devrimciler biter, gelecekte yenileri devrim yapmaya yeniden başlar, ” savımız doğruymuş.

Ancaak:

Öngörünün gerçekleşeceği tarih olan 2035’te üretimin en az % 50’sini robotlar yapıyor olacak. Japonya’daki robot sayısı şu an çalışan sayısının % 10’unu yakalamak üzere. Bu bir. (Robotların insanlara karşı savaşı henüz tarihin ve gelecekbilimin değil, bilimkurgunun alanında.)

İkincisi: Zanaatkarlar, işçi sınıfı, her ne denirse densin, ürettiği için değil, aç kaldığı için devrim yapar. Yapmıştır da. Yapacaktır da. Bugünkü ve yarınki açlar, gecekondularda ve doğada yaşıyorlar. Tarihte daha önce yaşandığı gibi, kentlere saldırıp, kentleri bir anda yaşanmaz kılabilirler, kılmışlardır da, bakınız: İstanbul (hem de kaç kez?).

Gelecek bilgi toplumudur. Geleceğin üretimi bilgi üretimidir, hatta şimdiden öyledir. Toplumda bilgiyi üreten %o 1-5’lik entellektüel kesim, bilimci kesim, çoğunluk devrimci değil, tutucudur. İktidar seçkinleriyle işbirliğini daha çok yeğler. Bunda temel pay, kitlenin / proleteryanın okumuşları pek sevmemesindedir.

Konuyu toparlarsak:

Son 50 yılda bilginin her 10 yılda bir üssel artışıyla zaten başka türden bir devrim yaşanmıştır. Bugünkü globalizm, toplumları genelde muhafazakar yapmıştır. Cüzdanı sağda, vicdani solda olanlar, kuşkusuz cüzdanlarına liboşlaşırlar. Buna, bir yaşam diliminde oluşan çok hızlı değişimlerin getirdiği tutuculuğu ekleyin, böylelikle bugünkü global eğilim, Orta Çağ feodalizmi denli tekdüze ve sabit bir toplum yaratmaktadır. Zaten buna daha 1980’de Alain Minc ‘Yeni Orta Çağ’ (İmge Yayınları) demişti.

Evet, devrim olacak ama onu kimin yapacağı henüz kesin değil. Kültür, toplu bilinçsizlik gibi kavramlar nedeniyle, bir tek bireyinin bilinci olmadan bir toplumun gerçekleştirdiği edimlerle doludur. Devrim için de pekala öyle olabilir. Global sendikaların toplumcu ve anti-globalistlerin bireyci eylemleri, birarada sinerjik etkiyle pekala bu işe yarayabilir.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..