Ortadoğu politikaları üstüne yorumlar ve Türkiye

Arapçada, “ Allahın Partisi” anlamına gelen Hizbullah’ın sivil ve askeri kanatları bulunuyor. Şİİ inançlı bir parti olarak tanımlanıyor.

Hizbullah,  1982 yılında İran devriminden esinlenerek, İsrail’i Güney Lübnan’dan atmak amacı ile kurulmuş bir parti ya da örgüt.

Şiddet eğilimli bir örgüt olarak biliniyor.

Son zamanlarda İran’ın da baskısı ile Hizbullah, gücünü Suriye’de Esad lehine ve muhaliflere karşı artırdı. Suriye’de 2000 ile 2 500 arasında Hizbullah savaşçısının bulunduğu belirtiliyor.

WSJ haberine göre Hizbullah’a teslim edilmek üzere hazırlanan ve İran’a ait olduğu belirtilen silah sevkiyatını bombalayan İsrail, durumu yumuşatmaya çalışıyor. Buna paralel olarak da hedefinde Suriye olmadığını açıklamak gereğini duyuyor.

Diğer yandan İsrail’in son saldırılarla İran’ı denediği yorumları göze çarpıyor.

 İsrail politikacıları ve askeri liderleri komşularıyla bir problem -kavga yaratmak istemediklerini sürekli vurguluyorlar. Buna karşılık bir kısım uzmanlar, farklı  yorumlar yaparak, İsrail’in kaotik bir ortam yaratıp, bundan yararlanmak istediğini, fakat bununla büyük risk aldığını dile getiriyorlar.

Analistlere göre de, İsrail tarafından bir savaş başlatacak ve Esad’ın ya da muhaliflerin gücünü büyük ölçüde değiştirebilecek bir hava saldırısı olmadı.  İsrail’in yaptığı, on yıldır süregelen teröre ve suikastlara karşı bir çeşit gölge savaşı.  Bölgedeki gerçek mücadele,  İran ve İsrail arasında.  Bu yorumlara karşılık,  diğer yandan İsrail’in savaşa çok yaklaştığını belirtenler de var.

İki hafta önce Şam kenar mahallerinde- Adra al- Balad Şiiler için kutsal mekanların bulunduğu ve Hac ziyaretlerinin yapıldığı yere isyancılar tarafından saldırılar düzenlendi. Türbelerin bulunduğu yerlerin tahrip edildiği haberler arasında. Bunun üzerine İran, Suriye isyancılarını uyardı.(NYT/ 6 Mayıs)

 Türkiye kamuoyu Suriye konusunda  iki yana ayrılmış durumda. Sanki biz savaştaymışız  gibi olaylar ve haberler çarpıtılıyor.

Suriye ve diğer Ortadoğu problemlerinin bölgeye ve yurdumuza ne getirip ne götüreceğini bilemeyiz diyerek yorumlar ve tahminler yapılırken Reyhanlı büyük patlaması ile sahte demokrasi savunucularının yanlış yolda oldukları açığa çıkmış oldu. Suriye konusunda şimdiye kadar kazıklandığımız ve bunu iyi kavrayamadığımız  yaşanan olaylarla ortaya çıkıyor. İnşallah, maşallah, mahşer, kıyamet günü gibi kavram veya inançları  dünyevi işlerle karıştırdığınızda, karşınıza yığınla problem ve cehennem ateşini aratmayacak belalar çıkıyor.

Bölgede İnsanlık adına yitirilen çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve diğerleri acı bir tokat olarak dünyanın gözü önünde.

 Dış basında, Reyhanlı olayı ile ilgili olarak, “İç Savaş Türkiye’ye sıçradı, Müslümanlar birbirine girdi, birbirlerini bombalıyorlar.Köpeklerle yatan, pirelerle uyanır. Suriye ve Türk hükümeti patlamalarla ile ilgili olarak karşılıklı birbirini suçluyor. Türk Başbakanı Suriye’nin Türkiye’yi kabusun içine çekmeye çalıştığını söyleyerek, faillerin er ya da geç hesap verecekleri belirtti. Suriye Enformasyon Bakanı , Suriye bu işi ne yaptı, ne de üstüne alır, değerlerimiz böyle bir şeyi yapmamıza müsaade etmez, dedi.” yorum ve haberleri yapılıyor .

Milliyet Gazetesi, “Hepsi tesadüf olabilir mi” başlığı ile verdiği haberde, Başbakan ne zaman ABD’ye gidecek olsa veya döndüğünün haftasına kalmadan ciddi terör saldırılarının meydana geldiğini yazarak bu saldırıları tek tek listelemiş.

Türkiye’de iktidar , Suriye konusunda  baştan iyi bir tahmin yapamadı. Olayın iki altı ay içinde biteceğini sandı. Muhalefetin uyarılarına kulak tıkadı ve durum bu noktaya geldi.

Günümüz savaşları artık cephelerde değil. Sokaklarda, evlerin çatılarında, otobüslerde, trenlerde. Üstelik kapıyı ne zaman ve nasıl çalacağı da belli değil.  Günümüz terör savaşlarının malzemesi de evler ve atölyelerde  yapılıyor. Bunun en son örneği , Boston Maratonunda veTürkiye’de yaşanan terör.

Reyhanlı olayında gözaltına alınan dokuz kişi hakkında açıklanan bilgiler, "bu işi para karşlığında" yaptıklarını ortaya koyarken, terörün fikri zikri olmadığını kim para verirse onun adına çalıştığını kanıtlayan bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Suriye konusunda, Esad’a en fazla altı aylık ömür biçenler ve işin üstüne acele atlayanlar yanıldılar.

Savaşı başlatmak çok kolay ama nerede, nasıl ve ne zaman duracağını kestirmek zor.  Hesabını iyi yapamayanlar hem kendilerini hem vatandaşlarını büyük zararlara sokuyorlar. Tarih  kötü örnek veren liderlerle dolu. Hüseyin Seyfi