Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '09

 
Kategori
Siyaset
 

Oyun alanından siyaset meydanına!...

Oyun alanından siyaset meydanına!...
 

Siyaset Meydanı'nı genellikle izlerim. Geçen akşam Ali Kırca'nın ülkenin çeşitli yörelerinden getirttiği çocuklarla yaptığı programa da şöyle bir uğradım.

Ancak, bir süre izledikten sonra izlemeye içim el vermedi. Trabzondan getirilmiş çocuk almış eline mikrofonu, büyüklerinin kendine öğrettiği "ezberi" okuyordu.

"Doktora gidecekseniz Türkçe öğrenin, sizin için Kürtçe bilen doktor mu bulacağız" diyordu... Daha on yaşında bir çocuğun ifadeleri bunlar. Canım sıkıldı, üzüldüm ve kanalı değiştirdim.

Sonradan öğrendiğime göre, Kürt asıllı bir çocuk da, Abdullah Öcalan için, "O da bizim Atatürkümüz" gibi bir laf etmiş...

Açılımın kaygan bir zeminde yol almaya çalıştığı bir ortamda çoluk çocuğu televizyon ekranlarına çıkararak, "siyaset meydanı" yapmanın ne alemi var? Birincisi budur ki, eğer özel bir niyet yoksa, Ali Kırca, açılımın ortamını olumsuz etkileyecek bir aymazlığa imza atmıştır.

İkincisi de şudur ki, eğer bu "açılım" başarıya ulaşmaz ve her iki taraf için de "milliyetçi" söylemler devam ederse, Türkiye toplumsal yapısının derinlerine kadar inecek bir "çatlamaya" doğru gidiyor.

25 yılı aşkın süredir, kan akan bir coğrafyada böyle olmaması zaten mümkün olmazdı. Hangi argümanlarla perdelemeye çalışırsanız çalışın ortada yaşanan bir gerçek var: Her iki tarafta kan kaybediyor, can kaybediyor; bu kayıpların ta çocuklara kadar inen bir "ayrışma" yapmaması mümkün değildir. Ali Kırca'nın programı bu acı gerçeği göstermiştir...

Ama gören olmuş mudur? CHP lideri Sayın Baykal'ın görmediğine şüphe yok. Başbakan kovaladıkça o kaçıyor. Biz bu işte yokuz, diye ısrar ediyor...

"Kürt sorunu" üzerine rapor hazırlayan ve bu raporda bugün sözü edilen açılımın muhtemel içeriğinden daha ileri çözümler sunan bir partinin genel başkanı, şimdi barışa katkı vermemek için kaçacak delik arıyor.

CHP kurumsal kimliği olan bir parti değil midir? Genel başkan değişti diye- o zaman Altan Öymendi-, partinin politikaları bu kadar aksi yönde değişir mi?

Sayın Baykal'ın "Ergenekon avukatlığı" görevini fazla ciddiye almamıştık. Bunu siyasi bir polemik saymıştık, yoksa yanıldık mı?

Sayın Baykal'ı barış sürecine katkı vermemek üzere bu denli "angaje" eden güç nedir acaba? Sadece iktidar partisiyle aynı yola girmemek midir bu, yoksa başkalarıyal girdiği yoldan çıkamamak mıdır?

Yaşadığımız şu günler, gelecekte çok sözü edilecek günler olacak hiç kuşku yok!

Herkes bugün yaptığıyla yargılanacak gelecekte... Sadece bu dünyanın geleceğinde değil üstelik, öteki dünya da yargılanacak bugünün politikacıları...

Dağlarda can vermiş gençler şunu soracaklar hesap gününde:

Bizi kim öldürdü?
 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..