Oy ve ötesi

Küçük bir bebeği üniversite sınavlarına sokmak gibidir bizim halkı demokrasiyle kavuşturmak. İyi insanızdır fakat siyasete gelince saçmalamaya başlarız. Sana ortamlarda birbirimize atmadığımız iftira kalmaz. Siyasetçiler çalar biz arkadaş kaybederiz. Algı yönetiminin en çok yaşandığı ülkelerden birisi Türkiye'dir denilse kaç kişi itiraz edebilir? Biz kendi sorunlarımızı çözemedik, çözemiyoruz ve çözemeyeceğiz. "Birine yardım edelim mi" denildiğinde en ön sırada koşarken "hadi şurada gösteriye katılalım" cümlesinde evimizden çıkamayız. Aile kültürü, gelenekler, yaşam tarzı yardımı emrederken, gösteri vs. organizasyonları kesinlikle onaylamamaktadır. Biz demokrasinin ne olduğunu, nasıl yaşanacağın kesinlikle bilmiyoruz. Kalkıp bir de oy kullanmaya giderken birbirimize yaptığımız baskı cahilliğimizin en öz kanıtıdır.

Örneğin oy vermek için koşa koşa seçim sandığına koşan kişi, mahallesinde bir çocuk parkı yıkıldığında müdahale eder mi? "Allah allah" diyerek halkı soyanlar bunu biliyor. Halkın zaaflarını, kırmızı çizgilerini çok iyi biliyorlar. Gazeteler çarşaf çarşaf  "oy verin" diyor. Oy verin ki demokratik hakkınız kullanın. Peki aynı gazeteler verga kanununa itiraz için toplanın diyor mu? Aynı gazeteler ve onların babaları siyasetçiler toplumu haksızlığa karşı mücadeleye çağırıyor mu?  Siyasi algı yönetimcileri toplumu bütünleştirmemek için elinden geleni yapıyor. Bu algı yönetimleriyle  mücadelenin tek yolu okuma, araştırmak ve kendi düşünce yapısına sahip olmaktır. Bizler düşünceye sahip olmadan hangi fikirle oy kullanıyoruz? Allah aşkına kaçımız haftada bir kitap okuyor? Kaç kişi siyasi tarihi bilerek tartışıyor. Toplum mühendisleri toplumun yapısını inceler ve algıyı oluşturur. Oy ver fakat yönetime karışma? Oy ver fakat vergi kanununa muhalefet etme? Oy ver fakat evde otur. Biz senin yerine yönetiriz. Toplum milletvekilleriyle, başbakanlarıyla, cumhurbaşkanlarıyla topyekun düşünmeli, okumalı ve araştırmalıdır. Toplum cahil olursa siyasetçiler kendilerini tanrı yerine koyar.

Unutmayın arkadaşlar! Ülke hepimizin. Siyasetçiler parayı çuvallayıp kaçabilir. Onların algı yönetimiyle dostlarımızı kaybetmemeliyiz. Bizler siyasetçilerin toplumun seçtiği sade bireyler olduğunu, sadece ve sadece görevlerinin topluma hizmet etmek olduğunu unutmamalıyız. İnsanın oy vermek hakkı olduğu kadar, konut hakkı, sosyal yaşam hakkı, eşitlik hakkı olduğunu ve bu hakların oy vermekten daha önemli olduğunu unutmamalıyız.  İnceleyin ve öğrenin. Adalet sisteminde eşitlik var mı? Kaçınız toplum içerisinde diğeriyle eşit olduğunu düşünüyor. Hepinizin konut hakkı var mı? Varsa bu konutlar nerde? Sahiller bol villalı yerleşimler olmuş? Gazete patronları, ünlüler bu bölgeleri işgal etmiş. Evet onların sosyal yaşam hakları var? Peki asgari ücretle yaşayan arkadaşımızın hangi hakları var. Bu hakları isteyin bakalım gazete patronları, siyasetçiler ve dış odaklar size nasıl davranacak. Sizin tek hakkınız oy vermek, oyunu ver ve evine git. "Rey" vermekten çok bi "REY"   olmayı ister insan. Birey olmadan ne reyin anlamı var ne de seçimlerin. Kimse kimseyi kandırmasın.