Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '07

 
Kategori
ÖSYS
 

ÖSS'den geriye kalanlar

ÖSS'den geriye kalanlar
 

Bu yazıyı ÖSS'ye girip bir üniversiteye yerleşmiş ve üniversitede bir yılını tamamlamış bir öğrenci olarak yazıyorum. Seçim vaatlerinde bile rol aldı öss ''ÖSS'yi kaldıracağız'' sloganıyla. Ne kadar gerçekçi oldu ve kimler bunu düşünüp oy verdi bilmiyorum. Her ne olursa olsun bu sınavın toplumumuzda önemli etkilere sahip olduğu apaçık; sosyal, ekonomik, kültürel, ailevi ve çevresel konularda...

Başarılı bir öğrencilik hayatım oldu. Her zaman el üstünde tutulan okulunda ve dershanesinde çok beklenti içinde olundan bir öğrenciydim. Gittiğim okul özel bir liseydi.

Bunları neden anlatıyorum. Hayır; kesinlikle övünmek için değil. Bana bakan öğretmenlerin gözbebeklerinde kendi yansımamı değil para yansıması görebiliyordum. Sen derece yapacaksın biz reklam yapacağız. Bu cümleyi söylemeselerde davranışları ile hep bunu hissettim. Tabi her öğretmen için geçerli değil ama böyle düşünenler çoğunluktaydı eminim.

Uğur gece geç saatlere kadar çalış derlerdi ama gün yorgunluğunu taşıyamaz on bir gibi uyurdum; çok kızarlardı. Kız arkadaşım olurdu; bozuk atarlardı. Konsere gitmeye kalkardım iki üç gün boyunca öğretmenlerin yüzü gülmezdi bana karşı.
Bunları derken hiç düşünmezlerdi gençliği; hissettiklerimi, geçici aşklarımı, kişisel ihtiyaçlarımı. Düşünen olduysa da öğrenci milleti nankördür; ben herkesi aynı bilirdim.

Bunu neden yaparlardı? Benim iyiliğim için mi? Evet. Ama kendi çıkarları için de elbette. Kültürel ve sosyal hayatım böylece engellenmeye çalışırdı. Sadece benim mi; büyük çoğunluğumuzun.

Ekonomik olarak da eğer siz de bir veliyseniz pek konuşmama gerek yok. Çok duyduğum bir tabirdir bu ''yerli araba parası''. Dersane ücretleri böyleydi işte. Azıcık şanslıysanız indirim kazanırdınız. Alınan ama pek çözülmeden bırakılan kitapları; zorla aldırılan kitapları, kalemleri , uçları silgileri...Bunları da ekleyelim isterseniz. Neredeyse unutuyordum, minibüs parası , metro parası, derse yetişmek için alelacele yenilen fastfoodların parası...

Ailesel sorunlara gelirsek. Ben ne mutlu ki kendi ailemden görmedim ama çocuklarının çözdüğü soruları takip eden, küçük başarızlıklarda bağıran çağıran çok ebeveyn tanıyorum. Birinin iyiliği için ona başka hasarlar vemek ne kadar acı.
Bir öğretmenim anlatmıştı; gerçek bir hikaye: Bir veli dersanenin deneme sınavı sonuçlarının açıklandığı kağıdın önünde durmaktadır.Anlatan öğretmenim adamın yanına yaklaşır ''sizin çocuğunuz bakın şurada'' der ve listede parmağıyla işaret eder. Adam şu yanıtı verir:

-Biliyorum; ben zaten komşunun çocuğuna bakıyorum.

Bu cümleyle başlayan rekabet duygusu aileden çocuğa geçer. Çocuklar birbirini rakip ve düşman olarak görmeye başlar. Dostluk varsa aralarında dostluk bozulur.
Sonunda şu korku oluşur: Aman etraf ne der?

Bu da çevresel sorun dediğim kısım.

Sınava girilir üç saat oturulur. Bu üç saatte insan uzaya fırlatılmak için gerekli olan bütün metabolizma faaliyetlerini gerçekleştirir. İdrarını tutma; adrenalinine hakim olmaya çalışma , kalçasının uyuşup dikkat dağıtmasını engelleme ; kalem ucunu kırmadan düzgünce cevap anahtarını işaretleme, soruları çözme , bu arada çevresel ve ailesel korkuları görmezden gelip konsantrasyon kurmaya çalışma, kafadaki kaygıları dondurmaya çalışma... Üç saat bitti mi?

Aman Tanrım zil çalıyor.

Her şey bitti. Ya gireceksin bir fakülteye; ya bekleyeceksin bir yıl daha aynı sorunlar ve sorularla. Fakülteye girdim ve sadece bir yıl ingilizce hazırlık okudum. Üniversite kapısından içeriye girince ÖSS'nin hükmü kalmıyor. Bunu öğrendim bir yılda. Gerçek hayata hoşgeldiniz!! ÖSS kalksın diyen zihniyet... Sözüm size... Bilen öğrenciyle bilmeyen öğrenciyi ayırmak gerek bunun için öss şart. Ama önemli olan şu bilen de hayatın bütün güzelliklerini yaşamalı bilmeyen de.Bu da ÖSS'yi hayat memat meselesi yapanlara.

 
Toplam blog
: 9
: 1300
Kayıt tarihi
: 21.05.07
 
 

1988 doğumluyum. ODTU endüstri ürünleri tasarımı birinci sınıf öğrencisiyim. Farklı fikirler görmek ..